Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapısı değil bu kapı. / Nasılsan öyle gel. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir. (Ali İmran Suresi, 19) Ancak kıskançlık ve hakka başkaldırma nedeniyle ayrılıklar çıkmış, zamanla Tevrat ve İncil tahrif edilmiştir. Konuyla ilgili olarak, Tevrat’ın yalnızca ilk bölümlerinin vahiy olduğu görüşü, İncil’in dört tane olması ve Hz. İsa sonrasının anlatılması gibi pek çok kanıt vardır. Bir yazar, bu konudaki bir yazıma -muhtemelen polemik amacıyla- yaptığı yorumda, İncil’in sona erdiği, "Her kim bunlara eklerse, Tanrı da ona bu kitapta yazılı büyük sıkıntıları ekleyecek. Ve her kim bu peygamberlik kitabının sözlerinden çıkarırsa, Tanrı da onun payını bu kitapta yazılı yaşam ağacından ve kutsal kentten çıkaracak." bölümünü kendince kanıt göstererek, İncil gibi Kur’an’ın da -haşa- tahrif edilmiş olabileceğini ima etmişti. Ya da Kur’an gibi İncil’in de korunduğunu ve değişmediğini... Bu bölümün tahrif edilmediğini ve orijinaliyle bize ulaştığını varsayalım. Burada İncil’in korunduğundan, değiştirilemeyeceğinden ya da tahrif edildiğinden söz edilmemektedir. Yalnızca ekleme ve çıkarma yapmaya kalkışacak olanlara tehdit vardır. Kaldı ki Allah bu tehdidini/vaadini gerçekleştirmiştir. Ekleme ve çıkarma yapanlar şirk içinde yaşamaktadırlar. Ahiretteki durumları da-Allah’ın dilemesiyle-aynı sıkıntı içinde devam edecektir. Allah onların birçoğunun yoldan sapmış olduklarını haber verir: Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa’yı da arkalarından gönderdik; ona İncil’i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. (Bir bid’at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Allah’ın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır. (Hadid Suresi, 27) Kur’an’da ise çok açık olarak Kur’an’a ekleme ve çıkarma yapılamayacağı bilgisi verilir. Allah ayetlerinde Kur’an’ı Kendisinin koruduğunu bildirir: Hiç şüphesiz, zikri (Kur’an’ı) Biz indirdik Biz; onun koruyucuları da gerçekten Biziz. (Hicr Suresi, 9) Ve asla değiştirilemeyeceğini: Sana Rabbinin kitabından vahyedileni oku. O’nun sözlerini değiştirici yoktur ve O’nun dışında kesin olarak bir sığınacak (makam) bulamazsın. (Kehf Suresi, 27) Müslüman için Allah’ın koruduğunu ve değiştirilemeyeceğini vaadettiği Kur’an, tek ölçüdür. Tevrat ve İncil’in neden tahrif edilebildiği konusuna gelince; Allah hiç kuşkusuz Kendi kitabını korumaya gücü yetendir. O’nun, tüm evrende her şeyi kusursuz yaratmaya da gücü yeter. Fakat Allah her şeyi kusursuz yaratmaz; eksiklikler yaratmasında özel bir hikmet vardır. Tevrat ve İncil’in tahrif edilmesi de Allah’ın dilemesiyle gelişmiş bir olaydır. Bir hikmet üzere, özel bir imtihanı gereği bu durum yaratılmıştır. Bu Kitap Ehli’nin imtihanıdır. Müslümanlara düşen Musevi ve Hristiyanları -Allah’ın buyruğu üzere-Bir olan kelimeye "La İlahe İllAllah"a davet etmektir. Ardından ise Kur’an’a ve Hz. Muhammed (sav)’e imana güzel sözle çağrıda bulunmaktır. Kur’an, tahrif edilen Tevrat ve İncil’in orijinal bölümlerini kapsar. İçerisinde Hz. İbrahim’den Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya kadar tüm peygamberlerin yaşamlarından söz edilir; kıssaları uzun uzun anlatılır. Kur’an’ın değiştirileceğinden endişe duymaya gerek olmadığı gibi, değiştirilmiş olabileceğinden kuşku duymak da yanılgıdır. Kur’an’ın özüne terstir. Allah, onu koruduğunu ve değiştirilemeyeceğini bildirirken kuşkulanmak, Allah’ın gücüne kesin bilgiyle inanmamak olur. Kur’an bir tanedir; tek bir kitaptır ve tüm dünyada aynıdır. Onun koruyucusu ise koruyan, gözeten, muhafaza eden-Hafız olan- Yüce Allah’tır. Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden ve O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Şüphesiz O, suçlu-günahkarları kurtuluşa erdirmez. (Yunus Suresi, 17)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |