..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




23 Nisan 2020
Boşluk Enerjisi 9  
Bayram Kaya
Sosyal alan 50 üssü 1 + 1 depo enerji sağlamasını yaptıktan sonrası boşluk enerji düzenine geçer. Yaklaşık olarak sosyal alan boşluk enerji düzeni, her yönde aynı tek düzedir (izotropiktir). Bu aşamada


:FID:
Sosyal alan 50 üssü 1 + 1 depo enerji sağlamasını yaptıktan sonrası boşluk enerji düzenine geçer. Yaklaşık olarak sosyal alan boşluk enerji düzeni, her yönde aynı tek düzedir (izotropiktir). Bu aşamada

50 üssü 1 süreci; nüfus, iş bölüşümü, dayanışma, yeteneğine ve ihtiyacına göre mutlak paydaşlık gibi entegrasyonu veren toplam kadardır. Toplamın 1 birim fazlası sürecin artan kapasiteyle birlikte artık ürün gücüdür.

Toplum, ÜRETEN ALANLI bir yapıdır. Dolaysıyla toplum hem indirgemeci ve tüketimli bir sosyal alanın yaşamlı boşluk enerji düzeyine sahiptir. Hem de üreten ilişkinin kendi çalışma uygulaması sonrasında herkesi yeteneğine ve ihtiyacına göre paydaş kılma üzerinde potansiyeli düşüren bir boşluk enerjisinin düzeylerine sahiptir.

Bir toplumun boşluk enerjisi; çalışılmayan, dinlenilen zamanlardır. Karşılıklı ürettirmenin iş paydaşlığı gerçekleşmesi sonrası oluşan 50+1+1 tahakkuku sonrasında; pay olacak sürecin sömürüye kaymaması oluşla ortaya çıkmalıdır.

Sistem 1 birim gün karşılanması içinde 9 parça işi eksiltiyordu. Potansiyeli oluşturan eksiltme doğanın işleyiş yasasıydı. Eksiltilen kritik rezonans değeri içindeydi. Sistem içindeki potansiyel eksikliği; sisteme tamamlatma eğimi ve alan içi akışı ortaya koyuyordu. Bu akış karşılıklı denklik içinde birbirine ürettirmenin bağ enerjisiydi. Eksiğini veya eksilttiğini tamamlatan Karşılıklı üretme işi 1 birim gün süreci oluştuğunda sistem doygunlaşır.

Doygunlaşma; yükseltgenen potansiyelin kesikli olması sıfır enerji cevrimi gibi değerlendirilmesidir. Doygunluk, gerekli şartları sağlayan yükseltgenmiş düzeyin, durgunluğudur. Yarın için yeniden ve yeniden karşılıklı üretmenin olacağı evredir. Paydaşlarına dağıtılacak durgun depo enerjidir.

Bir toplum, ya da doğada sağlatma yapan sosyal alan bir değil; birçok iş-görev dağılımla iş kollarının çalışmalar entegresidir. Bu nedenle bir toplumda bir değil birçok boşluk enerjisi vardır. Bir iş koluna göre ayrı ayrı olan doygunluk değerleri o iş kollarının tuzaklı yapılarıdır. Üreten bir emek karşı tarafa da takas üzerinde ürettiren bir emek olmakla tuzaklıdır. Denklikler, denkleşmeler boşluk enerjisidir.

Bir sistem eksiğini yetirmeye veya farkını tamamlama noktasına doğru giderken, giden eylem simetri noktasında yavaşlar. Simetri noktasında ağırlık merkezinde doygunlaşan bu tür eylemlere denklik kazanma, kararlı olma; denir.

Sürecin denklik kazanmış; paylaşma aşamasına gelmiş; yükseltgenmenin durgunlaştığı bu durgun yer paylaşma öncesini oluşan durgun, doygun, depo enerji alanıdır. Sosyal bir depo enerji, yalıtımlı totemi sosyal özü gereği; dışa kapalıdır. Doğada sağlatan sürecin dışa kapalı olması nedenle alan nüfus sayısı, en çok yüz veya yüz elliyi geçmeyen durumdu. Bu nedenle kaynağın bolluğu ve kıtlığına göre doğada sağlama olan doğada sağlatmalar da kolektif etkili verim değeri üslü durumla, oluşamamaktadır.

Bu durum üslü değerle açılım verecek süreci henüz başlatamamakla kendi sonrası gelişmeyi kısıtlar. Yani bir sosyal depo enerjisini ortaya koyan sosyal yapı çevreye açılıp depo alan enerjisini büyütemez.

Oysa toplumsal yapılar üreten ilişkiler olmakla kendi üretim ilişkilerini çevredeki başka üreten ilişkiler üzerinde depolamakla, kendileri için onlara da ürettirirler. Kendileri de karşı grubun depo alanı haline gelirler.

“Üreten ilişki”, doğada sağlatma yapan kolektifi sosyal yapılar içinde çıkacaktı. Daha önce grup içine bir tür “üreten ilişki” ile bu gruplar ancak bir tür enerji depoluyorlardı. Sağlatan alan bir tür ürün üretmekle sınırlı sonluydu. Bir tür üreten sosyal alan, zamanla dışarıda olup ta başka tür bir ürün üreten karşı bir gruba; sizin için ürettirme başladı (takas).

Kendi içine ürettiren kolektif alan, şimdi iç ilişkisine ürettirme yanında karşı taraf için ürettir olmakla kapasiteyi iki kat artırmıştı. Kendi kadar bir karşı nüfus varsa 1 birim gün olan üretim hareketi iç hacmi etkinliği 50 üssü iki yani 2500 birim üretim olmuştu. Bu girişme ve açılım size en az iki tür enerji depo alanı hacimdir. Kendi depo alanınızın türlü üreten ilişkilere göre sınırsız ve sonsuz olduğu ortaya çıkar.

Bir grup, diğer gruba göre; diğer gruba depo enerji alanı olması; diğer grubun bu grup üzerine doğru yelken ve ufuk açmasıydı. Yani bu grubun da karşı grup üzerinde ürettiren bir enerji depo alanı inşa etmesi demek; bu grubun da diğer grup üzerine yelken ve ufuk açmaları olmaktadır.

Böylece üreten bir ilişki alanı; giriştikleri üreten grup nüfusunun çokluğu kadar bağıntı depo enerjisine bölünmektedir. Bu durum üreten her bir grubun kendi iç ilişkilerini karşı grup nüfus çokluğu kadar bir üstel durum içinde olmağa zorlar. Böylece üreten ilişkiler sınır tanımayan üretim hareketi olmaktadır.

Şimdilik üstel durumu veren genleşme kuvvetini verecek olan sayı dünyamızla sınırlıdır. Ancak bu tür depo alanlı üstel durumlar pozisyonu, dünyayı da evrene doğru açmaktadır. İşte bunu başaran durum insanı ortaya koyan durum kolektif bir üreten ilişik ile kolektif akıl ve kolektif zekâdır.

Toplum kendi kapasite sürecini veya iç hacim genleşme sürecini kendi kişisine yansıtsa da, kişi bu yetenekle kişisi gayret gibi davranıyor olsa da zaten kolektif olmayan bir üreten ilişki olası değildir. Ufku açan düşünce, zekâ ve akıl da kişi zekâsı; kişi aklı değil; kolektif zekâ; kolektif akıl ve toplumsal düşüncedir. Sizi uçağa, otomobile bindiren akıl, zekâ ve düşünce bidayetinden beri kolektif düşünce; kolektif akıl ve kolektif zekâdır.

Kolektif akıl kolektif zekâ ve kolektif düşünceden yoksun oluş, insan oluşu da kaybetmektir. İnsan olmak kolektif zekâ iledir. Kolektif kapasiteli kolektif olanakladır. Kolektif zekâ da önce doğada sağlatan sosyal zekâ ile ve üssünü kadar değerle açılımı veren zekâ da üreten ilişiklerledir. Tarihsel sürece baktığımızda kolektif sosyal zekâ; üreten toplumsal zekâya dönüşen bir diyalektiktir.

Kolektif etki (sosyo-toplumsal etki) yukarıda 50 kişilik totem grup işleyişinde belirtildiği gibi 1 birim gün özeli olan durumlar rezonansı ile genellik ve kolektif etki genel olanda özelliktir. Özellik olan 50 kişiye ait daneyim, aktarım akıl olmakla kolektif zekâdır. Kolektif sağlamadır.

Kişi, açlığını giderme, savunma yapma, korunma gibi yaşamı olduran 1 birim gün eylemli özel durum nedenlerden hareketle 50 kişilik etki sürecin genel oluşuna katılır. 50 kişinin eylemi geneldir ve her bir kişiye göre işler denkleşmesidir. Yani 50 kişilik genel durum içinde kişi özel yaşamı için doğada sağlama yapar.

Kişinin elmaya ulaşıp, elmayı yemesi arasında geçen zaman ara zamandır. Gerçekleşme zamanıdır. Boş zaman enerjinin harcanmadığı enerjinin olmadığı zaman demek değildir. Kişi ile kişinin doğada veya grubunda sağlama yapması arasında geçen zaman, kişi ile doğa arasına konan bir gecikme zamandı.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölçü 2
Ölçü 1
Ölçü 4
Hemcinslerin Tarihi 11
Hemcinslerin Tarihi 14
Hemcinslerin Tarihi 4
Ölçü 3
Hemcinslerin Tarihi 6
Hemcinslerin Tarihi 12
Hemcinslerin Tarihi 13

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bildin mi? III [Şiir]
Ayrılık Nedir? [Şiir]
Bildin mi? [Şiir]
Bildin mi? II [Şiir]
Bülbülü Öldürmek [Şiir]
Hata Yapmak [Şiir]
Asuman [Şiir]
Ne Devletsun Ne Devletlu [Şiir]
Köle 2 [Şiir]
İçimizdeki Yabancı [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Emekli eğitimci. 1950 Mucur / Kırşehir doğumlu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.