İnsanlığı tanımak insanları teker teker tanımaktan kolaydır. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
Mısır püskülünü andıran sarı saçları ve genellikle omuzlarından aşağı sarkan bluzlarıyla, erkeksi sesiyle belirlenmiş bir konu ile ilgili sorular sormak ve halkın nabzını yoklamak üzere şehir şehir dolaşan Pakize Suda bu defa programına rast geldiğimde ( Türkiye Konuşuyor) Kırıkkale sokaklarında dolaşıyordu. O günkü sorusu şuydu: Arap Baharı Sarışın sunucu Arap Baharı nedir? sorusunu sordu genç ya da yaşlı gelip geçenlere. Aldığı cevaplar oldukça ilginçti. Sunucu: Arap baharı nedir, Arap baharı? ( Nedense iki kez yineliyordu her defasında ) Cevaplar: -Bir baharat çeşidi galiba ( cevaplayan bir kadın) -Bir renk mi? ( cevaplayan bir kadın) -Sıcaktan dolayı oluşan bir esinti miydi? -Suriye, Mısır, ,Tunus gibi ülkelerin özgürleşmesi -Arap dünyasına yapılan çıkartma -Arapların yaptığı bahar eğlenceleri -Ortadoğu'daki birlik beraberlik -Vallahi ben buranın yabancısıyım, bilmiyorum -İlk defa sizden duydum... -Bir çiçek ismini andırıyor( bu cevap da bir kadından geldi) -Başbakanın yaptığı gezi -Biliyorum da hatırlayamadım şimdi... - Ot mu, bir bitki mi? ( cevaplayan yine bir kadın) -Recep Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu'da liderliğe oynaması -Bir tohum atıp çiçeğini beklersin, öyle bir şey -Ortadoğu'da yaşanan değişim -Müslüman ülkelerin hepsinin bir araya gelmesi, kenetlenmesi -Arap ülkelerindeki devrim -Erdoğan'ın Ortadoğu'daki Müslüman ülkelere yaptığı ziyaretler -Araplarla olan ticari ilişkilerimiz gibi bir şey -Arapların yeni dönemde girdiği idare biçimi... .............. Ve daha neler neler... Verilen cevaplar okuduğunuz gibi oldukça ilginçti. Kimi hiç duymamış kimisi de duymuş ama ne olduğu hakkında bilgisi yoktu, pek azı da ne olduğunu kısmen biliyor ya da tahmin ediyordu. Peki nedir bu Arap Baharı? * İlk melteminin Tunus’tan esmeye başladığı oradan tüm Ortadoğu’ya yayılan ve dünyanın geriye kalanı tarafından büyük bir ilgiyle izlenmekte olan büyük bir toplumsal sarsıntıdır Arap Baharı. * Tunus’tan başlayıp Mısır üzerinden Yemen’e, Bahreyn’e, Suriye’ye, Cezayir, Ürdün'e ve Umman’a kadar yankılanan halk isyanlarıdır. ( Tunus: 14 Ocak 2011 , Mısır: 17 Ocak 2011, Cezayir: 5 Ocak 2011, Ürdün: 14 Ocak 2011, 27 Ocak 2011’de Lübnan, 16 Ocak 2011’de Sudan, 17 Ocak 2011’de Umman, 21 Ocak 2011’de Fas, 18 Ocak 2011’de Yemen, 17 Ocak 2011’de Moritanya’da ilk gösteriler başlamıştı) Son günlerde Türkiye ve dünya Libya ve Suriye üzerine yoğunlaşmış durumda. * Tunus’ta yirmi küsur yıllık, Mısır’da ve Yemen’de otuz küsur yıllık diktatörlerden kurtulma harekâtıdır Arap Baharı. * Tunus’ta ve Mısır’da geniş halk yığınlarını isyana sürükleyen, her iki ülkede de son yirmi yıldır kesintisiz biçimde uygulanan İMF ve Dünya Bankası reçetelerine, dünya ölçüsünde yeni bir sosyal yıkım saldırı demek olan “küreseleşme” politikalarına bir başkaldırıdır bu bahar. * Bulutsuz gökyüzünde çakan bir şimşekler gibi görülen, bu ülkeye dışarıdan ve uzaktan bakan hemen herkes için tamamen bir sürpriz olan, hızla güç kazanan bir ayaklanmadır bu bahar. * Yaseminler baharda ve yazda çiçeklerini açsa da Tunus'ta tam tersi çiçeklerini döktü Yasemin... * İngilizce’de Arabian Spring olarak ifade edilen bu devrimlerin Türkçe'ye geçişi Arap Baharı şeklinde olmuştur. * Arap Baharı, Kuzey Afrika ve Ortadoğu Arap ülkelerinde (Tunus, Mısır, Yemen, Suriye, Libya) gerçekleşen halk ayaklanmalar devrimlere verilen addır. Arap baharı ne kadar bahar? Binlerce kişinin ölümünün ve tutuklanmasının ardından '' Bahar '' yakıştırması ne kadar doğru? Gerçekten başlayan bu değişimlerin sonu bahar, güllük gülistanlık olabilecek mi? Ya bizim memleketimizin dağlarına, bahçelerine bahar ne zaman gelecek? Sonbahar mevsimine yeni girdiğimiz ama hala yazdan kalma sıcakları yaşadığımız şu günlerde Türkiye kara kışa mı hazırlansın yoksa Arap baharını inşa etmek için girişimlerine devam mı etsin? Ne kadar başarılı olabilecek bu girişimlerde? Halk ayaklanmalarına yol açan büyük toplumsal hoşnutsuzluk ve öfke birikimini takiben tüm dünyanın ilgiyle izlediği, ne tam içinde ne tam dışında olabildiği bu devrimler nereye doğru yol alacak, yeni dengeler tam olarak ne zaman kurulacak bilemiyoruz. Bu programlardan öğrendiğim bir şey var ki biz her şeyi biliriz ama yanlış biliriz. Doğru bilgilere ulaşmaya çalışmanız, gündelik hayatı sürdürürken toplum ve dünya gelişmelerinden çok uzak kalmamanız dileğiyle… Müşerref Özdaş 19.09.2011
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Müşerref ÖZDAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |