• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1941
|
|
|
|
Hayatın uzun labirentlerinde dolaşmıştı yaşlı ruhu. Hataların damgaladığı yüzlerce hayal kırıklığıyla adımını atmıştı yaşama. Olgunlaştıkça öğrenmiş, öğrendikçe yalnızlığa düşmüştü. Ve şimdi, bir zamanlar hovarda olan yüreğinde bir melankoli, kıpır kıpır |
|
1942
|
|
|
|
Dinle beni; gücüne gitmesin kuşların, tırtılların, uç uç böceklerinin...
Soyundum, öylece bekliyorum. Nasılda sarıldım rüzgâra, güneş nasılda yaktı içimi... Yağmur yağsın, şöyle bir değip geçsin tenime, ıslanmak için vakit varken, her damla yüreğime düşsün, ben adını yazayım üzerindeki buğuya |
|
1943
|
|
|
|
Tekrar yağmur yağacakta olsa , bu gece bir kış gecesi kadar karanlık değil. |
|
1944
|
|
|
|
sen yaratık zannedersin siluetini üzenleri. oysa ayna kadar yakındır onlar sana.
|
|
1945
|
|
|
|
Hayaller hep uzak anı , yaşanmamışlar acı birer hatıra olacak demek ki içimizde.
|
|
1946
|
|
|
|
Hayatta herkesin yapmak zorunda olduğu bir seçim var.Herkesin dahil olması gereken bir sınıfı. |
|
1947
|
|
|
|
camdan yürekler ufacık bir rüzgarla yerle bir oldu ! |
|
1948
|
|
|
|
farkındaysan hayatımda hep projeler var. İsmi olan projeler: Ayşe ile arkadaş olmak ve sonra evlenmek projesi, part-time çalıştığım şirkete ISO 9001 belgesi aldırma projesi, Harvey Mackey'in kitabını okuma projesi. Eğer bu projeler olmasaydı, ben bu yeten |
|
1949
|
|
|
|
Ya baskasini konusmak yasak olsaydi? Sessizlik sagir eder miydi kulaklarimizi? Ne yapardik? Yasak olsaydi konusmak baskasini. Sadece birkac dakika uzerine dusunsenize.
|
|
1950
|
|
1951
|
|
|
|
İnsan denen varlığın ölümcül bencilliği beni dehşete düşürmesinden yorgunum. Çünkü bir gerçeğin farkındayım, insan bu değil. Yaradılışın amacı bu değil, böyle olmak kader değil. |
|
1952
|
|
|
|
...lık....lik....lok....luk...kuralları.... |
|
1953
|
|
|
|
Bugün geriye dönüp baktığımda bayramların çok sade bir şekilde kutlanmış olduğudur. Yanılmıyorsam asıl özlem duyulan bayramlar değil, yaşanılan o yaş devreleridir. Çocukluk, gençlik çağlarına duyulan özlemin başka bir tarzda ifadesi olsa gerek.B allandıra ballandıra anlatılanlar aslında bayramlar değil çocukluk ve gençlik yıllarının o heyecanları. |
|
1954
|
|
|
|
Bir gün, elbet bir gün güneş aydınlık tarafını herkese gösterecek.
İnanıyorum.
Çünkü; aslında Allah seviyor bizi |
|
1955
|
|
|
|
Hedeflerine ulaşmak isteyen, öncelikle içinde bulunduğu ağı inceleyerek başlamalıdır. |
|
1956
|
|
|
|
iliklerimize kadar işlemiş olan soğuğu yeni demlenmiş, sobanın üzerinde tısır tısır öten çaydanlıktaki taze, sıcak çaydan başka ne ısıtabilir ki? |
|
1957
|
|
|
|
İnsan nekadar mükemmel yaratılmış!.. Bir anlayabilse bunu, ya da daha doğrusu anladığını sandığını gerçekten anlayabilse...
|
|
1958
|
|
|
|
Ve gün geldi, farkında olmadan, anlamadan, tadına varamadan, içimizdeki zincirleri kıramadan büyüdük..Sorumluluklarımız arttıkça, yalnız kaldıkça daha da büyüdük.. |
|
1959
|
|
1960
|
|
|
|
Adamın biri ayrıldığı sevgilisine duyduğu aşkı anlatmak için yazmaya başlamış, o kadar güzel anlatıyormuş ki bu aşkı, yıllar sonra çok ünlü bir yazar olmuş. |
|