Tıpkı uykusuzluğum gibi sen de, konuşasımla susakalmamin ürünü olacaksin dakikalar ya da saatler sonra.. Ne kadar derinse uykusuzlugum, ne kadar cok cümle kurulup da gelmediyse dile, ne kadar büyükse sustuklarim icimde, o kadar uzarsin, o kadar dakikalarimi alir saatlere dönüştürürsün, bir de bakmişsin ki sen de artık bir parcasisin uykusuzluğumun, tıpkı onun senin sebebin olmasi gibi, sebebi olmuşsundur sen de onun.. Bazen dogru kelimelerle etkili cumleler kuramayacak olmamdir susakalişlarima sebep, bilirim ne desem bir anlam ifade etmeyecektir o deyiş, bazen inanirim kelimelerimin gücüne de o vakit anlayacagini sandigim kimse yoktur, bazense konusmanin gücüne olan inancimi kaybetmemdendir susmalarim. Aslinda o an icin o kosula uygun degildir konusmam ve yazarim, iste ürünüm sen olursun böylece. Hani degistirebilecegime olan inancimi kaybettigim zamanlardan bahsederim ya sık sık, aslinda hic kaybetmedigimdendir bu yazmalarim. Dogru zaman, diye birseyin varligina inanirim. Aslinda konuşasimla susakalamam ben, susakalirsam yazarim. Bir nevi içsesimdir yazarken konuşan, yine susamam ben, ben susarsam o konusur en derinden.. İşte budur benim de denemem.