Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe |
|
||||||||||
|
Kolektif akıl olmasaydı; kolektif zekâ olmasaydı kritik rezonanslı kolektif birim zamanlı ortak akıl olmasaydı; kısacası, toplumsal akıl olmasaydı; ne toplum, ne üreten akıl olurdu. Ne kalem olurdu, ne bilgisayar, ne otomobil, ne çıkrık, ne palangalar, ne dişli çark olurdu. Kişi aklıyla bugünkü gelişmenin genlik seviyesine dahi gelmemiz olanaksızdı. Şu durumda bizi yöneten akıl, bizi düşündüren akıl kolektif akıldı. Toplumsal zekâydı. Ortak yoldu. Ortak akıl kişi aklına göre kişi aklında aşkındı. Kişi aklı sıfırsa, sıfır referanssa; ortak akıl sekiz milyar kişi ile entegre edilen akıl ile muazzam bir parçalı hızdı. Muazzam bir yüksek enerjiydi. Şimdiden sonra kişi bencilliği bile nerdeyse, kolektif akıl ile düşünür. Bir tüketime karşın ortaya konan entegre (kolektif) işleyişin benzerine elektronikte KAT KAZANCI DENİR. Kat kazancı veya aplikasyon dediğimiz bu süreç bir yükseltme ortaya kor. Kolektif enerji özü itibarıyla karmaşık (komplike) bir depo enerjidir. Bu süredurum, depo enerjinin kendisini geri beslemesidir. Kendisini amorti etmesidir. Yüksek potansiyelli kolektif enerjinin, duran eylemi harekete geçirerek, harekette olanı durdurarak kendisini sürdürme etkisidir. 1 m. Deki bir nicelik veya nitelik ya da eylem; yarım metrede olan niceleye göre depo enerjilidir. Yine 2 m. deki de 1 m. Dekine göre depo enerjilidir. Ha keza üssü durum nicelini de aynı birbirine benzer depo potansiyeli gösterir. Yani her niceliksi durum kendisinden fazla niceli potansiyeli depo enerjisi olarak belirlerken, kendinden sonrası niceliğe de depo enerjisi olur. Entegrasyon parçası olan bir solenoid (bobin) içinde akım geçirirseniz, bobin içinde bobinin akıma göstereceği bir zorluk oluşur. Bobinde oluşan bu zorluk-direnç nedenle bobinin direnci, bobin içindeki akan bu enerjinin bir kısmını üssü bir durumla bobin çevresinde manyetik enerji olarak depo eder. Bobinde geçen akımı keserseniz üstel bir zaman durumla olan bobin çevresinde depo edilen manyetik enerji, yeniden bobine hücum eder. Depo manyetik akı bobine elektrik akımı olarak tekrar etki etmekle; bu etki üstel durumla bobindeki depo enerjili şarj deşarjlarla akan süreci tekrar ettirirler. Biraz daha açıklayayım. İçinde akım geçen bobin direnci bir kısım enerjiyi manyetik enerji olarak etrafında biriktirip yalıtır. Bobin etrafına biriken depo enerji dediğimiz manyetik enerji, boşluk enerjisidir. İnişin yokuşu gibi, uzunun kısası gibi eğimle akan su da deniz gibi göl gibi en az en düşük enerji seviyesine iner ve burada boşluk enerjisi olukla birikir. Bu en az enerji durumuna boşluk diyoruz. Sanırım boşluk tanımının hemen hemen hiç dirençle bir enerji seviyesi olduğu anlaşılmıştır. En az etki ile daha azı olmayan, en az enerji seviyesi olduğu kavranmıştır. Boşluğun bu en az enerji seviyesine de boşluk enerjisi diyoruz. Kritik rezonans değeri kişileri bir araya getiren bir sosyal oluş ve bir sosyal oluşlar sosyolojisiydi. Gruba bağlı sosyal oluşlar ve sürü sosyal oluşu en temel sosyal oluşların ilkiydiler. Sürü sosyal alanında kopan öbek izolasyonlar düzensiz sosyolojiyi düzenli çevrimler şekline koyan totemi sosyal alanlardı. Totemdik sosyal alanlar sürü alana göre düzenli olan, düzenli ve çevrimli sağlatan yüksek enerjili entegrasyondu. Çevrimli ve düzenli sağlatan yüksek enerji, sürü yapının içindeki kişisi bağ enerjili boşluğu dolduruyordu. İki kişi arasında birçok boşluk alanlar oluşur. Tekil durum, en az iki kişilik bağıntı ve sürü duruma göre alçak potansiyelli boşluk enerjisiydi. Sürüye bağlılık olanı, totem yapı içinde şimdi karşılıklı yükümle kolektife bağlılıktı. Sürüye bağlılık kolektif bağlılığa yükseltilmekle (refedilmekle) oluşan fark, boşluk enerjisiyle dolduruyordu. Yani kolektif yaşama geçen sürünün yeller esen yerinde hem boşluk ve hem de alan farkı oluşuyordu. Kolektif inşa sürünün boşluk alanını buluyordu. Dahası totemi kolektif alan av yapan kişisi eyleme karşı güvenliği sağlayan başka bir kişisi eylemle de yeni bir boşluk alan ve alan farkı ortaya koyuyordu. Sürü yapının boşluğu nereden geliyordu? Kuşkusuz ki yalıtımlı olan ben öznesinden ve tekil ben öznesinin dışa doğru eğim, çekim olan kritik eşik değerli rezonansa ait boşluğun doldurulmasındandı. Kısacası tekil yapıların doğaya göre boşluklu alanı ve fark gerilim alanı vardı. Yalıtımın sosyal yapı ve sürü oluşa göre boşluklu alanı ve fark gerilim alanı vardı. Sosyal yapıların da totemi kolektif yapıya üreten toplumsal yapılara göre boşluklu alanı ve fark gerilim alanı vardı Yapıyı inişli çıkışlı ve nötr kılan tutum kişiden gelen aksama ile toplumun birbirine göre farklı tarzda organize olup mütekabiliyet esasına göre olmasından kaynaklı boşluk ve yokuş yukarı oluş enerjisiydi. Diğer yandan bobindeki gibi kondansatördeki gibi süreci tekrarı başlatan, atıl olmayan depo enerjidir. Yani depo enerji entegre ya da kolektif süreçlerin özünde olan durgun birikmiş ve karmaşık enerjidir. Laf aramızda tam da insana göredir. Doğa tam da insana göre değildi ama sosyo toplumsa yapılar tam da insana göre düzenlenir. Çünkü doğanın inşacısı insan değildi. Var oluşun amacı insan değildir. İnsan var oluşun içinde gelip geçici bir ayrıntıdır. Asıl olan var oluşun kendisidir. Var oluş üstel durumlar içinde girişmelerle girişmelerin birbirine zıt süreçler bağıntısıyla her hangi bir var oluşla yola devam eder veya edemez. Her var oluş üstel durumla belirsizledir. Belirsizle üstel durumlu olan belirlendiği an diğer belirsizi boşluk yokluk indirgenmiş duruma dönüşmekle istense bile olası değildir. Zıddıyla yer değişmek, burada olmayanı başka yerde olanla sürer gider. Hayat var oluşun üzerinde durmayacağı bir yol arızasıdır. Bir yıldızın var olması hayattan daha az önemde değildir. Diyebilir miyiz ki doğa tam da yıldıza göredir. Çünkü doğa yıldızla da kalmaz. Var oluş asıl ve esastır. Hayat var oluşun sadece biri bir tanesi ve basit bir ayrıntısıdır. Hayata göre daha temel bir durum vardır. Bilgi. Bilginin taşınması. Işık, dalga manyetik salınım en temel ve en basit bilgidir. Konumuz bu değil ama şöyle bir örnek vereyim. Uzaya baktığımızda geçmişe yaklaşık 14 milyar yıl öncesi geçmişe bakarak 14 milyar yıllık bilgi ediniriz. Bu yıldız ışığı ve mikro ışıma sayesinde evrenin başlangıcını bilebiliyoruz. Işık bilgi taşıyor. Yıldızların yaklaşık 14 milyar yıldan bu yana ola gelen her tür doğum gelişme bebeklik patlama ve ölüm resmini ışıklarda fotoğraflamış durumdayız. Aynı kuantum dalga ve salınıma dek bilgilerin bizlerde bulunduğunu hatırlatmama ve daha ileri gitmeme gerek yok sanırım. Demek ki tüm var oluşlar gibi hayatta bir şekilde bilgiyi ortaya çıkaran var oluşa katılıp, varoluşa katkı veren durumdur. Hayat önemsiz değil var oluştan önce ve var oluştan önemli değil. Bir yıldız her türlü hayatı verir ama hiç bir hayat yıldızı veremez. Böyle olmakla hayat var oluştan önemli bir şey veya var oluşun olmazsa olmazı, değil. Hayatın öznel oluşun yapacağını bambaşka koşullarla hayatın zıttı olan ölümle de taşındığı taşınabildiği ve bunun fiili bir süreç olduğunu söylememe gerek bile yok. Hayat bir zaman yoktu. Bir zaman sonra da olmayacak. Ama evrensel akış evrensel var oluş ne olursa olsun her durum üzerinde o duruma özgü süreçler üzerinde hep sürecek. Örneğin hayat olmasa da dört temel kuvvetin bilgisi; omega ve lamda kritik değerleri başlangıçtan günümüze, günümüzden sonsuza taşınacak olmakla bu bilgi aktarımı bu enerji akış içinde hayat ve var oluş çıkmaktadır. Unutmayın ki hayat enerji akışının ürünüdür. Değilse enerji akışı, hayatın ürünü değildir. Enerji akışı içinde entropi bilgisi vardır. Hayat entropiye göre var olur ve bu entropi bilgisine göre yok olur (ölür). Kısaca ne evren ne doğa insana göre değil ama sosyo toplumsa yapı tam insana göredir. sosyo toplumların inşacısı insandır. Depo enerji genel duruma ve genel yarara göredir. Potansiyelli depo enerjiyi veya durgun enerji kazancını sentez süreçleri ortaya koyar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |