Doğallık sahip olunan değil, kazanılması gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
Düzenli bir kolektif yapı öncesindeki ve üreten kolektif yapıyla ittifaka gelen tür temsilcilerimize "hemcinsler" diyorum. Hemcinsler uzun bir zaman aralığının geniş bir yelpazesi içinde milyonlarca yıldan beri takribi 8000 yıl öncesine kadar yaşamışlardı. Hayatlarında tekil yaşamın, düzensiz grup hareketinin olgu ve olayları baskındı. Groteskti anlayışları vardı. Çevrelerini animist bir anlayışla yorumluyorlardı (canlıcılıkla yorumluyorlardı). Çevrenin güvenlik tehdidi ve doğanın kimi zorlukları hemcinsleri grup ve sürü davranışına sürüklüyordu. Sıklıkla ve duruma göre tekil yaşam içinde, grup ve sürü hareketi içindeydiler. Hemcinsler şimdiye kadar olan tarihin en uzun dönemli yaşamı içinden oldular. Bir kaç kişilik kısa beraberlikleriyle dağılan, birleşen "sosyal grup yaşamını" hep oluşturmuşlardır. Sürü halinde yaşamış. Geçici ve birlikte olduğu alışkın grup ekibi ile sürü içinde öbekleri oluşturmuş. Yavru bakımı paylaşımcısıydı. Bu tarz sosyal yaşamı içinde bile düzenli çevrimlerle sosyal olamamıştı. Başka sürülere saldırmış, üretim ilişkisi ortaya koyana dek uzun süre yamyamlık etmiş. Kimi öbekler izole bir alanda kısılıp kalmanın süreci içinde düzenli bir yapı çevrimiyle, izole bir kültürü ortaya koymuştu. izole alan içinde groteskti düşünceleri "düzenli çevrimlerle ortaklaşmaya" başlamışlardı. İzole alandaki düzenlilik; güvenliği sağlamada, yavru bakımında, av yapmada, böcek, ot, kök, meyve ve leş artığı toplama safhaları içinde, izole grubu organize etmişti. Organizasyon iş bölüşümü, dayanışma, yardımlaşma ve hele hele de karşılıklı transfer emeğin ortaya konma çevrimleriydi. Grup gücü üsteli si içindeki transfer emek çevriminin kendi üzerine kendi etkimeli bir "kolektif akım" ortaya koymuştu (sinerji ortaya koymuştu). Kolektif akım, hemcinslerin işlerini kolaylamasıyla birlikte kolektif birim zaman nedenle kolaylanan iş süreci kısalıp artık zamanı oluşmuş. Artık zaman giderek üretim yapan, üretim ilişkisini ortaya koymuş. Böylece hemcinslerimiz tarihte ilk kez üretim yapar olmanın kolektif gücü nedenle kendi kararlarını almaya başlamışlar. Böylece hemcinsler irade sahibi olmuşlardı. Totem mesleğinin sahibi olmuşlardı. İnsanlar kendilerinin gruplar arası çiftleşme yaratıcısı ve isim koyucusu ve meslek öğreticisi olan bu hemcinslere İLAH adını vermişlerdi. İnsanlar grup ilahını ve karşı ilahı saygılıyorlardı. İlahlar üretim yapan hemcinslerdi. Üretim ilişkisi nedenle ürünlerin gruplar arası takasını ortaya koymakla ittifak eden izole bir totemi grubun, kolektif aitleriydiler. Üreten ilişki izole grubu dışa doğru açılmağa zorlamıştı. Böylece hemcinslerimiz gruplar arası üretim ilişkisini, ittifaklar eliyle üretim hareketine çevirmişlerdi. İttifak eden gruplar arası bileşimin kültürler sentezinde de "uygarlık" doğmuştu. İttifak içindeki izole grupların çiftleşme senteziyle de melezler doğmuştu. Melezler iki ayrı ilah grubun çiftleşmesinden doğan kuşaktı. İlah grupları, gruplar arası çiftleşmeden doğan ve kendileri gibi ilah görünüşünde de olan melezlerine İNSAN adını verdiler. İnsan ilahların el vermesiyle kültür ve uygarlığın taşıyıcısı ilah ardıllarıydı. İnsan bir kültür ve uygarlığı taşımanın, izole ve etnik grup sentezi olmanın görev ürünüydüler. Görüldüğü gibi hemcinsler uzun bir zamanın geniş yelpazesi içinde inşacı olmuşlar. Totemiydiler. Üretim yapan İlahtılar. İttifakı ve uygarlığı ortaya koydular. İnsanın isim babası ve insanın meslek öğreticisi oldular. Doğada henüz kültür insanın olmadığı dönemlerdeki tür temsilcilerimize hemcinsler demek daha doğruydu. Aksi halde at izi ve it izi karışması nedenle şimdiki gibi bilgi ve tarih sel bilinç kaybolurdu. Diğer zamanlarda yazdığım yazı kısımları içinde sıklıkla üreten hemcinslerin üreten ilişkisi içindeki yamyamlık temaslarına karşı, kendi canlarını ve ölülerinin yenmelerini önlemek için nasıl kurtulmalık kurban da denen ölü yiyeceği vermelerini anlattım. Buluşma yeri yani üreten grupların, üretemeyen yamyam gruplara ve diğer üretim yapan gruplarla olan güvenli yer denen tapınak alan temaslarını büyüteç tutarak belirttim. Hemcinsler doğal ortamın içine ne fakir olarak doğuyorlardı; ne de zengin olarak doğuyorlardı. Ne köle oluyorlardı; ne köle sahibiydiler. Ne de aradıklarını bulduklarında şanslıydılar; ne de aramadıklarını bilmemekle şansızdılar. Hemcinsler sadece yaşamlarını sağlayacak verili bir enerji ortamı içine doğuyorlardı. Verili durum o ortamın canlı cansız topoğrafyadan oluşan coğrafyanın kendi özellik dağılımıydı. Determinizm de (gerekircilik te) bu verili ortam ile ortaya çıkıyordu. Yaşam dediğimiz şey, kuantum belirsizi olan üssü durumlar içinde, her hangi bir zamanda her hangi bir ortamdaki atom birleşmeleriyle belirecek olan her hangi bir şey gibi ortaya çıkan bir olguydu. Kuantum durumlar de termine durum değildiler. Determinize olmak üs sel belirmeleriyle en az durum içinde sıfıra yakın olan ama zorunlu olan durumdu. Sıfıra yakın durum denge durumdu. Nötr durumdu. En az çalkantıyla sadece yer değişen durumdu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |