• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
1741
|
|
|
|
Bu tip insanlarda kiþilik problemi olduðunu düþünüyorum…
Ýnsanlara tepeden bakabiliyor bu tip insanlar,
Hor görebiliyorlar.
Oysa sadece farklý bir topraða gidip geri dönüyorlar.
Ve unutuyorlar yeryüzü her yerde aynýdýr; ama insanlarý farklýdýr… |
|
1742
|
|
|
|
Namaz kýlarak, makineleþerek, el öperek, yalnýz, etek yalayarak, ölerek, seviþerek, bakire, yalnýz, gülerek, samimi |
|
1743
|
|
|
|
Açýk kýrmýzý bir kan sýzdý bacaklarýndan. Acýdý caný. Can acýsýndan çok, damlayan kaný için acýdý. Açýk ve sýcak kanýna inat, bulanýk ve soðuk yüreðine düþtü acý. Acýdý acýnmadan hiç, ardýnda acýmtrak bir hayalet býrakarak. (Çýð)lýk(sýz) a(kar)ken (kan)ý, yok(oldu)! Ay, tam tutuldu o zaman. |
|
1744
|
|
|
|
kimse demedi ki bana zamanýnda; “umut etmek ile elde etmek farklý þeyler” diye… |
|
1745
|
|
|
|
istediðim sadece bir bardak þekersiz çay ve sessizlik idi o sabah.. |
|
1746
|
|
|
|
Gelin, görün, bilin ki; her aðlayanýn göz yaþýný silmek adalet deðil. Her aðlayan ayný görünse de, hiçbir aðlama ayný deðil.. |
|
1747
|
|
|
|
Karamsarlýk, yaþam kaygýsý ve hasret olgularý üzerine yazýlmýþ anlýk bir yazý ... |
|
1748
|
|
|
|
karmakarýþýk olan hayat mý,insan mý? |
|
1749
|
|
|
|
Ýþte bana göre dönüm noktasý sayýlan bir dönem bu dizinin ekrana gelmesi ile baþladý.
DALLAS adlý bu dizi cam renklenmeden hayatýmýza büyük bir renk katmaya baþlamýþtý bile.
Zamanlama mükemmeldi. Çok sonralarý anlaþýlacaktý ki; korkularý olan ümitsiz Türk halkýna bu filmi sunmak hedefi 12’den vurmak gibi bir þeydi.
|
|
1750
|
|
|
|
Nasýl baþlarsýnýz ki bunu anlatmaya? Suskunluðun boyut deðiþtirdiði, bambaþka bir hesaplaþmanýn ürünüdür içsel yalnýzlýðýmýz... Kimsesiz bir çokluk duygusu ile birlikte, yokluk benzeri bir varlýk çeliþkisinin, onmaz yaralarýdýr, dimaðýmýzda açýlan.
- En |
|
1751
|
|
|
|
Sýrf tesellim olsun diye sana seni öylesine sevdim diyebilirdim.. |
|
1752
|
|
|
|
Hayatta karar vermemiz beklenen onca gereksizlikten sonra doðru bir karara çaðrýdýr bu yazým. |
|
1753
|
|
|
|
Hayatýnýz baþkalarý ne der diye düþünmekle mi geçiyor? Yoksa ne derlerse desinler diyebiliyor musunuz?
Bir çocuðun kiþiliði hiç kuþkusuz ki ailesi ve yaþadýðý çevresi tarafýndan þekilleniyor. Bir çocuk, annesinden hikâye yerine komþularýnýn hayatýný dinliyorsa ilerde o çocuðun “ne derlerse desinler” diyebilmesine ihtimal yok. Etme bulma dünyasý iþte bugün ona yarýn sana olayý deðil bu.
|
|
1754
|
|
|
|
Mutluluk dehadan daha fazla sahip olunmak istenecek bir þeydir. Ve mutluluk bazen cehalettedir. |
|
1755
|
|
|
|
yok olmalý
haykýrmalý.
artýk bende yok olup kaybolayým.. |
|
1756
|
|
|
|
Garip dünya,ince ve naif kalabilmek ne zor oysa,nasýlda çabucak bozuluyor insan anlamýyorsun,þairlerin dizelerindeki gibi þiir olamýyorsun mesela...Apansýzca çýkýveren bir ezgi yada.... |
|
1757
|
|
|
|
Ve açýldý perde 1978’ de. Sahnenin giriþinde kör hayat zebanileri biletleri çoktan satmýþtý bile. Týklým týklýmdý hayat. Ve tek kiþilikti sahne. |
|
1758
|
|
|
|
Hayatýmda hissettiðim en güzel kum taneleri üzerindeyken, bunu biliyorken, kabul etmiþken, olmadýklarýný söyleyebiliyorum. Dört kiþilik birkaç yaz günü. Masum mutluluk, farkýnda olmadan yaþananý... Ýsmen Alinko ve kalben “aile”dir buna sebep |
|
1759
|
|
|
|
TUT ELLERÝNÝ HAYATIN VE GÜLÜMSE KENDÝNE...
|
|
1760
|
|
|
|
Birileri yine ehl-i keyf yaþýyor dünyalarýnda. Birileri keyfince yok sayýyor bedenleri. Birileri yok ediyor yürekleri… Ve yine birileri bu “Birileri”nin yaptýklarýna susuyor, ellerini çekiyor, gözlerini kapatýyor. Adeta maymun oyunu oynuyor yok olup gidenlere.
|
|