..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




17 Nisan 2021
Faiz 13  
Bayram Kaya
Kolektif geçmiş köleci sistemle kesintiye uğratılmıştı. Ortak geçmiş, hatırlanamamakla geçmiş ile geri bağlanım yapılamıyordu. Her şeyin başına El in irade ve takdiri konmakla Düz mantık oluşuyordu. Düz mantık içinde özne nesnel geri bağlanım, ancak köleci öğreti olan El takdiri ile başlayabiliyordu. Köleci öğretiyi referans alan her çözüm de yeni bir başka köleci ilişki ortaya koyuyordu.


:EFE:
Yani başlangıç koşulları içinde tekil kişilerinin ilk sel davranışları yanlış ve doğru durumlar belirlisiydi. Ölçü kişinin kendisiydi.

Yanlış davranışın sayısı doğru davranışın sayısından kat kat fazlaydı. Bir aslan bile günde on kez saldırı yapmakla on saldırının ancak üçü doğru olup aslanın av yapması sonucunu ortaya koyuyordu. Bu aptallık değildi. Aksine başarısız olan yanlış sayısı kadar, akıllanıyordunuz.

Şimdi kolektif alandaydık. Doğal ortamdaki gibi kendi başınıza davranışlarla değildiniz. Doğru ve eğri davranışlar kişiye göre değil, kolektif olana göre belirleniyordu. Kolektif tahrik kuvveti olarak yansıyor ve kolektif öznenin yaşamı nedenle kolektif özneye uygun davranışlardı. Kolektif aklı oluşan imgelerle vardı.

Koşullar sürdükçe daha önce oluşmuş imgesel depo hafızanız içindeki müktesebatla yanlış yapmadan, doğru olan yaklaşımlar içinde özgecil olanı çıkarsayabilecektiniz. Her yeni duruma karşı yaklaşımınız içinde doğru ve yanlış davranışlar hep olamladırlar. Ama doğru ve yanlış davranışlar kolektiftir.

Kolektif imgeli deneyim ve eylem tekrarları dıştaki gerçekliklerle eşleşen işaret ve işaretçi belirtilerle çağrışım olurlar. Sinyal olarak su yüzüne çıkarlar (bilinç düzeyine çıkarlar). Ortak mekândı eylem ve imge sel davranışlar içindeki ortak anlamlar hatırlanıp, dışta kişiler arasındaki bağıntıyı oluşuyordu.

Artık kırmızı ışık hepimize göre aynı mana davranışını oluşturuyordu. Kişi sinyal veren bu bağıntıların kişi eylemi içindedir. Karşısındaki kişinin o tür davranışla neyi yapmak istediğini anlıyordu. Kişiler arası bu tür ortak anılı anlam imgeleri, ortak kesişim noktalarını oluşuyordu.

Ortak alanda, kolektif kesişimi veren imge davranışlar kişileri birbirine yaklaştırıcı yakınsak tutumlardı. Tutumlar genelde herkesle ortak olan egoya göre seçiliyordu. Ego türü seçilimler beslenme, savunma gibi ortak eylemleriyle, kişilerin özüne dek sağlatmalar yapan geri bağlanımlarıyla yapılıyordu.

Kesişim noktaları; kontak, değinim, dokunma, temasça duyarlık noktalarıydı. Geri bağlanımdı kesişim eylemleri, kişiler arasında kontak kurmaya neden olur. Kişiler arasındaki bu kontak kurma davranışları her gün yeniden acıkmanızla, her gün yeniden kendinizi savunmak zorunda kalmanızla tekrar eden kurallar haline geliyordu.

Kurallar ortak mekândı eylem davranışları olarak yasa edilir. Bu yasalar önce yalıtılmış bir totem alan içinde korunmakla, kolektif ligi ortaya konuyordu.

İşte tam da bu kolektif oluş nedenle "yün eğirip ip dokuma işi kişisi nedenle değildi". "Yün eğirip ip dokuma işi, üreten totem meslekler nedenleydi”. Doğada sağlasan olan kolektif oluştan çok sonradır. Sırta post geçirme işinden sonradır. “Yün eğirip ip dokuma işi” ortak alanlı, ortak zamanlı, ortak eylem davranışlarıyla ortaya konuyordu.

"Yün eğirip, ip dokuma işi" kolektif zamanlı; üreten kolektif çevrimle vardı. Kolektif çevrimli mirasla "yün eğirip ip dokuyan çobanlık kültü; köleci sistem içinde ortak ve kolektif bağlamında kopacaktı.

Üreten kolektif çevrimle kolektif tahrik söylenmeyip, vahiy yoluyla yün eğirip ip dokunduğu illüzyonu söylenecekti. Köleci sistem içinde kolektif tahrikle olan üretim, kolektif bağıntılı zihinsel kodlarından ve ortak bağlamlarında kopacaktı. İnanca dek iman ameline dönüşecekti. "Kişinin kolektif güvencesini yok etmişti". Kolektif bağ yerine kişisel sahipliğin irade bağı konacaktı. Bu nedenle kişiler El ‘e dayanıp, güvenecektiler

Kolektif miraslı, kolektif bilgi ve kolektif yansıma içinde öğrenilen eylemler de kişinin kendi bilinci, buluncu gibi belirtilmekle ortak gerçeklikler "kişisi yün eğirme ve kişisi ip dokuma" söylemine doğru çarpıtılacaktı.

Sevgili İsa, işte böylesi bir tarihsellikten kopartılan köleci sistem içine doğmuştu. Bu köleci ilişkilerden tiksinti duyuyordu. Ama çözümü de köleci ilişkiye göre düşünmek zorundaydı. Sistem buna izin veriyordu.

Kolektif geçmiş köleci sistemle kesintiye uğratılmıştı. Ortak geçmiş, hatırlanamamakla geçmiş ile geri bağlanım yapılamıyordu. Her şeyin başına El in irade ve takdiri konmakla Düz mantık oluşuyordu. Düz mantık içinde özne nesnel geri bağlanım, ancak köleci öğreti olan El takdiri ile başlayabiliyordu. Köleci öğretiyi referans alan her çözüm de yeni bir başka köleci ilişki ortaya koyuyordu.

Köleci ortamda köleci mantıkla çözüm üretmenin kendisi de köleci bir çözümdü ve köleci bir çözümü ön görmekti. İşte duyarlı, insancıl sevgili İsa herkes gibi bu tür bir kısır döngü içindeydi.

Değerli İsa köleci kolektif bilinç içinde, güncel şartların tedavisine; günü birlik pansuman yapıcı tedavi ile oluşan köleye göre damıtılan bilgiler içinde seçme ayıklama yapmakla, öğretisini ortaya koyuyordu.

İsa, kolektif güvenceyi bilmiyordu. Bildiği tek şey baba (El-tanrı) takdirine bağlı güvenceydi. "Ana baba eksenli aile mirasının güvencesiydi". Kolektif güvence yerine konan yanılsama içindeki bu düşünüşler ile İsa da herkes gibi kolektif güvenceyi, bağlamında koparıp, babanın garantisine tahrik ediyordu.

İşte bu nedenledir ki kolektif güvenceyle ortaya konan "yün eğirip, ip dokuma" anlayışı, köleci düz mantık içindeki söylemlerle; kolektif güvence olmaktan çıkıp, “babayla bağlılıkla kurtuluş” dediği kişisi güvenceye, parçalanıyordu. Kolektif bağ yerine, Babaya, El ‘e bağlılık vardı!

Bu nedenle herkes gibi İsa da "yün eğirip ip dokuma işini" kişinin kendi kaygısıyla baba öğretisi olarak ortaya koyduğu "mirasla bir imge" sanıyordu. Kolektif iradeden boşaltılan yeri; mal sahibinin iradesi alıyordu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölçü 2
Ölçü 1
Ölçü 4
Hemcinslerin Tarihi 11
Hemcinslerin Tarihi 14
Hemcinslerin Tarihi 4
Ölçü 3
Hemcinslerin Tarihi 6
Hemcinslerin Tarihi 12
Hemcinslerin Tarihi 13

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bildin mi? III [Şiir]
Ayrılık Nedir? [Şiir]
Bildin mi? [Şiir]
Bildin mi? II [Şiir]
Bülbülü Öldürmek [Şiir]
Hata Yapmak [Şiir]
Asuman [Şiir]
Ne Devletsun Ne Devletlu [Şiir]
Köle 2 [Şiir]
İçimizdeki Yabancı [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Emekli eğitimci. 1950 Mucur / Kırşehir doğumlu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.