..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hata! Klavye bağlı değil. Devam etmek için F11'e basın...
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Yazarlar ve Yapıtlar > A.Latif İRVEN




22 Mayıs 2003
"Aldatmak" ve Ahmet Altan  
A.Latif İRVEN
söz konusu kitap, tamamen seks üzerine işlendiğinden, öteki sahnelerde de okuyucuya verilen hayvansı dürtülerin şahlanmasıdır.. 'tat ve doku' eksiktir.. tenin keşfi insana ait bir özelliktir..


:CGEE:

Okumuşsunuzdur... özellikle 'kadını çok iyi tanıması(!)' özelliğinden dolayı Ahmet Altan'ın romanı "Aldatmak"tan söz ediyorum.. daha ilk gün doksan küsür binlerle satışı yapılan kitaptan...

Okumak istemiyordum.. yazdığım romana etki etmesin, düşüncesiyle, kadını anlatan hiçbir kitabı okumak istemiyordum.. tesadüfen elime geçti ve sıkılganlığımın tuttuğu bir ânıma denk geldiği için
okudum. okudum ve şok oldum! acaba "kadını çok iyi tanıyor" tanımını getiren kadınlar, her kadının "bir görüşte beğendiği erkekle birlikte olduğunu mu" söylemek istiyorlar? yoo, hiç alınmayın, lütfen! belki en son söylemem gereken sözdü bu. şimdi söylemek sinirlerinizi bozmuş olabilir.. belki de kasıtlı yaptım bunu.. neden olmasın!?

Kitap, erotik bir dergideki fantezi anılarından farksızdı. hatta biraz daha bayağı bir anlatıma sahipti. video filmlerdeki sevişme sahneleri izlenerek, biraz da hayalgücü katılarak yazılmış gibiydi. kaliteli bir yazar daha iyisini yapabilirdi. bunlar kaba olarak kitabın bayalığını vurgulamak için yazdıklarım..

Şimdi gelelim kitabın geneline...

Bir kadın, çokeşlilik doğasını yaşama uyarlamak isteyebilir.. dedim ya, 'doğal' yanı.. bunda yadsınacak bir durum yok.. bir beraberlikle bağlanması da mümkün olabilir.. aşık olabilir.. sahip olduğu gizli heyecanları keşfetmesini de sağlayabilir.. oysa kitaba baktığımızda, iyi bir evliliği olan, istekli sevişmeler yaşayan, gizliden gizliye aşkı özleyen bir kadının, bir görüşte etkilendiği bir erkeği hayal etmesi ve evliliğinde hiçbir pürüz yokken, kızına ve eşine olan sorumluluğunu bir yana bırakarak o erkekle beraber olması, üstelik bağlanması, duygudan yoksun, sırf fahişelik güdüsüyle hareketten başka bir anlam taşımaz... duygu olmadan bir heyecan yaşanabilir belki
ama yaşandıktan sonra biter.. farklı bir heyecan aranabilir de.. o da insan özelliklerinden biri ama kişiye endekslenmez... kişiye bağlılığı getirmez..
heyecanı yaşatan sadece bir araçtır, sahip olduğu herşeyi hiçleten biri değil..

Bir kadın sevişmelerde en çok öpüşmeye önem verir.. bu, duygusallığın anahtarıdır... hazırlanması için gereklidir.. mutluluğu, heyecanı, aşkı, tensel ibadeti yakalaması için vazgeçilmezdir.. oysa kitapta, ilk sevişmede bundan yoksun bir birliktelikten söz ediliyor ve kasıklarda yoğunlaşan dudaklar sayesinde kadının bağlanması söz konusu oluyor... Ahmet Altan'ın kadın psikolojisindeki ciddi eksikliğini bir tek cümleyle söylemem mümkün: "kasıklardaki dudakların, kadına verdiği mutluluk, o anda kadının o dudakları, dudaklarıyla ödüllendirmesini getirir; kadın o dudakları öpmek ister ve bunu da yapar!.." ama kitapta bu da yok...

Biteviye ilişkilerde bile, kitapta sözü edilen yaşayımlar mümkün. olağanüstü bir anlatım ve yaşayım söz konusu değil. aslında olağanüstüyü de aramıyorum. doğal olanı yakalaması yeterliydi. o da yok. seksi böylesi bayağı bir yaşayımda aşktan söz etmek mümkün mü? duygudan yoksun bir birliktelikte cennetimsi bir haz yaşanabilir mi? eğer "hayır" diyorsanız, o halde kitaptaki kadının mutluluğu da söz konusu olamaz...

Gelelim diğer sahnelere... söz konusu kitap, tamamen seks üzerine işlendiğinden, öteki sahnelerde de okuyucuya verilen hayvansı dürtülerin şahlanmasıdır.. 'tat ve doku' eksiktir.. tenin keşfi insana ait bir özelliktir.. aşkı seksle bütünlemek, bu özelliği uyarlamayla güçlülük kazanır... ne kadar iyi uyarlanırsa, o kadar bağlılık getirir.. çünkü 'tat ve doku'da sevgi vardır.. bunu yaşamayan bir kadın kaybettiği zaman hırsızlık yapacak kadar bir tutkuyla bağlanabilir mi, bir insana? duygudan yoksun, salt sekse düşkün bir ruha sahipse, ona birşey diyemem.. evet.. kitapta 'tat ve doku' anlatılıyor ama verilen, bayağılıktan öteye gitmemiş. beden keşfedilmemiş, sadece keşfedildiği dile getirilmiş.. bir okuyucu olarak, keşfedilip edilmediğini ben anlamalıyım.. yazar bana "sen salaksın, yazacaklarımı anlayamazsın.. en iyisi yazmadan, seni nereye götürmek istediğimi ben sana söyleyeyim," diyemez! kalkıp da nasıl yazması gerektiğini de detaylarıyla anlatacak değilim Ahmet Altan'a...

"Neyin olmamı isterdin?" bu soru, kitaptaki -sözde- en can alıcı soruydu.. çünkü bu soruya verilen yanıt dünyanın süregelmiş düzenini alt üst eder.. bentleri aşar.. okyanusları kateder.. verilen yanıt, varolan tüm kuralları ayaklar altına alır... koca bir dağı yok edecek bomba olabilmektir o yanıtı vermek.. kendini bir anda varlıkların tümünden daha güçlü hissetmek gerekir ki o yanıt verilebilsin... ama yanıtını verdirmiş Ahmet Altan... o soruyu sorduracak cesareti de, tüm kuralları çiğneyen yanıtı da kahramanlarına uyarlamış... ne demişti Ahmet Altan? "birbirlerinin herşeyi oldular," demişti.. bunu, o kitaptaki diyalektik akışa göre yorumlamak gerekirse, Ahmet Altan'ın 'balıklama' daldığını söylemek yerinde olur.

Kitaptaki adamın o soruyu sorma cesaretini göstermesine birşey demiyorum.. o, oyun oynuyor.. ama ya kadın? o soruya öyle kolay yanıt verebilir mi? bir kere, o yanıtın verilebilmesi için aralarındaki aşkın muazzam bir boyuta ulaşması, beraberinde aynı devasalıkta bir güvenin oluşması gerekir. bu da, birden alazlanan bir aşkla mümkün değil!.. emek ister.. sevgi ister.. zaman ister... bunlar da olsa şayet ve o soru sorulsa, -kadın olsun, erkek olsun- tepki gösterir!.. soru tekrarlanırsa, ilk duyum anındaki şok etkisi silikleşirse, gizemi keşfetmenin kutsal boyutuna ulaşılırsa o zaman soruya Ahmet Altan'ın söylediği gibi yanıtlar verilebilir... burada da
psikoloji verilememiş...

Bir gazetede okudum.. kitabı yayınlatmadan önce sevgilisinden onay almış.. "olmuş," demiş sevgilisi.. ondan sonra yayına vermiş... yahu kitap, koşaradım uç noktaları vurgulama çabası içinde.. sanki paracıklar kaçıyor da, ahmet altan kelimelere start vermiş gibi.. sevgilisi nasıl oluyor da, "olmuş," demiş.. demek ki sevgilisi de Aydan ruhluymuş...

Buna rağmen, gazetecilerin onunla röportaj etmek için sıraya girmesi... reklamını yapmaları... ve onunda gururla kameraların karşısına geçip bayağı bir kitabın kahramanı olarak poz vermesi.. edebiyat adına utanç verici...

Ahmet Altan'ın hakkını da vermek gerek... özellikle son sahne.. harika olmuş. bir kadının, erkeğinden tiksinmesi, erkeğin, tüm olumsuzluklara rağmen, kurulu düzenini riske etmemesiyle olur. burada da, koca karakterinin, yaşananları öğrendikten sonra hesap sorması yerine, düzenini riske atmayacak çözüm sunması, kadınının kendisinden tiksinmesine neden oluyor. tebrikler... ama bir sahne, bir kitabı paklar mı?

.Eleştiriler & Yorumlar

:: empati
Gönderen: özge karaömeroğlu / Hatay
6 Eylül 2003
ahmet altanın avukatı vasfıyla değil,yalnızca okuyup çok beğendiğim bir kitaba yapılmış saygılı yorumlara saygıyla karşılık vermek üzere yazıyorum,bir kadın olsaydınız acaba bu söylediklerinizi aynı cesaret ve acımasızlıkla söyler miydiniz,sorunun cevabı da tıpkı sizin "seks üzerine kurulmuş" sözcük grubunu neden kullandığınızı anlayamamak kadar mümkün değil.şimdi diyeceksiniz ki yine aynı acımasızlıkla "siz de aydan ruhlusunuz herhalde".hayır değil,olsam da ne olacak ki,çevremizde bu çalkantıları yaşayan sayısız kadın var,işte ahmet altan bu yüzden kadınları ve ruhlarını çok güzel anlatıyor,çünkü tanıyor kadınları,"beni kadınlar ve edebiyat var etti"diyor yazar,siz de onun en önemli varlıklarını sözlerinizle incitiyor,Cem'in Aydan'ı yaralaması gibi onun eserini incitiyorsunuz,kendini değil eserini ve emeğini.bir kadın olarak ve de aldatılmış biri olarak bir solukta okuduğum kitapta sizin tek bir sahne olarak nitelendirdiğinizden çok daha derin ipuçları yakaladım ben.kendini ötekilerinin yerine koyma sanatını öğretti bana altan,bunu denediniz mi hiç?sanmıyorum,bu şekilde de yargılamak istemiyorum sizi;ama yazarın her kitabını okuduktan sonra "hayata ve ilişkilerime bir kez daha bakıyorum"ve değerlendiriyorum,onun yerinde olsaydım ne yapardım diyorum ve insanları tanımaya çalışıyorum,herkes yazarın ,seksi ,romanlarında işlemesinden dolayı eleştiri yağdırıyor,neden bizde tabular yıkılamıyor,düşmanlık,şavaş,yıkımlar konu ediliyor da seks neden konu edilemiyor,hayatın gerçeği değil mi bu?ben,ön yargılardan uzak durmak gerektiğine inanıyorum,lütfen yazarın kitaplarını empati duygusuyla ve ön yargısız bir kez daha okuyun;yazınız çok güzeldi,eleştiri bu kadar güzel yazılabilir,takdir ve iyi dileklerimle...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sanatçıya Bakış

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sürgün [Şiir]
Tut Ellerimi [Şiir]
Yüreğini Gaspa Çıktım [Şiir]
Gecenin Türküsü [Şiir]
Sesin [Şiir]
Kim Demiş? [Şiir]
Bir Mektubun Portresi [Şiir]
O'na [Şiir]
Zamansız [Şiir]
Su Gibi [Şiir]


A.Latif İRVEN kimdir?

bugün yazıyorsam Edebiyat öğretmenim Sevgili Aziz Güleç sayesindedir.

Etkilendiği Yazarlar:
birçok yazar


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © A.Latif İRVEN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.