Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Günümüzdeki Mamon'cu mantık ne diyordu "enflasyon kadar(!) faiz almak caizdir" diyordu. Nasıl fırıldak ama! Enflasyon kadar faiz almak caizdir diyen söylem kulluğu, köleliği enflasyon üzerinde sürdürmeyi meşru yapıyordu. Hâlbuki ki enflasyon da kulluk sisteminin bir sömürü unsurudur. Halka yayılan refahın geri çekilmesidir. Ne amaçla olursa olsun bir uygulama ortaya konunca kontrol edilemeyen yansımalar ortaya çıkar. Feodalizm, kutsanmış El sopasıyla köleci ve kulluk sistemi olan ortamı kontrol ediyordu. Mamon da para ya da servet zenginliğini koruyup kontrol ediyordu. Ama paranın üs sel durumlu yansıması içinde, burjuvaların kendisi dışında burjuvalarca kontrol edilemeyen bir belirme biçimi vardı. İşte burjuvalar yeni enflasyon teorisiyle kontrol edilemeyen bu noktayı enflasyonist bir yol ile tam kontrol ediyordu. Burjuvazinin para üzerinde tam kontrol edemediği bu noktalarda Mamon’ un izin vermeyeceği türedi zenginlikler ortaya çıkıyordu. Türlü enflasyon teorisi köleci sapkınlığın kendi çıkmazıdır. Ya da türlü enflasyon teorileri sömüren köleci sistemin kendi sömürme mantığının doğrularıydı. Bir enflasyon ne kadar ağdalı sözlerle açıklanırsa açıklansın, enflasyon kendisini ortaya koyan burjuva zenginliğini besleyen bir dalaveredir. Paranın burjuvalarca kontrol edilemeyen üstel belirmeleri içinde paranın birikme özelliği vardı. Mallar arası takas sistemi içinde para değiştirme değeriydi. Para kar yapma, faiz alma vs. unsuru değildi. Para, değiştirme değeri olan temel özelliğini paranın birikim yapması üzerinde depoluyordu. Paranın bir yerden bir yere kolay servet transferi olması gibi kontrol edilemeyen huyu vardı. Köleci sistemin ilk başlarında boğaz tokluğuna çalışıp, çalışma karşılığında alınan bir kâse yoğurt hemen tüketiliyordu. Bir birim emek bir kâse yoğurt karşılığında güya değiştirme değerini bulmuş oluyordu! Oysa bir kâse yoğurdun para karşılığını aldığınızda yoğurdu tümden tüketmek yerine bir kısım yoğurdu boğazdan kısmakla yoğurt para olarak birikiyordu. Yani yoğurdu üç beş kaşık yeseniz, sonra da boğazda kıssanız; yoğurt birikmiyor kısa süre sonra bozulup ekşiyordu. Ama para öyle mi ya. Biriktikçe birikiyor ekşimiyor bozulmuyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |