"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
"Hangi dava uğruna öldük lan biz? Aşağıda hayat devam ediyor. Uyruk, cins, o, bu, şu ayrımı olmadan yeniyor içiliyor, eğleniliyor , takım tutuluyor maçlarda küfrediliyor, okuldan kaçılıyor, yeni bebeler dünyaya getiriliyor, komik olaylar oluyor, gülünüyor, çalışılıyor, tatile gidiliyor, üzülünüyor, trafik çilesi çekiliyor, hayat her şekli ile geçip gidiyor. Küçük bir bölgede başka ideolojilerin, bu işin içine hiç girmeyen insanların çektikleri iplerle bazı kuklalar, hava, düşünce, duygu kirliliği, metal, kan, insan ziyanlığı yapıyor sadece.. Ulan o zaman biz niye aşağıda olmamız gereken yerde değiliz? Neden yaşamamız gereken hayat elimizden bu çirkin oyunla alındı? Hangi kavga, hani nerde savaş? Ben özlemle evime dönecek, anamın özlediğim yemeklerinden yiyecektim. Ninemin duaları beni korumuş olacaktı. Şükür dolu gözlerle yanaklarımı okşayacaktı babaannem. Babamın gururu yüzünden okunacaktı. Hayal ettiğim mesleği belki yapar belki yapamazdım ama elim ekmek tutacak, ilk maaşımla akşam eve eli kolu dolu dönecek, anamdan babamdan hayır duası alacaktım. Ben mahalledeki güzel gözlü Nazlı ile evlenip çocuklarımın bana baba demesi ile gururlanacaktım, günü gelecek kendi elimle ben de evlatlarımı askere uğurlayacaktım. Torunlarım ellerimi öpecek, ben onların minik ellerini tutup parklara götürecektim. Şimdi hayallerimi gerçekleştiremeden, ömrümün baharında sevdiklerimden ayrıldım. Ne uğruna oğlum!. Nooldu lan şimdi bana? Ben öldüm dava bitti mi? Ben hayatımı yaşayamadım, üç beş (bin)çıkarcı istediğini elde etti mi? Benim kanım onların toprağını sulayıp yeşertti mi? Daha dün birlikte arkadaşlarla şakalaşıyorduk, lan şimdi ben bir daha Nazlı'yı göremeyecek miyim? Ya o güzelim biber dolmasını anamın elinden yiyemeyecek miyim? 8000 ağızdan bu sözler döküldü.. Dünya karalar ve denizlerden ibaret bir gezegen sanıyoruz ya.. Hiç değil.. Dünya iyi kötü eylemlerimizden, enerjilerimizin, niyetlerimizin, üzüntülerimizin, sevinçlerimizin etkilediği bir oluşum bence.. O yüzden değişiyor, onu üzdükçe, kirlettikçe bizden intikamını alıyor. Ürettiğimiz herşey, en ufak kötülük bile hepimizi etkiliyor.. Etkileyecek.. Bunun için daha fazla iyiye ve iyiliğe ihtiyaç var.. Ama nerde?.. Gittikçe kötüye gidecek, kara, kapkara, katran kara hüzünler hepimizi aydınlığından edecek... Ben ideolojiler üzerine yazmıyorum, ahkam kesmeyi sevmiyorum, düşüncelerimi dayatmak ya da birilerine kabul ettirmek umurumda bile değil, ben duygularım çağlayınca dağılıp dökülüyorum. Bu yazıyı da bilgiler, belgeler değil, duygular doğrultusunda düşünmeden hissettiğimce yazıyorum. 20 yılı aşkın zamandır bu gençlerin eceli ile ölmesi engelleniyor.. Bitmemiş bitmeyecek, adına dava dedikleri korku filmi. Senaristi ve yapımcısı belli ama oyuncular kısa ömürlü.. Ve oyuna dahil edildiklerinden bi haberler.. İstedikleri olsun sanki başka bir yerden başka bir sorun çıkmayacak mı? Yeni korku filmleri vizyona sokulmayacak mı? Şehitler ölmez deniyor ama ölüyor arkalarında gözü yaşlı sevdikleri ile.. Analar onları büyütürken çektikleri sancıların, uykusuz gecelerinin karşılığını göremeden, umutlarının hayatlarının en değerli varlıklarının elinden alınmasını, kalbi yaslı, gözü yaşlı, eli bomboş bir hayata mahkum olarak seyretmek zorunda bırakılıyorlar.. Ben de anayım benim de oğlum var ve birgün oğlumun canı vatanına feda nidası ile o yeşil arabanın peşinde koşmak istemiyorum. Ben gelinime kaynanalık yapmak, onlar çalışırken torunlarıma bakmak istiyorum.. Çok mu şey istiyorum.. Bu ülkede iyi kötü ne varsa hepimize.. Bu kavgaları çıkaranlar darda da biz bir eli yağda öteki de balda mıyız? Boşboş konuşmak, 2 gün gözyaşı döküp sonra da susmak istemiyorum ama ne yapmalıyım onu da bilmiyorum... Sadece üzgünüm diyerek ne yazık ki yine susuyorum... Rüya 15.07.2011
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Rüya Bayram , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |