Sevgi en azgýn yüreði uysallaþtýrýr, en uysal yüreði azdýrýr. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Baþýmýzda kavak yelleri ile daha bir sürü aðacýn yelleri esiyor. Ser de delikanlýlýk da var. Hem de mevsim bahar. Ne de zor ders çalýþýyor insan. Sabahçýyýz lise de, öðleden sonralarýmýz boþ, az ders çalýþýp kaçýyoruz dýþarýya, tünel kazmadan, annemizin serzeniþlerine aldýrmadan. Bizim gibi evden sýkýlýp firar eden kýzlarda varmýþ meðerse de haberimiz yok, sonradan haberimiz oldu tabi... Takýlýyoruz öyle arkadaþlar ile Akdeniz Caddesinde. Bir an göz göze geldik adý S ile baþlayan kýz ile hani þu dizi filmlerde ya da gerçek hayatta elektrik kaçaðý olan kabloyu yanlýþlýkla tutarsýnýz, aynen onun gibi bir çarpýlma iþte, hiç farký yok. Bunda da yüreðiniz ve ruhunuz titriyor... Nasýl yanaþsak da o çok zor söylenen cümleyi kekelemeden kursak? ''Sizin ile arkadaþ olabilir miyiz?'' Düþün babam düþün, düþün dur Ahmet arpacý kumrusu gibi. Aynanýn karþýsýna geç, provalar yap kendi kendine annen ve baban ev de olmadýðý zamanlar tabi ki bu provalar. Dur bir dakika, niye aynaya konuþuyorum ki? Arkadaþým Reha var, onu alýrým karþýma dilim sürçmeden ona söylerim, prova caným iþte. Yok, yok o da olmaz en iyisi yekten gidip söylemek diye düþünürken. Ýadesiz taahhütsüz bir mektup elime tutuþturuluverir. S'nin kýz arkadaþý hem de sýrdaþý G'den. Hay Allah ne ola ki içinde. Güm güm diye bir ses geliyor bir yerlerden de ne sesi ki bu? Ankara'nýn Kurtuluþu da deðil ki otuz iki pare top atýlýyor olsun. Daha o zaman bu kadar fazla terör olaylarý da yok. Kesin bu heyecandan atan yüreðimin sesi, þimdi çözdüm. Ellerim mi titriyor ne? Bu soðuk terler, hayret, dudaklarýmda kurumuþ. Aç yahu þu zarfý da oku be Ahmet. Hmm! Yazýsý da güzelmiþ. Baþlýk aynen þöyle ''Sevgili Ahmet'' bana sesleniyor demek ki. Evet, evet bana bu mektup ya, parka gelen bir Ahmet daha var ama o daha ilkokul talebesi... Mektup benim elime verildiðine göre demek ki bana bu Sevgili Ahmet diye hitap. Sonra devam ediyor S, ''Sizden hoþlandýðýmýn farkýndasýnýzdýr, size bu mektubu kendi ellerim ile vermek isterdim ama böyle göndermek zorunda kaldýðým için affedin, tanýþmak ve arkadaþlýðýmýzý ilerletmek ümidi ile sevgiler sunarým imza S iþte o kýz, buna benzer bir cümle sonunda... Aman Allah'ým kýz benden önce davrandý vay be! Hani derler ya ''Gökten ne yaðdý da yerler kabul etmedi.'' Bahar da gelmiþ, sokaklara, caddelere, parklara. Hiç yüreðimize gelmez mi bu bahar? Ýþte fýrsat, yüreðe gelecek, bahar da kapýyý kuvvetlice vuruyor. Hemen içeri almak lazým kapýyý vuraný. Tabi ki o mektuba hemen olumlu bir cevap yazýlýp randevu koparýlýr S'den. (Adý Seden deðil caným merak etmeyin yüreðimin defterinde gizli) Parklar, sokaklar, banklar bizi bekliyor, çok bekletmemeli... Ýyiden iyiye birbirimizi tanýmamýz lazým. ''Selam neler yapýyorsun, önce seni tanýdýðým için çok mutlu olduðumu belirtmeliyim.'' yüz de hafif bir tebessüm, gamzeler de çýkar tabi ki ''Ýyi iþte ne olsun Ahmet biz de çok yakýnlarda oturuyoruz.'' yakýnlardaymýþ evleri ne güzel sýk sýk görüþürüz diye geçiriyorum içimden.''Voleybol da oynuyormuþsun duyduðuma göre?'' utanýr biraz kýzýmýz ''Evet evet amatörce iþte.'' biz de sokaklarda taþlarý koyup çift kale maç yapýyoruz bizim ki öylesine, bu da spor diye söylenir mi kýza ''Sen bir þeyler ile ilgileniyor musun?'' Hay Allah ne desem ki ben þimdi kýza? ''Ehem kem ve de küm ben de ara sýra arkadaþlar ile bilardoya, masa tenisine giderim iþte öyle hepsi o. '' O zamanlar yetmiþli yýllarýn sonu bilardo ve masa tenisi salonlarý pek revaçta, sigara yasaðý da daha çýkmamýþ. Mevsim bahar, nisan mayýs aylarý hatta bir de türküsü vardýr bilenler bilir ''Nisan mayýs aylarý, gevþer gönül yaylarý, çayýr çimen bekliyor bayanlarla baylarý.'' diye devam eder gider. Bizde de gönül yaylarý ile birlikte baþka bilumum yaylarda gevþemiþ vaziyette. Gün geçtikçe arkadaþlýðýmýz pekiþiyor, sohbet de koyulaþýyor. ''Sen bir þeyler okuyor musun Ahmet?'' O zamanlar Aziz Nesin ve Gýrgýr, peþinden Fýrt, bir de Çarþaf Dergileri pek revaçta. Muntazam alýnýyor ve espriler zaman zaman arkadaþlara parasýz pulsuz zimmetleniyor. ''Okuyorum tabi gülmece aðýrlýklý olarak.'' Bana sorduðuna göre o da okuyordur mutlaka. ''Sen neler okuyorsun bakalým?'' bakýþlarýndan cin gibi bir kýz olduðu belli zaten. ''Ben de severim Aziz Nesin'i senin gibi, bir de þiirleri ve þairleri seviyorum.'' Oy oy oy ki oy!!! Þiir, bize fizan kadar uzak neredeyse. Tamam edebiyat bölümüyüz lise de ama biz Fuzuliyi, Bakiyi, Orhan Veliyi ders niyeti ile not almak için okuyoruz. Yoksa kitaplarýný filan almýþlýðýmýz yok. Bir de Fuzuli'nin þu dizlerinde ''Gidelim serv-i revaným yürü sa'd-abada. Bir sen ü bir ben ü bir mutrib-i pakize-eda Ýznin olursa eger bir de Nedim-i þeyda.'' aslýnda bilirim ki iki kiþi vardýr Þair Nedim ve sevgilisi... Kafadan atýp da bir iki þair ismi söylesem kýz bu sefer hangi þiirini biliyorsun diyecek biz de yaþ tahtaya basacaðýz o zaman. Dur bakayým hafýzamý kurcalayayým aklýma þiir olarak bir Ýstiklal Marþý ki o zaman bütün kýt'alarýný ezberlemiþtim, ha bir de Yahya Kemal'in Sessiz Gemi þiiri ki onu da Humeyra þarký olarak söylüyordu belki oradan aklýmda kalmýþ... Yok, yok benim bundan sonra acilen mizahýn yanýna þiir edebi türünü de eklemem lazým. Ýþte o hýzla o yýllarda baþta Nazým Hikmet, Attila Ýlhan, Pablo Neruda, Ataol Behramoðlu, Aþýk Veysel, Karacaoðlan, Ümit Yaþar Oðuzcan, Yunus Emre yavaþ yavaþ gönül dünyamýzda ki yerlerini almaya ve sonrasýnda da o yerleri saðlamlaþtýrmaya baþladýlar. Vay be þiir de ne güzelmiþ hele de Nazým Hikmet'den hele de Karacaoðlan'dan ve de Ümit Yaþar Oðuzcan'dan. Ben niye þimdiye kadar atlamýþým ki bunlarý, hem de okunmasý çok kolay... Öyle günler gelip geçiyor hani þu paranýn katili olan yaz tatili gelmiþ de çatmýþ. Tam daha sýk beraber oluruz derken kötü bir haber ''Babamýn tayini çýktý Ahmet.'' Oy ki oy bu acýya nasýl dayanýr yürek. Devlet memuruysa, el mecbur nereye gönderirler ise oraya gidilecek. Daha dört ay bile olmamýþtý tanýþalý tüh ki tüh! Neyse caným burada akrabalarý var. Giderse de þubat tatillerinde ve yaz tatillerinde beni özler de gelir. Ya gelmezse? Ya orada baþkasýna tutulursa? Hem ne demiþler ''Gözden ýrak olan gönülden de ýrak olur.'' Akýldan bin türlü düþünceler geçiyor. Ernest Hemingway'in o çok bilinen güzel bir romaný var ya ''Çanlar Kimin Ýçin Çalýyor.'' iþte o çanlar ayrýlýk çanlarý çoktan çalmaya baþladý bile bizim için. Olsun mektupla ve telefon ile haberleþiriz biz de. ''Ayran içti isek de ayrý düþmeyiz.'' Okullar tatil olunca uçtu gitti S önce Adapazarý sonra da Isparta'ya... Her ne kadar büyük devlet adamlarý çýkarmýþsa da bu Isparta yine de sevemedim ben bu Ispartayý o sebep ile... Sonrasýnda mektup ve telefon fasýllarý baþladý. Telefon ile de çok sýk görüþemesek bile mektuplaþýyoruz. Benim kod adým Ayfer. Mektubun üstüne öyle yazýyorum yoksa müstakbel kayýn peder ham yapar anladý mý... Bir gün mektup ile beraber bir þiir iliþtirilmiþ sonuna aynen aþaðýda ki gibi... Þiirim senin aðzýnda dualaþýr Ses ahenk olur söz manalaþýr Seviyorum diyerek hor görme beni Seni seven ölmez evliyalaþýr.. Toprak olmaz ben de tenden baþkasý Seni bunca sevmez benden baþkasý Ölürsem sen aðla arkamdan yeter Gelmesin mezarýma senden baþkasý... Vay be dedim resmen döktürmüþ kýz. Ne güzel dizeler bunlar. Acaba ben de bunun gibi güzel þiirler yazar mýyým? Diye kalbimden geçiriyorum. Þiirin olduðu zarfý ve mektubu ceketimin iç cebinde taþýyorum. Biraz üstüne güzel kokular sürdüm. Boþ kaldýðým zaman çýkartýp çýkartýp okuyorum. Bazen arkadaþlarýma okuyorum, bir de hava atýyorum ara sýra. ''Bak oðlum kýz bana þiir yazmýþ, size hiç bir kýz þiir yazdý mý ha keratalar söyleyin bakayým?'' Mýsralarýn vuruculuðuna bak abi, beni seven evliyalaþýrsa, ben ne olurum artýk kim bilir, gerisini siz düþünün? Kanatsýz uçarým herhalde. Yine böyle ayný þiiri okuduðum bir zaman, arkadaþým Tekin ''Oðlum ben bu þiiri biliyorum, bu Ümit Yaþar Oðuzcan'ýn þiiri, kýz seni keklemiþ, hem de iyi keklemiþ.'' deyince baþýmdan kaynar sular döküldü o an da... Gerçekten de yukarýda ki o þiir Türkçenin büyük þairlerinden Ümit Yaþar Oðuzcan'a aittir. Yine de edebiyat ve þiir dünyasýna S' sayesinde bir hýzlý giriþ yapmýþtým. Ona ne kadar minnettar olsam azdýr. Ýleri de býrakýrým bu iþi, çýkarým diyordum, o da mümkün olmadý ve tutku haline geldi, önce okumak, sonra da yazmak ve paylaþmak. Meðerse çýkýþlarý tutmuþlar, giriþ var ama çýkýþ yokmuþ, ne bileyim. Yazýmý okuma ve yorum yapma zahmetine de katlanacak arkadaþlarýma þimdiden en derin sevgi ve saygýlarýmý gönderiyorum...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |