Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza |
|
||||||||||
|
İz Edebiyat sitesinde bulunan bir şiirimin başlığı : Şehitler kahrından öldü. Şehit gençlerimizin ruhları maverasının en yüce katına gidiyor. Asıl kahrolan ana, baba; teyze, amca, yakınları, büyüklerimiz, yurt, yurttaş, ülke, b i z l e r i z. Şehitler elbette ölmez, vatan bölünmez. Bizler içimizden bölünürsek, şehitlerimiz de ölür, Bizler de ölürüz. Bu ve buna benzer sözlerimizi bir çıkmaza sokmadan çareler bulmalıyız. Gümrük kapılarımızı açtığımız halde Neden Avrupa Birliğine alınmıyoruz? Özellikle de bu isteğimize Almanya ve Fransa karşı çıkıyor. Avrupa’da yaşayan 5.000.000 Türkiyeli var. Almamalarının nedeni Avrupa’da yaşayanlarla birlikte, 80.000.000 Türk’ün gözlerini korkutacağımızı biliyorlar. Pkk olayına bu açıdan da bakmamız gerekiyor. Önce Almanya’da çalışmak, iş bulmak için gidilmişti. Sonraları kendi vatandaşının istihdamı zorlaşınca, 1970’li yılların sonunda belli ölçülerde işçi alımını durdurmuşlardı. Bu tarihten sonra Kürt kökenli vatandaşlarımızın, Türkiye’yi kötüleyen yalan sözleriyle, kendilerine siyasi sığınma, Avrupa’da barınma sağlamışlardı. Ve trafik devam etmiş Kürt, Türk gayri memnun işsizler siyasi sığınmacı olarak Avrupa’nın muhtelif yerlerinde, özellikle Kürt kökenliler, şer yuvalarında Pkk destekçileri olmuşlardır. Avrupa gurbet kapısı, gurbetçilerin toplu bulunduğu yer. Ülke olarak yurda gönderdikleri dövizden yararlanarak, onların sorunlarıyla ilgilenmezsen, onlar da birer gayri memnun olarak, terörist örgüte gireceği aşikardı. Hepsi için söylemiyorum amma, en azından bir kısmı aşılanmıştır. Fehriye Erdal’ın işlediği suçu, eliyle yaptığı işareti hepimiz gördük… Pkk terörünün aldığı büyük para desteğinin, Alman Vakıflarından ve uyuşturucu trafiğinden geldiği biliniyorsa, Avrupa Birliğine girme pahasına, Alman Vakıflarına göz mü yumulmuştur. Abdullah Öcalan faaliyetine yetmişli yılların ikinci yarısında başlamıştır. Sıradan talebe olayı gibi sanılarak, duvarlar da yazılan ‘Apocular’ sloganı incelenmemiş, kara yılanın başı küçükken ezilmemiştir. Yanlış, yanlışları doğurur.Adnan Menderes’i Üniversitelere polis soktu diye yargılar, sonra da üniversiteleri başıboş bırakırsanız. Derslere girmeyen talebeleri demokratik hak gözüyle bakıp sorgulamazsanız? Bu kez sınıflara girerek, ders belgelerini saçıp imha edenlere, Hocaları dershaneye sokmayanlara alkış tutarsanız. Bu gayri nizami, ciddiyetsizliğe Ülkenin ikinci adamı olarak arka çıkarsanız, Aponun okul sıralarında başlattığı büyük örgütlenmeyi göremezsiniz, önleyemezsiniz. 12.Eylül.1980 Darbesi bazı yönleriyle, darbe de olsa, yerinde olduğu sayılmıştır. Ne yazık ki terör adına en büyük kötülüğü yapmıştır. Diyarbakır ve Mamak Askeri Ceza Evlerinde yaşananları burada anlatmaya gerek yok. Az, çok hepimiz biliyoruz. Bilinmeyenlerin çıkardığı sorunları tek başlık altına toplarsak, Pkk örgütünün eline en büyük kozları vermiştir. Bu günlere gelince, bu hain şer odakları adeta kana ekmek doğramış, Güneydoğu’da veya başka yerlerde halkın canını yakmış, analar, babalar başta olmak üzere, toplumda büyük yaralar açmıştır. Abdullah Öcalan’ın itiraflarında, Pkk’ya yani Öcalan’a önce Almanya’nın kucak açtığı biliniyor. Almanya’nın gestapo ruhu taşıyan dernekler ve dazlak tabir edilen milliyetçi gençlik, yabancıları, özellikle Türkleri istemiyorlardı. Abdullah Öcalan, bilindiği gibi Suriye, Yunanistan, Güney Kıbrıs, zaman zaman İran, Irak, İsrail, Rusya, Fransa, Amerika’nın bile açık, gizli kendine kucak açtığını itiraflarında söylemişken, İsrail ve Yunanistan’ın, Güney Kıbrıs’ın, Pkk militanlarını eğittiklerini gösteren fotoğraflar gazete sayfalarında yer alırken bizler neredeydik? Ve Ülkemizde yaşanan bazı olaylar, Uğur Mumcu, kaza süsü verilen Eşref Bitlis, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hamlemitoğlu gibi Faili meçhul cinayetlerin, arka yüzü aydınlalılmamıştır. Özellikle Necip Hamlemitoğlu öldürüldüğü sırada Pkk’ya para olarak yardım eden Alman Vakıflarını açıklıyordu. Yarattığımız müspet bir ortamda gelişen, Pkk terörünü yok etmek için ne yaptık. Bu konuda dış odaklarla temas sağlayabildik mi? Hayır, hiçbir şey yapılmadı. Eğitim verir gibi, 4-5 aylık askerlerimize terörist avı yaptırarak, bindiği dalını kestirdik. Ergenekon, Balyoz Darbe Planı gibi Askerlerimizi de içine alan, ağır suçlamalar içeren Davalar terörün ekmeğine yağ sürmüştür. Eğri oturup, doğru konuşalım Pkk içten de destek almasa, Türk Ordusunun karşısında yıllarca tutunabilir mi? Yeni Anayasada, Atatürk’ün kurdurduğu İstiklâl Mahkemelerinin, çağımıza, kendi sorunumuza uygun olabilecek mahkemelerinin tekrar açılmasını sağlayacak bir madde bulunmalıdır. Saygılar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Haydar Köprülüoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |