İnsan özgür doğar, ama her yanı zincire vurulmuştur. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
“do re mi fa sol la si do…” Sesim çirkin de olsa ne güzel eşlik ediyorum; dinle bak, duyuyor musun? Ondan Sonra; Yaz, tüm güzellikleriyle ruhumuzu sarmalıyor. Sindire sindire soluyorum Kaz Dağı’nın oksijenini. KOAH’lı da olsalar, akciğerlerimi hissediyorum. Ondan Sonra; Zeytin ağacındaki dallarla dans ederek kanatları ıslak bir kırlangıç, kışı sağ salim atlatabilmiş, sevinç çığlıkları atıyor. Ondan Sonra; Güller de açmış; güller, sarı, beyaz, kırmızı, hissetmeyi seviyorum onların kokusunu. Çok!... Tanrı’nın yarattığı her şeyi seviyorum. Bir kelebek kadar tasasız ve vurdumduymazım… Ondan Sonra; Barış! Yüreğimdeki aşk! İşte orada, yaprak gölgelerinin içinde, asırlık zeytin ağacının dalına konmuş beyaz güvercin. Ondan Sonra; Doğayla barışık insanların yanı başına, doğayla barışamayan insanlar geliyor makineleriyle. Çanakkale’den İzmir’e kadar her yerde ki yıllanmış zeytin ağaçlarını kesmeye başlıyorlar…Onlar, doğayı seven, doğayla barışan her kesi, her şeyi hor görüyorlar, aşağılıyorlar, sömürüyorlar… Haykırıyorum: "Doğamız katlediliyor." Sonra, villalar yapıyorlar oluşturdukları meydanlıklara... Ondan Sonra; ─O villaları yapan kooperatiflerden birine iki yıldır taksit ödüyorum. Gönderdiğim paraların ağaçları kesmek için kullanıldığını ilk defa düşünüyorum. İçim burkuluyor. Ondan Sonra; ─ Devleti yönetenlerle yağmacı sermaye el ele, doğamızı hep çalıyorlar. Hırsızlık yaparken de maşa olarak bizleri kullanıyorlar. Ondan Sonra; ─Geçen yıl müdahale ettiğimiz kanalizasyon meselesinde de, mahkeme emrine rağmen arıtma kurmayıp, yazlıkların atıklarını denize akıtıyorlardı. O zaman da böyle bir burukluk duymuştum, banyoyu kullanmayı sürdürmüş olsam da… Ondan Sonra; ─Farkında değiliz; ama, doğa, bu yağmaya göz yuman pısırıklara hak ettikleri cezayı verecektir. Farkında olsak direniriz, isyan ederiz, savaşırız ! Ama, nasıl? Nasıl?... "İnsanlar bir araya gelebilse ve dozerlerin önüne yatabilseler: Yazların hep gelmesi için!.." * Ondan Sonra; Doğa çok şeydir. Doğa, her şeyin anasıdır. Doğa, her şeyin yaratıcısıdır. Uçakların modelleri niçin kuşlara benzer? Denizaltılar balıklara, tanklar kaplumbağalara niçin benzer? Doğa her şeyin modelidir. Her şeyi ama her şeyi içinde saklar. Ve her şeyi yaratır, yönlendirir, biçimlendirir, yaşatır ya da yok eder. Ondan Sonra; Komünizm yok oldu, çünkü doğayla uyuşamadı. Çünkü doğa kapitalistti. Kapitalistler gibi doğada da tilki tavuğu, kurt kuzuyu, yılan kurbağayı, aslan ceylanı yutuyordu Ve yutucular yuttukları için eşitlik, hakça yaşam söylevlerini kullanmıyorlardı. Tıpkı kapitalizmde olduğu gibi gücü olan gücü olmayanı yok ediyordu. Ondan Sonra; Nehirler denize doğru akar. Ormanlar yağmuru çeker, çöller kurak kalır. Ondan Sonra; görüşmek üzere… *
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kemal Yavuz Paracıkoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |