..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bu hafifçe kenara itilecek bir roman değil. Daha büyük bir şiddetle uzağa fırlatılmalıdır. -Dorothy Parker
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > pelin yetkin




7 Temmuz 2015
Poker Masası  
Sen başla dedim, derin bir nefes verdin. 4 sene tutmuştun sonuçta.

pelin yetkin


Ve birbirimize bir süre bakmamaya karar veriyoruz. Dışarıda koşturan çocuklar. Hava daha bir aydınlık kışın. İnsanları izlerken bile ürperiyorum.


:ADFF:
Yüzümü hissedemiyorum soğuktan. Ellerimi cebimden çıkarmaya da cesaretim yok. O kadar çaresiz hissediyorum ki kendimi. Keşke evden çıkarken atkı alsaydım yanıma. Kulaklığım bile kulağımı ısıtmıyor. Bir an önce sıcak bir yere girmek istiyorum. Ayaklarım kara gömülüyor. Karla bahşedebilmeyi öğrendiğimi sanıyordum yanılmışım.
İnsanlar güvenli evlerinin camından dışarıyı izliyorlar. O kadar özeniyorum ki onlara. Onlar için her tane, romantik bir anıyı canlandırıyor. Sokak hayvanları bile benden akıllı bugün. Tek tesellim sana kavuşacak olmam. Yüzünü hayal ediyorum. Bunca zaman sonra ne konuşacağız bilmiyorum. Seni neden terk ettiğimi açıklamamı isteyeceksin biliyorum.. Sessiz kalacağım ve sende sinirlenip dizine vuracaksın, sırtını çevireceksin duvara doğru.
Gülümsüyorum içim ısınıyor. Heyecanlanıyorum yaklaştıkça buluşma noktasına. Bu sefer özen göstermedim kendime. Baksana atkımı bile almamışım evden çıkarken. Kafenin sokağa bakan masasında oturmuş, camından dışarıyı izliyorsun, güvendesin diğerleri gibi. Eminim sen sıkı sıkı giyinmiş ve hiç yürümeden ulaşmışsındır oraya. Zaten sen hiç üşümezdin soğuklarda. Göz göze geliyoruz içeri girerken, ne kadar da değişmişsin. Koca adam olmuşsun, yaşlanmak da diyemem buna, değişik bir şey. Hayat seni daha ağırlaştırmış.
Gülümsüyorsun bana, bende sana. Tüm yaşanmışlıklar, tüm acılar yokmuş gibi refleks olarak gülümsüyoruz birbirimize ve yavaşça sırtımızdaki ağırlığı bırakıyoruz masamıza. Masamız o kadar yaşanmışlık dolu ki, eldivenlerimi nereye koyacağımı bilemiyorum heyecandan. Sakinleştiriyorum kendimi......
- Sen başla,
Derin bir nefes verdin. 4 sene tutmuştun sonuçta.
-     Neden beni terk ettin?
-     Nedenini hiçbir zaman bilmeyeceksin. Çünkü bende bilmiyorum. Hem bu kadar zaman sonraki ilk sorun bu mu?
-     Aslında bu değildi ama biliyorsun lafı uzatmayı sevmiyorum.
-     Peki sen beni neden terk ettin.
-     Nedenini hiçbir zaman sende bilmeyeceksin. Bende bilmiyorum.. Yani biliyorum da çok saçma..
-     Peki neden buradayız?
-     Ne kadar kaybettiğimizi görmek için…
-     Sence ne kadardır?
-     İki çocuk, iki araba, bir ev. Sence?
-     Restini görüyorum, bir çocuk bir boşanma ve yeniden bir evlilik.
-     Hımmm pas diyorum o zaman.
-     Ben sıcak çikolata alayım, sen ne istersin?
-     Ben naneli limonata
-     Nasıl ya bu havada mı?
-     Evet canım istedi.
-     Peki.
Ve birbirimize bir süre bakmamaya karar veriyoruz. Dışarıda koşturan çocuklar. Hava daha bir aydınlık kışın. İnsanları izlerken bile ürperiyorum. Sonra sana dönüyorum..
-     Biz ne zaman bu masaya oturduk seninle?
-     Kumar masasına mı?
-     Evet..
-     Bilmiyorum.
-     Peki tüm varlığımızı kaybedene kadar burada mıyız?
-     Hayır kalkalım bence?
-     Ee limonatan ne olacak?
-     Pas……



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Prozak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Korkuyorum Sevmekten
Boğazıma Takılan Hap
İki Doz Yalnızlık ve İyileşme Süreci
Ruhu Bedenden Ayıran Gece Bekçisiydim Ben
Çelişki Bunalması, Galiba Kopma Noktası
Fanus İçindeki Karınca Yuvası
Son İsteğin Nedir Yabancı?
Matadorun Kırmızı Pelerini
Asitli İçecek
İki Doz Yalnızlık

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hak ve An [Şiir]
Se - Ri Ü - Retim H - Ayatlar [Şiir]
Bil, Al, Ver, [Şiir]
Olasılık [Şiir]
Aç Ar [Şiir]
Soru - Cevap [Şiir]
Tanrı İle Sohbet [Öykü]
Deep / Derin [İnceleme]


pelin yetkin kimdir?

Sadece seri üretim bir hayat yaşıyoruz, olması gerektiği gibi mükemmel ve tam. İşte o kadar

Etkilendiği Yazarlar:
Tüketiyoruz hepimiz, mutlulukları satın alıyor avucumuza koyuyor yutuyoruz normalmiş gibi.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © pelin yetkin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.