• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
321
|
|
|
|
Neden ağladığımızı kimse anlayamaz bizden başka biz bile bu kadar zor kavrarken. |
|
322
|
|
|
|
İnsan, başına gelenleri kendi kaderinden bilir, başka insanların hayatına etkileri akla düşmez... |
|
323
|
|
|
|
"hayat ve insan; seviyorum ikinizi de!.."
|
|
324
|
|
|
|
Zeki çocuklar mı? Matematik konusunda zeki olan çocuklara özel ilgi göstermek demek, dışarıda uyuşturucu satıcılarının para hesabı yapması demektir |
|
325
|
|
|
|
Sebebini bilmiyorum ama burun kemiğim sızlıyor şu anda. Annem sinüzittir dese de pek inanasım gelmiyor açıkçası. Zira bu romatizma mı ki ardından yağmur gelsin. Gözlerim yağmur... |
|
326
|
|
|
|
(Ahmet Özhan'ın'' Hüzünlü Gurbet''isimli şarkısından esinlendim
|
|
327
|
|
|
|
Yazmak; düşünceleri ortalığa salıvermektir... Bir kelime, belki bir şarkının içinden kulağa
gelen bir söz ne hikayeler yazdırır... Bir günbatımı, bir yağmur damlası ne şiirler döktürür. |
|
328
|
|
|
|
adımı bir kara adam zikrediyor evinden,
evimizden,
avuç sırtları siyah ,
içleri beyaz ,
|
|
329
|
|
330
|
|
|
|
Nasıl bir acıdır oradaki, nasıl bir boşluk ve nasıl bir kırıklıktır... |
|
331
|
|
|
|
—yazmayalım o zaman! Kırayım şu kalemi geliyorum..
|
|
332
|
|
|
|
sabahın seherinde usuma düşen lanetler.. |
|
333
|
|
|
|
Yine türkülere bulaşır yaralı gönlüm; bir başka türküde bulurum teselliyi.Sesimi duysun diye avaz avaz söylemeye başlarım; çatlak, notasız, sazsız...Ritimleri düzgün ama!.. Gözümden akan damlaların tık tıklarıdır metronomum... |
|
334
|
|
|
|
Aynalar asla bana ne istedigimi soylemiyorlar |
|
335
|
|
|
|
Gücü sessizliğindendi, gün gelip de konuşacağı çok şey olacağından... |
|
336
|
|
|
|
Hayat uzun gelebilir. Oysa hiç de öyle değil. Zaman denilen kör yılan sokup duruyor dilini geçmişten geleceğe dair. Koparıyorum o dili, atıp gidiyorum saymadığım zaman için. Yeni bir sayfa çevirdim, okuyorum ve şimdi varım. Meydan okuyorum hayata, geçmişimde kalan ne varsa. Değmeyen yaşamları yük etmişim sırtıma. Önce onlar saplamadı mı sırtına bıçağı? Her defasında kendin kalkmadın mı ayağa? Onlar mı vardı? Hayat ve sen vardın. Kelimelerine döktüğün dertleşmelerin yanında oldu hep. Kimi zaman okuyan dostlar yargıladı kimi zaman alkışladı. Beyaz bir sayfayı yazılarıma açıyorum, imzamı hayata atıyorum. Yorumlar ön sayfadan benden beğeniler sizden. |
|
337
|
|
|
|
Bugün, bugün yaşamak istemedim... |
|
338
|
|
|
|
Yunus Emre nin dediği gibi, bir ben var ki benden içeri. Bazen o dışarda ben içerde, bazen ben dışarda o içerde. Ben, beni seviyor birbirlerine iyi ki varsın diyor. Çünkü biliyor, ben bende, bende ben olmazsa ben olamam. Benler bir arada bazen başka benler de çalıyor kapıyı, benlerimiz buyur ediyor yeni gelen beni. Yeni gelen ben de kendini benden sanıyor, bazen unutup kendini beni benden etmeye çalışıyor. Kendine gel, haddini bil ben. Ben ve ben seni içeri aldığımız gibi uğurlamayı da biliriz. Ne de olsa senden önce ve senden sonra da olacağız ben ve ben. İyi ki geldin, bize birbirimizin değerini gösterdin. Şimdi uğurlar ola sana benden ve bendeki benden giden benliğe özenen misafir ben: Sana söylemek istediklerimi söylüyorum bendeki ben, hazırmısın yüzleşmeye ? O halde sana sevdiğimi söylediğim günü de hatırlıyor olmalısın. Saçlarının uzun halinde saçlarını tararken aynada yüzleşmiştin kendinle. Eşinden ayrıldığında, yalnızlığın boşluğu vardı ;hani. Ama, gülerken ağladığın o günü de hatırla. Sonra o boşluğu dolduran insanı da. Karşında duran sen ve yansıman. Nasılda bütünleşmiştin!.. Şimdi buyur geç ;otur benimle beni konuş. O BEN, BANA SARIL DEDİM SANA. Neredeydin ? Yoktun yanımda savaşımda. Önce saçlarım bıraktı beni bana. Ayna değil ki. O biliyordu çünkü. Sır diye bir şey yoktu. Gizlenenler. Sadece kendini kandıranlar vardı. Yeminim vardı, bıraktığın bendeki ben. Şimdi hayat oynadığımız tiyatro sahnesinden. Devam diyorum, ben beni bana kazandıran bana |
|
339
|
|
|
|
Bundandır belkide yağmurun yağması.
Bundandır belkide yağmura tutkunluğum. |
|
340
|
|
|
|
Yeni başlayan yalnız adayları için, durum değerlemesi. |
|