..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Hakan Yozcu




26 Kasım 2015
Ağabeyim Geldi  
Hakan Yozcu
Ağabeyim de geçmişi anlatırken ağlayarak anlatır. Hep bize, “Anamın ayaklarının altından öperim. Onun fedakârlığı olmasaydı biz bu günlere gelemezdik” der… Ve çektikleri yoksulluğu, açlığı, sefaleti, yokluğu, sıkıntıları gözleri dolu dolu anlatır…


:AAFD:

     Annem ve babam yaklaşık 75 yıl önce evlenmişler. Bu evlilikten 11 çocuk dünyaya gelmiş. Şu an ise sadece 8 kişi hayatta.
     En büyük ağabeyim olan Abdullah Yozcu ve onun iki küçüğü olan ağabeyim Mehmet yıllar öncesinden hayatın çileli günlerine veda edip Hakk’a yürümüşlerdi. Babam da bundan 3 yıl önce Hakkın rahmetine kavuşmuştu.
     Çileli anam, hayatını hep gözyaşları içinde bizlere anlatır, çektiği acıları, dertleri, yoklukları ağlayarak dile getirir ve bunu yaparken de o günleri hep yeniden yaşardı.
     Çocuklarını yokluğa rağmen nasıl büyüttüğünü, nasıl okuttuğunu ve nasıl yaşama mücadelesi verdiklerini anlatırdı hep. “Benim hayatım film gibi” derdi…
     Şu an sağ olan en büyük ağabeyim Naci Yozcu. 66 veya 67 yaşında. Emekli…
     Yıllarca Türkiye’de çeşitli görevlerde bulunmuş üst düzey bir bürokrat idi…
     Ağabeyim de geçmişi anlatırken ağlayarak anlatır. Hep bize, “Anamın ayaklarının altından öperim. Onun fedakârlığı olmasaydı biz bu günlere gelemezdik” der… Ve çektikleri yoksulluğu, açlığı, sefaleti, yokluğu, sıkıntıları gözleri dolu dolu anlatır…
     “Anamız olmasaydı biz okuyamazdık. Belki de bu gün üçkâğıtçı, dolandırıcı, hırsız, katil olurduk. Ama o, bize, ne olursa olsun sahip çıktı. Yok demedi, olmaz demedi… Dilendi, çalıştı, yoktan var etti. En önemlisi de namusuna zerre kadar halel getirmedi. Başkalarının kapılarında temizlik yaptı. Tarlalarda çalıştı. Zengin evlere gidip çamaşır yıkadı, ekmek yaptı. Aldığı üç kuruşla da bizim karnımızı doyurdu. Okul masraflarımızı karşıladı.”
     Bu hikâyeler, diğer kardeşlerim tarafından da aynen anlatılır hep. Çünkü çekilen sıkıntı hep aynı olmuş.
Babamız yok muydu? Tabii ki vardı. Ama o da, ta ki 45 yaşına kadar kumar peşinde koşmuş. Anamızın anlattığına göre, düğün gecesi babamız kumar ile tanışmış ve o günden sonra profesyonel bir kumarbaz olmuş. E v yüzü görmemiş, çocuk yüzü görmemiş. Nerede kumar varsa oraya koşmuş. Türkiye’yi adım adım gezmiş bu uğurda… Kısa bir süre içinde de elinde ne var ne yok hepsini batırmış. Yıllarca, kumar peşinde yürümüş durmuş… Sıfırı tüketince çıkıp gelmiş…
“Papaz gibiydi” diyor annem. “Saç sakal, birbirine karışmış. Cebinde metelik kalmamış. Bir koku, bir koku… Sanki aylarca yıkanmamış” diyor…
Hiçbir şey dememiş annem. Üstelik bir de “Hoş geldin” diyerek babamın elini öpmüş. Babam da büyük bir gururla geçmiş köşeye “Ne varsa getir. Acıktım” demiş…
Tabii sonra tövbekâr olmuş babam. Bundan sonraki hayatı hep namaz, niyaz ile geçmiş… Annem “Şükür, son dönemlerinde Allah’ı hiç ağzından düşürmedi. Elinden geldiği kadar doğrulukla ve dürüstlükle çalıştı” diyor…
Ağabeyim Naci Yozcu geldi Kıbrıs’a… Yıllar sonra onu görmenin mutluluğunu yaşadık…
Hasret zormuş meğer… Yıllar sonra sevdiğine sarılması insanın, elini öpmesi bir başka oluyormuş. Hele de annem ile ağabeyimin karşılaşması hepimizi gözyaşlarına boğdu… Yılların acısını şimdi çıkarıyordu bu iki çilekeş insan…
Yaşlanmışlardı… Hayata artık eskisi kadar genç gözle bakmıyorlardı… Ama umutları hep taze kalmıştı içlerinde…
Anaya sarılmak, ananın elini öpmek, ananın hayır duasını almak kadar yüce, ulu, büyük bir şey var mıdır bu Dünya’da…
İşte ağabeyim de “Ölüm var, kalım var. Dünya gelip geçici” diyerek anasını ve kardeşlerini görmeye geldi…
Yüreğimiz sevgi ile doldu… Evin içi dopdolu olurken, geçmişi halde an be an tekrar yaşadık…
İki gündür evimizde hep geçmiş konuşuluyor… Bir huzur, bir mutluluk, bir sevgi var…
Hoş geldin ağabey… İyi ki de geldin…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
İstanbul Notları
izmir Günleri
Güvercinlik Köyü Mezarlığı
Mahmut Bal'ı Ağırlıyorum
Adana Kültür Gezisi
Mağusa’da İkram Çadırı
Siz Hala Sigara mı İçiyorsunuz?
Nevşehir Buluşması
Beyaz Melekler

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir "Mavi Köşk" Yazısı
Kıbrıs'ın İlk Yerli Komedi Filmi
Kadın Olmak Zordur
Öyle Bir Dünyada Yaşıyoruz Ki!
Girne’de Kahve İçimi
Ben Olsam
Meyhi Keyf
Nerede O Eski Ramazanlar?
güvercinlik’te Hafta Sonu
Muhtarlarımızın İstekleri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
El Eder [Şiir]
Vakit Gelince [Şiir]
Acı Ektim [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.