• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
1201
|
|
|
|
Bu dünyadaki, yaþam süremize son noktayý ölüm koyar. Kýsa veya uzun bir süre sonunda, er geç her canlý o nokta’yý kullanmak zorunda kalacaktýr, istese de istemese de. Bu noktanýn ne zaman, nerede, nasýl konacaðý bizim seçimimize baðlý deðildir. Madem bu son nokta bizim parmaklarýmýzdaki kalemin ucunda deðil, bizim yapacaðýmýz yaþamýmýzdaki hoþ noktalarýn sayýsýný çoðaltmak olmalýdýr. |
|
1202
|
|
|
|
Herþey "bu dünyada biz de yaþadýk" deyip, bunu bir þekilde ispat edebilmek için. Yani hacim kazanabilmek ve ölümsüz olabilmek için. |
|
1203
|
|
|
|
Kendine sormalýsýn ne istediðini þimdi. belirsiz hayaller deðil, canlý rüyalar olmalý öne sürdüðün.. Kalbin olacaklarý hissetmeli.. Dünyan sesinle irkilmeli.. Beni anlayacaksan eðer, kalbin aþmalý gelgitleri..
Bilmiyorsun! Yazmak, ruhun hikayelere anlam katmasý, savrulan anlamlarýn kendini bulmasý.. Arýyorsan sevdiðin þeyleri karþýndaki sahnede, neyin ne olduðu önemli deðil, gideceðim. |
|
1204
|
|
|
|
William Willis’i duyanýnýz var mý? Eminim vardýr, ama kaç kiþidir? Oysa insanýn denizle iliþkisinin destanýdýr William Willis’in tüm yaþamý. Ya da kendi halinde bir doktor olan Alain Bombard’ýn tek derdinin aslýnda “insanlarýn açýk denizde hayatta kalmasýnýn yollarýný ispatlamak” olduðunu bilir misiniz? Atlantik’i aþtýðý sýradan bir botu “Zodiac” gibi efsane bir marka haline getirirken bir yandan da bir varoluþ destaný yazmýþtýr o da Atlantik’in sularýnda.
Neredeyse tamamý denizlerde geçmiþ bir yaþam düþünün, ama denizlerde derken Karaköy-Kadýköy arasýnda deðil, ya da Karadeniz boyunca; dünyanýn tüm denizlerinde… Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanuslarý, Akdeniz, Ümit Burnu, Uzakdoðu, neredeyse tüm Pasifik adalarý… ve bir gece Rakahanga resifinde sona eren bir yaþam; iþte size Eric de Bisshop ve akýl almaz yaþam öyküsünün duraklarýndan bazýlarý.
Sallarýn Altýn Çaðýnda pupa yelken sonsuz ufuklarý aþmýþ bilinen-bilinmeyen tüm denizcilere gýpta ve SAYGIYLA! |
|
1205
|
|
|
|
Oðlumu kucaðýma aldýðým an , babamýn beni kucaðýna aldýðý aný anladým . Sahiplik ve sahipliliðin ne demek olduðunu kelimeler ile tariften , yürek ile tarife taþýdým . |
|
1206
|
|
|
|
Gençliðinde güzelliði nam salarmýþ… Gençler, onu görmek için birbirleriyle yarýþ edermiþ. Kim alacak köyün en güzel kýzýný diye kavga edermiþ. Hele de düðünlerde oyuna kalkýnca Fadýma Kýz, kimse kalmaz yerinde onu seyre dalarmýþ…
|
|
1207
|
|
|
|
Günlük sayfasýndan iki paragraf.... |
|
1208
|
|
|
|
Ne zaman kýþ ve kar ile ilgili bir yazý yahut þiir görüp okusam, aklýma hep tedbir almak gelir istemsiz… Kýþ gelince insanlar tedbir alýrlar yollarda, hanelerde, iþ yerlerinde! Kar yaðýnca araçlar kaymasýn diye zincir takarlar sürücüler! Yanlarýnda takoz ve çekme halatý bulundururlar…
|
|
1209
|
|
1210
|
|
|
|
Meðer düzeltilmesi mümkün olmayan hatalar, dönülmesi mümkün olmayan kucaklar varmýþ… Meðer küçüklüðümüzdeki o üzerimize titremeler hep büyüdükçe ödeyeceklerimizin denkleþtirme anlarýymýþ. Meðer ne kadar çocuk kalýrsan kal hiçbir zaman küçülüp babanýn kollarýna bir daha sýðamazmýþsýn. |
|
1211
|
|
|
|
Ne güzel demiþ Yunus; “Mal da yalan, mülk de yalan/ Al biraz da sen oyalan”. Binlerce yýldýr dünya böyle devir teslim ediliyor. Kimse malýný elinde tutmayý ya da göçe karþý durmayý baþaramadý, baþaramayacak da. Duraklarda hanlar inþa ediyoruz. Belki bir saat sonra terk edeceklerimizle, sonsuza kadar birlikte olunacakmýþ gibi lezzetle yaþýyoruz. Dünya hapishanesinde olduðumuzu anlamadan demir parmaklýklara sarýlýp, birer mücevhere sarýlýyormuþ zevkiyle, “Bunlar benim” diyoruz. |
|
1212
|
|
|
|
Takvimler ne kadar cömerttir. Her gün bir sahife baðýþlarlar ömürlerinden. Onlar cömert davrandýkça hafiflerler hafiflerler ta ki tükeninceye kadar cömertlikleri devam eder. Her erdemli davranýþlarýnda omuzlarýndaki yük biraz daha hafifler takvimlerin.
|
|
1213
|
|
|
|
Ders almayý öðrettiðin için teþekkür ederim!
Gözüme, burnuma sokmadýðýn için hatalarýmý!...
Dinlenmemiþ uyarýlarýndan dolayý tavýr almadýðýndan dolayý…
Annemi… Bizleri sevdiðin… Önemsediðin… Ve de varlýklarýmýza duyduðun saygýdan… Sevgiden…
|
|
1214
|
|
|
|
Tam 98 de, sabahýn 05:00 in de gittin sevdiðimiz evimizden, odan dan... |
|
1215
|
|
|
|
yazdým iþte. öyle elimden çýktý. isterseniz okuyun:) |
|
1216
|
|
|
|
Þiirler not alýrým. Ya kendim yazarým ya da en sevdiðim þairlerin özel þiirlerini.Bir sayfa çevirdim ve karþýma Cahit Külebi’nin ilk yayýmlanan þiiri çýktý karþýma “Ayýcýlar geçti,affedilmemiþ insanlar geçti,Þehirler taþ yürekliydi Þarkýsý beyaz,Ýnsanlarýn büyük rüyalarý vardý,Ýnsanlar bir ölümle öldüler ki,Sevgiler arasýnda þaþýrýp,Bir unuttular ki deme gitsin”. |
|
1217
|
|
|
|
Nedenler..
niçinler kaplamakta içinin gök kubbesini..
Sesler, haykýrýþlar, binbir figân..azabla karýþýk..
düþünce diyemeyeceðin idrakin okyanusunda
sarmalýyor benliðini..
|
|
1218
|
|
|
|
Ben güneþin altýnda yaþananlarýn çið gerçekliðini karanlýðýn illüzyonlarýna tercih ederim. Gece günah tadýnda, þehvet kývamýnda bir þeydir. Karanlýk saatler hýrsýzlara arkadaþlýk eder. Katilleri ve fahiþeleri, ihaneti ve cinneti gizler. Gece hain bir pusu |
|
1219
|
|
|
|
...ve o insanlar bu ýþýksýz, rüzgarsýz, sonsuz limanýn büyüklüðünden öylesine korkarlardý içini dolaþýrken. Onlar güneþi isterlerdi, rüzgarý, öfkeyi... Kendi büyüklüklerinin gururunu yaþayabilmek için küçük yerlere kaçýp gitmek isterlerdi. Bu büyük, dingin ve fedakâr liman onlara ne kadar küçük olduklarýný hatýrlatýyordu. O kadar çok sevgi vardý ki bu çirkin, karanlýk taþlarýn içinde, ne kadar insan akýtýrsa akýtsýn pisliklerini üstüne yine de hiç eksilmezdi onun sevgisi... |
|
1220
|
|
|
|
Gelin kendimizi de okumayanlarý da bu dertlerden kurtaralým ve okumama þenlikleri ve etkinlikleri düzenleyelim. |
|