• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1381
|
|
|
|
Yağmuru beklerken… ( Yine Umut)
Hayata bağlayan yegâne unsurlardan en önemlisidir Umut. Kanın damarlarda dolaşırken bedene yaşam pompalaması gibidir çoğu zaman. Bütün kayıplara rağmen derinliklerden insanın yüreğine seslenen nidadır, İlahi bir bekleyiştir. Yok olmuşken küllerinin içinden yeniden doğmaktır birazda.
Ve Umut, gök gürültüsüyle gelen sağanak bir yağmurdur. |
|
1382
|
|
|
|
Acaba kendine bir ad koymak, bir mantık sistemine oturtturmak, sonsuz bir döngü, anlamsız bir kesinlik çabası mı? |
|
1383
|
|
|
|
Çoktan çıkmıştı hayatınızdan kolay söylendikçe kolay kaybedilen, satın alındıkça sıcak, soğukta üşümeye bırakılan ve unutulan, kutsal olan..
Ne ağla ne de gül şimdi.
|
|
1384
|
|
|
|
Sokaklar ne zaman çiselediğini bilemediğim yağmurla ıslanmış durumda. Etrafta mis gibi toprak kokusu. Yürüdüğümüz yolun iki yanında sırasıyla ağaçlar var. Kimileri yapraklarını dökmüş, kimileri ise göz pınarlarımızda biriktirip de ne zaman nerde salıverec |
|
1385
|
|
|
|
İsterseniz bir ziyarete gidelim. Napolyon'dan, Sezar'a, Büyük İskender'den Sokrates'e kadar tarihin akışını değiştiren her çeşit insan ile akıl hastanelerinde tanışabiliriz. |
|
1386
|
|
|
|
Bazen, edebiyatın(kelimelerin) peşine takılır insan; başkaların hayalleri(anlattıkları) ile mutlu olmak için hazır, uyanana kadar... |
|
1387
|
|
|
|
Çocuklar, ah bu çocuklar! Hem yaramaz, hem akıllı, hem çok bilmiş, hem pek fazla bir şey bilmez, hem sevimli, hem bize dert ortağı zaman zaman. Siz sanki çocuk olmadınız mı, hep bu yaşlarda mıydınız? İçinizde sizi sürükleyen bir çocuk yok mu? Zaman zaman onlara özenmiyor musunuz? Aralarına bir girsem iki top tepsem ya da saklambaç oynasam onlarla demediniz mi hiç?
|
|
1388
|
|
|
|
“Söz gümüşse sükut altındır” sözünün belki de tek istisnasıdır “Dengbéjlik” |
|
1389
|
|
1390
|
|
|
|
Hayat yavşaktır. Her zaman güler sana. |
|
1391
|
|
|
|
YALNIZLIK İSTEYENLER İÇİN YALNIZLIKTAN BIKMIŞ BİR İNSANIN İSYANI... |
|
1392
|
|
|
|
Çağımızın bilgi çağı olduğu söyleniyor. Bence değil ! Günümüzde bilgiye ulaşmak çok kolay. Eskisi gibi ciltlerce kitaplara sahip olmak gerekmiyor. Bir tuşla hertürlü bilgiye erişebiliyoruz. Günümüzde teknoloji, hamallığı ortadan kaldırmıştır ; gerek fiziksel, gerekse zihinsel hamallığı. Dünyanın bir ucuna yorulmadan gidebiliyoruz. Bir tuşla hertürlü bilgiye erişebiliyoruz. O halde, bilgi, elde etmesini bilenler için kolayca erişilebilecek bir konumda. Önemli olan bu bilgiyi kullanabilmek. Yani düşünmek. Zamanımız “Bilgi Çağı” değil “Düşünme/irdeleme” çağıdır. Ancak, farklı düşünme yöntemleri ile yeni bilgilere erişebiliriz.
|
|
1393
|
|
|
|
Cemal Aslan’la ilgili, geçmişimin fotoğrafları gözlerimin önünde bir film şeridi gibi gelip geçti…
Hiçbir karesinde negatif bir poz göremedim.
Güler yüzlü ve gülmesini bilen bir insandı Cemal Aslan. Onun bulunduğu ortamda hep pozitif bir hava eserdi. Çünkü gülmesini bildiği gibi güldürmesini de bilirdi. Mertlik ve delikanlılık onu en iyi tarif eden iki kavramdı. Hiçbir zaman diklenmeyen ancak hep dik durmasını bilen ve bu ilkesinde asla taviz vermeyen hasbi bir insandı…
Birkaç satırlık yazı ile onun kitaplara sığmayacak kadar güzel hasletlerini anlatıp bitirecek değilim. Benim maksadım, -birkaç güzel kelam da olsa- onu hayırla yad edip rahmet okumaktır. |
|
1394
|
|
|
|
Züğürt Ağa filmi üzerine bir denemedir |
|
1395
|
|
|
|
Yârini en iyi anlatan, yâri için en kolay ölebilecek kişidir. |
|
1396
|
|
|
|
Kara bir tren, upuzun bir yol savurur uzaklara. Vagonlarda kömür kokusu, vagonlarda yalnızlık dizboyu.... |
|
1397
|
|
|
|
Şimdi hayat sağır, sesini yitirecek diye korkuyorum sokakların, bağır bağır bağır! Uykusuzluk, kaybolmuşluk, huzursuzluk…. |
|
1398
|
|
1399
|
|
|
|
sıkıcı bir hayat
hep aynı yollarda yürüyoruz
dönme dolabın gönüllü mahkumlarıyız
|
|
1400
|
|
|
|
"Masum bir bebeği bile ağlatan hayat hain değilde, biz mi sulugözmüşüz hiç yoktan?" |
|