..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




30 Kasım 2021
Kapasite Yeti Yetenek Yaratıcılık 1  
Bayram Kaya
Toplumlar; nüfus gibi; biliş, buluş, teknik teknolojileri kullanımları gibi zamana bağlı bir üretim gücüyle sınırları olan belirli oluşturturlar. Ama toplumla sınırlı bu belirli oluşlar kişileri Einstein gibi Cahit Arf gibi, Pir Sultan Abdal gibi Graham Bell gibi; Pasteur gibi belirleyen dalgalanmalarıyla kişilere yaratıcı birer dış olanaktırlar.


:EAA:
Her kapasite birçok yeti ile bileşimlidir. Yetiler bir ve birçok yapabilirlikle verili düzlem anıklığı olup modülasyona da açıktırlar. Kapasite içindeki her yeti ve yeti öbekleri meslekler gibi belli bir işe daha çok yatkınlıkla yeteneğe dönüşür.

Gemi teknolojileriyle okyanuslara, uzaya açılmak gibi. Bilgisayar kullanmak gibi olgu ve olaylar anıklık üzerine bindirişti yansımalardır. Ve kolektif kapasiteli yansımalardır.

Kolektif kapasiteni yetenekler alırlığına bağlı (melekelere bağlı) bindirişle modülasyonlar eşliğindeki kişisi kapasiteleri kolektif kapasiteyle artırılırlar. Böylece kişisi yetenekler bir üst yeteneğe dönüşürler. Buna yaratıcılık denir.

Bir maymun bardakla su içiyor olsun. Bu maymun biyo fizyolojik, fizyoşimik ve biyo anatomikçe verili kapasiteni düzlemiyle anıklıktı. Bardakla su içme tutumu doğadaki anıklık içinde yoktur.

Doğal anıklık içinde avuç ile su içerseniz de bardak olgusu apayrı bir kolektif kuvvetin ürünüdür. Doğal anıklığın verili düzlem olma esası, türlü çevre şartlarına göre her türde türlü dallanma ve çatallanma yoluyla farklı gelişen belli bir hazır oluştu.

Bu gibi türlü yollarla türlü biçimde hazır oluş türlü çevre etkilerine göre türlü tepki koyma ve türlü cevaplar yansıması oluşla anıklık çeşitlenmesi, türsel yeteneklerdi.

Varoluş nasıl kuantum üsse durumla ve makro üsse durumlaysa türler de bir kökten olsalar bile, oluşumdaki üsse belirsizle olan kuvvet nedenle hayat bir türlü kalmazdı.

Hayat ta çevre deki seçilim baskısı olan çevrenin belirsiz üs sel durumlarıylaydı. Hayat kendi yalıtımlı üssü durumu içinde çevrenin üs sel durumlarına özelleşen tepkilerle çeşitli yapabilirliğe dönüştüler (yeteneğe dönüştüler).

Her bir çeşitli yapabilirlikler o tür kapasiteli yetilerin çevresel modülasyonlarıyla oluş, hazır oluşu kısıtlayıp sınırlamakla o yetileri o alandaki uzmanlık ve bir çeşit tür mühendisliğine dönüşür.

Bir türdeki farklı gelişmeler diğer türe göre bir fark ortaya koyarken, o fark gelişme diğer bir yönden de eksikliktir. Söz gelimi similiyen sınıfındaki bir grubun ellerini diğer similiyen gruba göre farklı alanda becerili şekilde kullanma farkı, o grubun daldan dala atlama yetisini (hazır oluşunu) köreltmişti.

Kapasite ve yetiler kuram olarak türdeki kapasiteni bir yeti üzerine bindirişleri yapılan modülasyonlarla öğrenilmiş bir yetenektir. Yani yetenek anıklık üzerinde belli bir kullanımlar işler eşmesidirler.

Bir bardağı kullanıp su içen; bir manivelayı kullanıp peyniri düşüren öğrenme; bir kapasiteni hazır oluşuyla bir yetenek kullanımı, "belirlenmedir". Ama o manivelayı, o bardağı yapan "buluş anıklığı doğal bir belirlenme olmayıp", aksine bir kolektif alanla belirlenmedir.

Tıpkı kolektif kapasitenin kolektif bir teknik teknolojik, bilişsel alanlarla, kolektif bir üreten hacimle, kolektif bir nüfusla belirlenme olması gibi. Kolektif kapasitenin kendisi belirlenen, bir belirlemedir.

Toplumlar; nüfus gibi; biliş, buluş, teknik teknolojileri kullanımları gibi zamana bağlı bir üretim gücüyle sınırları olan belirli oluşturturlar. Ama toplumla sınırlı bu belirli oluşlar kişileri Einstein gibi Cahit Arf gibi, Pir Sultan Abdal gibi Graham Bell gibi; Pasteur gibi belirleyen dalgalanmalarıyla kişilere yaratıcı birer dış olanaktırlar.

Bardakla su içen maymun gibi o kapasite içindeki bir yeti veya yeti grubunu siz bir eyleme-bir düşünceye, bir işe vs. karşılık yaparsanız sizin eşleşen belirlenme tepkisi ortaya koymanızla, yeteneğiniz ortaya çıkıyordu.

Böylesine bir yetenek durum içinde çok büyük oranda yeti durumunuz belirsiz bindirişlere açık olmaktan çıkar. Belirli bindirişlere karşılık kategorize edilen tepkisel yansımayla, yansıtmalarınızı oluşur.

Böylece yetenek sizi alışkın, yatkın ve tekrarlanır etki ve tepki koyuşlarıyla sizi hazır kıta yönelimleri içinde tutar. Yetenek, o yetiler öbeğini, o davranışa ve düşünsel eylemlere göre özelleştiren biçimleme (formatlanma) demekti.

Üstelik maymunun bardakla su içme yeteneği gösteren davranışı o tür içinde yaygın olmaya eğilimle olsa da yaygınlık arz etmez. Bardakla su içme yeteneği gösteren maymunun tutumu içinde yaygın olmayı ve sürekliliği destekleyecek bileşik alan kuramı dediğimiz maymun toplumu gibi maymun üzerine toplumsal bir kolektif etki yoktur.

Bileşik alan kuramı dediğimiz ortam dalgalanmasını deniz gibi su kütlesi dalgalanmasında, gazların, ya da havanın dalga hareketinde, katıların dalga hareketine kadar olan analojilerle anlayabilirsiniz.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölçü 2
Ölçü 1
Ölçü 4
Hemcinslerin Tarihi 11
Hemcinslerin Tarihi 14
Hemcinslerin Tarihi 4
Ölçü 3
Hemcinslerin Tarihi 6
Hemcinslerin Tarihi 12
Hemcinslerin Tarihi 13

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bildin mi? III [Şiir]
Ayrılık Nedir? [Şiir]
Bildin mi? [Şiir]
Bildin mi? II [Şiir]
Bülbülü Öldürmek [Şiir]
Hata Yapmak [Şiir]
Asuman [Şiir]
Ne Devletsun Ne Devletlu [Şiir]
Köle 2 [Şiir]
İçimizdeki Yabancı [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Emekli eğitimci. 1950 Mucur / Kırşehir doğumlu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.