"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Yeni iradi güç Mamondu. Bütün sorun şuydu. El 'in egemenliği mi, Yoksa Mamon ‘un iradesi mi? Siz de El den yana mıydınız? Yoksa Mamon ‘dan yana mı taraftınız? Aslında sizin işiniz "kırk katır mı, kırk satır mı? Olmanın iki arada bir derede kalıp ezilme, konusuydu. El 'in kolektif sistemle olan savaşı çoktan bitmiş. Arada 3700 yıl geçmişti. Şimdiki savaş El ve Mamon arasında olan bir savaştı. Bu savaş içinde siz El 'den yana mıydınız, Mamon ‘dan yana mıydınız? Yani borca değil faize karşı El ile miydiniz? Faizi anasının sütü gibi helal gören burjuva Mamon ‘dan yana mıydınız? El kendisinin borçlandırma yaptığı, kendisinin borç verdiği “borçlarınızı yazın borçların verilmesi ve alınması konusunda hiçbir şeyi eksik bırakmayın” diye bilmiş-bilmiş akıl veren kendi şeriatı üzerine olup borç veren burjuvalara, bas bas bağıracaktı. “Siz faiz yiyorsunuz. Bilseniz faiz ateştir” diyordu. Günümüzde ezen ve ezilen iki sınıf arasında kendilerine ılımlı ve lümpen denen din adamları; "Faize haram diyen El ile Faize günün icabıdır" diyen Mamon anlayışını uzlaştırmanın zamanı içindeydiler! Lümpen olmakla sömürüye yardımcı olan, efendilerinin sesi olan mantık "enflasyon oranında faiz almak caizdir" demekle “El ile mamon arasındaki şimşekli havayı” içten içe indirgiyordular. "Enflasyondan oranında faiz alınmasıyla" faize helal diyen Mamon din adamlarının ortamda Mamon ile El arasında bir uzlaşma ortaya konmasıyla Mamon da El gibi ortama söz salmakla meşru oluyordu. “Enflasyondan fazla alınan faiz haram" denmekle de El 'in sözü yerde kalmamıştı. Faize dolambaçlı yoldan haram denmekle El 'in itibarı devam edip; ezilenlerin ezilmesine berdevamdı. Enflasyon neydi? Kolektif sistemde neden enflasyon yoktu da köleci sistemle birlikte enflasyon oluşmuştu? Enflasyon oranı, kime ve neye göre belirleniyordu? Hele de faiz vermenin makul olması için öngörülecek olan enflasyon oranı neydi? Buna Mamon mu, El mi karar verecekti. Enflasyon olmama olasılığı yok muydu? Enflasyon hangi orandayken Mamon faiz alacaktı? Ve El enflasyon hangi orandayken faiz vermeyecekti? Bu soruların tabii ki cevabı yoktu! Olamazdı da. Cevap sistemin temeline dinamit koymak olurdu. Sömürülmenin cevabı var mıydı ki bunun cevabı olsundu. Görüyorsunuz ya lümpenlerin El adına ve Mamon adına buyurmasıyla "Enflasyondan oranında faiz alınır" denmekle; ne şiş yansın ne kebap yansın türünden bir cevapla; lümpenler tarafını seçmişti. 5000 yıldır hizmet ettiği efendilerine karşı şimdi de "enflasyon oranında faiz alınır" demeleriyle “sureti hak olmak” yerine ikili oynuyorlardı. Lümpenler sömüren, sömürten orta yolculardı. El in açtığı tezgâha göre feodal efendiler borç alıp; borcu öte dünyada kat kat fazlasıyla ödeyecekler iken; birden bire hem de bu dünyada ne idiğü belirsiz burjuvalara borcu kat kat fazlasıyla ödeyecekti. Feodallerin burjuvaya olan borçları ödenemez olduğu zaman El; aklı başına gelmiş gibi kükrüyordu! Efendilerin mülkü ve kazancı borcun karşılığını çeviremez oldu. El 'in; borç alıp, borç verilir deme izini, ödeyemedikleri borçlanma içinde tu kaka yapılmış, kötülenmiş olmakla şimdi, özel bir anlamla; FAİZ oluvermişti. Ve EL FAİZ için, "faiz; alana da verene de HARAMDIR" demekle bas bas bağırıyordu. Ama steril sistem içinde El ile başlayan ödünç alıp, öncüdü borç olarak geri verme işi (faiz verme işi) öyle kurumsallaşmıştı ki bu kurumlaşma içinde efendi borç vermek, yoksul da borç almak zorundaydı. "Kaderin gözü kör olsun" ki (!) köleler için böyle gelip, böyle giden devran; El için böyle gelip böyle gitmiyordu. Devran böyle gitmediği içindir ki El ‘in kadim durum dediği “borcunuzu zamanında eda” ediniz dediği borçluluk kadim durumu şimdi El ‘n burjuvalara borçlu olması olmakla; El kendi ayağına kurşun sıkmıştı. El, dünya nimeti cennete giden yolun taşlarını köleleri borçlandırarak kendisine göre döşemişti. El 'in kendisine göre döşemiş olduğu borçlandırma yolu şimdi hesapta olmayan Mamon faizi nedenle El 'in borçlanma yolu olmakla El ‘in kendisini cehenneme götürmüştü. Kolektif bağıntı en az üç bileşenliydi. Bu bileşimler kabaca kişi-kişi arası "sosyal ilişkiyi", "ortak mekân bağıntısına" açmakla; eylem birliği içinde olunan ortamı “ortak mekân” yapıyordu. Bileşim de ortak mekânı "parçalı kolektif birim zaman" yapıyordu. Böylece kolektif bileşim, kolektif ortamı "yeni bir üssel durumun hacim alan bağıntısını veren girişmelerine açıyordu". Buna kolektif bir UZAY-ZAMAN açılması veya UZAY-ZAMAN genleşmesi diyorduk. Her olgu ve olayın, olgu ve olay durumlarla ilgili imgenin, bir UZAY ZAMAN açılması vardı. Bu tanım tersten de doğrudur. Zaman uzaya, uzay da zamana açılıyordu. Paranın iki yüzü gibiydiler. Uzay zaman açılımlı birliktelikler aynı anda birlikte olanla birlikte gidendiler. Ortak mekân ilişkisi sosyal ilişkiyi ve gruba olan eğilimi ortaya koymakla, kolektif birim zamanı ortaya çıkarıyordu (ortaklaşmanın bir birimlik ortak uzay zamanını ortaya çıkarıyordu).
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |