Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine |
|
||||||||||
|
Hz. Nuh (a.s.)‘ın Duası Büyük bir kararlılıkla yıllar boyu kavmini Allah’ın dinine davet eden Hz. Nuh (a.s.), düşmanlık eden kavmine karşı büyük bir mücadele verir. Allah’ın yardımını umut ederek ettiği dua, Kur’an’da şöyle bildirilir: “Sonunda Rabbine dua etti: “Gerçekten ben, yenik düşmüş durumdayım. Artık Sen (bu kafir toplumdan) intikam al.” (Kamer Suresi, 10) Allah, duasına icabet eder ve ona kopacak tufan’ı haber verir. Allah’ın buyruğuna itaat eden Hz. Nuh (as), kavminin baskılarına aldırmadan büyük bir gemi yapar. Yakında bir deniz veya göl olmadığı halde Allah’ın vaadi üzerine tufan felaketi meydana gelir. Hz. Nuh (as)’ın, kendisiyle birlikte gemiye binmeyip boğulan oğlunun ailesinden olduğunu söylemesi üzerine Allah, "o kesinlikle ailenden değildir" buyurur. Hz. Nuh (as) da hemen Rabb’inden bağışlanma diler: Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum." (Hud Suresi, 47) Hz. İbrahim (as)’ın Duası Allah’ın dost edindiğini bildirdiği ve "tek başına bir ümmet" olarak tarif ettiği Hz. İbrahim (as) ve oğlu Hz. İsmail (as) ile birlikte Kabe’yi inşa ederken şöyle dua ederler: "... "Rabbimiz bizden (bunu) kabul et. Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin". (Bakara Suresi, 127) Yine oğlu Hz. İsmail (as) ile birlikte ettikleri bir başka dualarında hem kendi dönemlerinde yaşayan, hem de gelecekte yaşayacak insanlar için istekte bulunurlar: Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin. Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin. (Bakara Suresi, 128-129) Hz. Lut (as)’ın Duası Hz. Lut (as) uzun yıllar kavmine tebliğ yapar. Ancak eşcinsel ilişkilerde bulunan sapkın kavminin Hz. Lut(as)’a cevabı hep olumsuz olur. Hz. Lut (as), kendisini elçi olarak tanımayıp meydan okuyan kavminden Allah’a sığınarak şu duayı eder: Dedi ki: "Rabbim, fesat çıkaran (bu) kavme karşı bana yardım et." (Ankebut Suresi, 30) Allah, onun duasını kabul eder ve bu sapkın kavim helak edilir. Hz. Eyüp (a.s.)‘ın Duası Hz. Eyüp (a.s.), inananlara sabrı ile örnek olan bir peygamberdir. Çok ciddi bir hastalığa yakalanır ve oldukça zorlu bir imtihanla sınanır. Ancak her koşulda sabrını ve tevekküllü tavrını korur. Onun samimi duası Kur’an’da şöyle haber verilir: “Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın.” (Enbiya Suresi, 83) Allah’ın, çok farklı bir şekilde imtihan ettiği Hz. Eyüp’e cevap ise şöyledir: "Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona Katımız’dan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik." (Enbiya Suresi, 84) Hz. Yusuf (as)’ın Duası Hz. Yusuf kıssasında, dua konusunda güzel örnekler oldukça fazladır. Hz. Yusuf (as), yaşadığı tüm zorluklara rağmen sabır ve tevekkülünü koruyan, sadakatinden ödün vermeyen bir peygamberdir. Ölmesi için kuyuya atılan, iftiraya uğrayıp yıllarca zindanda kalan Hz. Yusuf (as), gösterdiği güzel davranışların karşılığını alır ve hazinenin başına geçirilir. Şükreder ve Rabb’ine şöyle dua eder: Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öğrettin. Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat. (Yusuf Suresi, 101) Kur’an’da, adıyla anılan suredeki kıssasında Hz. Yusuf (as)’ın, karşılaştığı her zorlukta teslimiyet gösterdiğini ve Allah’a olan güçlü imanını kanıtladığını görürüz. Hz. Şuayb (as)’ın Duası Hz. Şuayb (as)’ın peygamber olarak gönderildiği Medyen ve Eyke halkı sınır tanımaz kavimlerdir. Kavminin duyarsızlığı ve kendisini tehdit etmeleri yüzünden Hz. Şuayb (as), Rabb’ine yönelir ve şöyle dua eder: Allah bizi ondan kurtardıktan sonra, bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah’a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur. Rabbimiz olan Allah’ın dilemesi dışında, ona geri dönmemiz bizim için olacak iş değildir. Rabbimiz, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Biz Allah’a tevekkül ettik. ’Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında ’Sen hak ile hüküm ver,’ Sen ’hüküm verenlerin’ en hayırlısısın. (A’raf Suresi, 89) Yüce Allah bu dua üzerine hükmünü verir ve inkarcı kavim helak edilir. Hz. Süleyman (as)’ın Duası Kendisine verilen güç, iktidar, servet, cinleri, rüzgarı ve şeytanları yönetmek, hayvanların dilini anlamak gibi özelliklerden dolayı Hz. Süleyman (as) Allah’a şükreder ve şöyle dua eder: "... Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat." (Neml Suresi, 19) Ayrıca ettiği, "Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz Sen, karşılıksız armağan edensin. "(Sad Suresi, 35) duası dünyevi bir istek gibi görünse de aslında ahirete yöneliktir. "... Gerçekten ben mal sevgisini Allah’ı zikretmekten dolayı tercih ettim..." (Sad Suresi, 32) ifadesi, serveti Allah yolunda kullanmak için istediğini gösterir. Hz. Zekeriya (as)’ın Duası Hz. Zekeriya (as), yaşı ilerlediğinde ölümünün ardından kavminin durumu hakkında endişe eder ve Allah’tan bir varis ister: Hani o, Rabbine gizlice seslendiği zaman; Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım. Doğrusu ben, arkamdan gelecek yakınlarım adına korkuya kapıldım, benim karım da bir kısır (kadın)dır. Artık bana Kendi Katından bir yardımcı armağan et. Bana mirasçı olsun. Yakup oğullarına da mirasçı olsun. Rabbim, onu razı olunan kıl." (Meryem Suresi, 3-6) Allah, görünürde çocuk sahibi olması imkansız olan Hz. Zekeriya (as)’ın samimi duasına icabet eder ve ona salih bir oğul verir. Devam Edecek...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |