Doğallık sahip olunan değil, kazanılması gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
Köleci yapı dikey bir hiyerarşin yapıdadır. Sadece bu hiyerarşik yapı bile köleci sistemin sonradan ve bilinen yapılar üzerine inşa olmasına kanıttır. Oysa İlk ittifakı yapılar doğal olarak âdemleri grupları itibara alan yatay bir inşaydı. Yani kolektif inşa âdemi (kişilerle) merkeziyetçiydi. Çünkü âdemlerin doğaya yönelimlerini ortaklaştıran ve âdemlerin eğilimlerini baz alan yatay dağılımla bir örgütlenme inşasıydı. Avcı toplayıcılar, savunmacılar, bakıcılar gibi örgütsel dağılımlar eş anlı ve eş güdümlü kolektif bağlanım yasası içinde her şeyi ile az çok bilinirdiler. Bu ortaklaştıran ilk aşamaydı. İkinci ortaklaştıran alan kesikli sürekli yapı içindeki kolektif üretim yapan alandı. Ve bu üreten alan El tarafında iyi bilinen alandı. Üreten bilinmeler El mantıklı çekim alanı ve El mantıklı çevrimlere bir doğum günü pastası olacaktı. Böylece bu kolektif veriler El mana anlayışını açıklayacak pasta ile sanal bir El mana izahına dönüşecekti. Bu doğum günü pastası vaat olup vaat edilen kişisi hoşlanmalar üzerinde El mana gücünün fantezisi olacaktı. Kolektif gerçeklikler El mana anlayışının sanal izahlarıyla perdelenmekle görülmez bir hayalete dönmüştü! Bu perdeleme işi kolektif inşa ruhunu adeta bizlere unutturmuştu. İniş aşağı giderken tersine dönerseniz indiğiniz yerin yokuş aşağı bir yer olduğunu görürsünüz. Kendine ortak tanımaz yapının tersi ve ilki kendine ortaklar tanıyan sistemdir. Bu söylemden de kendisine ortaklar tanıyan sistemin tersi ve ilki El mana anlayışıdır. Gibi mantıki anlam çıkarabilirsiniz. Ama bu bir kısır döngüdür. Neden mi? Bazı süreçler var kendisini başlatacak bir ortamı bulamadığı zaman kendisini başlatamaz. Döngüye ya da çevrime giremez. Ortak tanımayan yapı, birleşen yapı değil, ayrışan yapıdır. Yoklukları mal sahibi çevresinde ve mal sahibi iradesinde birleştirir. Mal sahibi de çevrede hazır üretilmiş ve sürekli üretilen bir ortamı ve zenginlikleri bulmalı ki mal sahibi olsun. Yani başlangıçta ne üretilen mal vardı. Ne de sürekli üreten bir malın olduğu çevre koşulu vardı. Bu neden ile El mantığı, rızk dağıtma gibi bir mantıkla kendi kendini başlatamazdı. Oysa kendisine ortaklar tanıyan yapı, sosyal bir çevre içinde birbirinin eksiğini tamamlayan ortaklaşmalarıyla her zaman kolektif ligi oluşan bir çevre içindeydi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |