Imf'ye Borç Veriyoruz Yalanı

"Kendi başını bağlayamayan gelin, kınada el başını bağlarmış."

yazı resimYZ

Nasrettin Hoca bir ara yumurta ticaretine başlamış. Dördünü beş akçeye alıp beşini beş akçeden satıyormuş. Dostları, "Bu nasıl ticaret ? Dördü beş akçeye alınıp beşi beş akçeden satırlı mı hiç?” demişler. Hoca , “Dostlar bizi alışverişte görsün." demiş.

Bu fıkra nerden mi aklıma geldi? Gazetelerdeki bir haberi okuyunca. Şöyle yazıyordu gazeteler: ” Türkiye, nerden nereye geldi. IMF Başkanı C. Lagarde'ın, Türkiye'den gelecek 5 milyar dolarlık yardım için her gün Ankara'yı aradığı ortaya çıktı. IMF Başkanı, her gün A. Babacan’ı arıyor: “Ali, bizim para nerde ?”… Hani ufak at da civcivler de yesin diyeceğim, ayıp olacak. Dedim bile.

Allah Allah! İnsan, borcu olan kişiye borç mu verir; borç vereceğine, önce borcunu öde diye homurdanıyorum. Derken, girdim internete, hemen hemen her gazetenin internetteki sayfasını okudum. Ağız birliği etmişçesine, hepsi aynı telden çalıyor: “Türkiye nerden nereye geldi! Yürü Tayyip, seni kim tutar! Allah seni başımızdan eksik etmesin. Kıskananlar çatlasın.” gibi yorumlar falan gırla gidiyor. Bense, bu haberin ne demek olduğunu anlamaya çalışıyor, halka nasıl yutturacaklarını düşünüyorum. Millet işi çözmüş, havalara girmiş, esip gürlüyor internetteki paylaşımlarda.

Yanlış okumadım, yanlış anlamadım. Ama yine de inanmadım. Haber yorumlarını okuyunca, bir ara inanır gibi oldum. Hım! Demek; memur ve emekliye Ocakta vermesi gereken kuş yemi kadar zammı 6 ay gecikmeyle verecek olan hükümet, IMF’ye kredi veriyormuş. “Sultanahmet’te dilenip, Ayasofya’da sadaka vermek.” diye buna denir diye söyleniyorum.Haberi okuyunca, aklıma bir sürü soru geldi:

* Memura % 4 zaman verildi, vergi oranı % 5’e çıkarıldı. Buradaki açığı kapatması için memura kim kredi verecek?
* Ekonomimiz madem bu kadar iyi de, başbakan neden ”Memura % 1 daha zam verirsek Yunanistan’a döneriz.” dedi?
* Yoksa, daha önceden vereceğiz diye taahhüt ettiğimiz para mı bu? Diğer ülkeler ne kadar veriyor acaba?
* Alım gücünde dünyada neden 30. sıradayız madem?
* IMF’ye kredi vereceğiz diye mi ikide bir vergiler arttırılıyor?
* Cari açık diz boyu, ama biz kredi verebiliyoruz. Bu ne yaman çelişki!
* IMF’ye olan borcumuzu, acaba kredi adı altında mı alacaklar bizden?
* Yoksa, Dağlıca’yı unutalım diye mi bu haber atıldı ortaya?
* ABD’yi ikna etmeden Kandil’e giremeyen Türkiye, IMF’ye kredi mi verecek? Bunlardan acaba hangisi yalan? Düşün düşün düşün.

“Sabancılar benden borç istedi.” desem, bana kim inanır diye düşünürken, bir açıklama bütün eksik taşları yerine oturttu. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Sönmez, işin aslını açıkladı:

“Küresel kriz ile birlikte ihtiyaç duyan ülkelere müdahale imkânını arttırmak isteyen, bunun için de kaynaklarını çoğaltmak isteyen IMF, kendisine üye olan 188 ülkenin 37’sinden, ihtiyaç duyması halinde, kredi sözü aldı. IMF, ihtiyaç duyduğunda bu ülkelerden, söz verdikleri krediyi faizine mukabil alabilecek.

Japonya 60, Almanya 55, Çin 43 milyar dolar borç verebilirim, dedi. Cari fazla vermese de Fransa, 42 milyar dolar taahhütte bulundu. İtalya 31, İspanya 19 milyar dolar verebilirim, dedi. Şimdi bu toplamı 456 milyar doları bulan taahhüdün içinde Türkiye de yüzde 1’e yakın, 5 milyar dolar verebileceğini açıkladı. Ortada verilmiş bir borç yok, sadece ihtiyaç duyulur, kapım çalınırsa ben de 5 milyar dolar kredi verebilirim, sözü var. Olay bundan ibaret.”

Bu gerçeği sadece bir yerde okudum. Hemen hemen her gazete, “IMF’ye BORÇ VERİYORUZ” şeklindeki haberin aslını düzeltme gereği duymadı. Şimdiden sonra yazan olur mu, bilemem. Sanırım bazıları; vatandaş gerçekten IMF’ye borç veriyoruz yalanına inanır ve böylece birileri( malumunuz) puan toplar hesabı yaptı.Valla hesapları tutar mı tutar. Bir meczubun, A.Gül’ün cumhurbaşkanı olacağını yıllar önce kendisine söylediğine inananların olduğu veya olabileceği gibi. Vay benim dertli başım!

Tam yazımı bitirecektim ki, aklıma bir fıkra geldi: Temel’in atı bir yarışta en arkada, nefes nefese koşuyormuş. Temel dürbünle yarışı izlerken demiş ki İdris’e: “ Ula uşağım! Benim at, öbür atları kattı önüne, hepsini kovalıyor. Aslanım benim.”

Başa Dön