• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1441
|
|
|
|
Saniyelik kararlar daha sonraları insanların 'kader' diyerek arkasına sığındıklarını yaratıyorlar sanırım. |
|
1442
|
|
|
|
UYUMAYI BEKLERKEN ÇOĞU BEDEN YORGUNLUKLA,VİCDANIMIZ UYANMALARA SEBEP OLMUŞMUDUR NİCEMİZİN,ARDINDAN BİR YASTIK ALIP NEFESİNİ KESMEYE ÇALIŞMIŞIZMIDIR NEFSİN. |
|
1443
|
|
1444
|
|
|
|
İnsanın savaş tutkusu üzerine bir deneme |
|
1445
|
|
|
|
Görüleceği gibi, yardım etme olayı, bir karşılığının olması hesabı ile yapılmaktadır. Yan,i öyle yüce bir tarafı falan yoktur. Al gülüm, ver gülüm atasözü burada da geçerliliğini korur. |
|
1446
|
|
|
|
Entelektüel, toplumsal ve evrensel sorunlara kayıtsız kalmaz. Haksızın ve güçlünün safında yer almayan adamdır entelektüel.Güçlüye yaranmaya çalışmayan, doğruyu söylemekten çekinmeyendir o.Bir anlamda doğrucu davuttur.
|
|
1447
|
|
|
|
"O"öper buz gibi dukalarıyla, kalakalırsınız, içiniz donar, keşkeler ve akamayan gözyaşlarınız içinde boğulursunuz.... Ve bilirsiniz ki "O" aslında, varlığına gösterilen tokatsız, azarsız saygıyı öpmüştür... |
|
1448
|
|
|
|
Herkes başarabilir ama kimse cesaret edemez |
|
1449
|
|
|
|
OLUR sandım bu İmkasızlıklar Cumhuriyetinde: OLMADI… |
|
1450
|
|
1451
|
|
|
|
Belirsizlikler büküyordu belimi, belirsizlikler alıyordu yaşama hevesimi, belirsizlikler engelliyordu beni, hepsi belirsizliklerin suçuydu |
|
1452
|
|
|
|
Öte yandan öyle kalıplar vardır ki çok güçlüdürler. Onlar ölümsüzlüğe doğru yol alırken atasözü ya da deyim adını alırlar. |
|
1453
|
|
|
|
Soluksuz ilerlemek istiyorsun belki…Belki sımsıkı, sımsıcak tutmak… |
|
1454
|
|
|
|
Sessiz dakikaların sesi , ağustos böceklerinin taksiminde dalgalanıp duran kainatın tüm yıldızları çok güzelsiniz bu gece |
|
1455
|
|
|
|
Korkularımla olduğum yerde kaldığımı düşünüp kaldığıma inanırım. O korkular yüzünden belki kopuşlar |
|
1456
|
|
|
|
Aslinda paylasilmayan guzel seylerin
dostluk gibi, saygi gibi, sevgi gibi, ask gibi
bir gun kendi kendini yok edecegine inananiyordum
ve bir zamanlar guzel olduguna,
degerli olduguna inandigim hersey zamanla kendini imha etmeye baslamisti icimde....
|
|
1457
|
|
|
|
Çocuklar daha geç fark ederler dünya değiştirdiklerini. Çoğu zaman oynamaya kalkarlar. Onlara o kadar zordur ki öldüklerini anlatmak. Belki de bu yüzden tecrübeli yusufçukları çocukların başına dikerler. Çocukları televizyonlarda şiddetten uzak tutarlar, ölümden bahsedilmez hiç yanlarında, gelin görün ki bebek denecek yaşta ölmüş birine ölümü anlatın. |
|
1458
|
|
|
|
Papağan gibi aynı şeyleri tekrarlamak insanlara ve zihne kolay gelir. Sorgulama ise ayrı bir güç ve cesaret gerektirir. İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği AKLA sahip olması değilmidir. Aklımızı sorgulamada kullanmıyacaksak ,kaset gibi aynı şeyleri tekrar etmek aklı kullanmaktan ziyade aklı uyuşturmaz mı? Uyuşma da bir nevi alışkanlık değilmidir ? |
|
1459
|
|
|
|
Ne olacağını bilememek... Ne olmak istediğini bilememek... Ne olduğunu dahi bilememek... Bu bendeki karmaşa olsa gerek... |
|
1460
|
|
|
|
Yalnızlığım.Ölüşüm.
Evim.Yalnızlığım.
|
|