"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
Ve yağmur belki de ilk defa ürkütmüyor insanları bu kış bitiminde; canlı cansız, değdiği herşeyi ıslatınca. Birkaç aceleci adımlar dışında, ne kaçışan, ne koşuşan insanlar var kenarlarında minik derelerin oluştuğu kaldırımlarda. Ve yağmur, uzak zamanlarda, kitli anılarda kalan türkülerin, yürek kapılarından yeşerip sıyrılmasını sağlıyor her damlasında. Birinde çığlık oluyor yakılmış ağıtların yakarışlarında, birinde hasreti sulara salan gurbet sancısı.. bir başkasında unutturan sevda ezgisi... ve her birinde, geçmişin silikleşen izleri üzerine kaplı zamanı uzaklaştıran anılar şerbeti oluyor, o en tanıdık efkar buhuruna kaptırarak. Ve yağmurda ıslanmak, hem de çıplak.. hem de haykırarak.. hem de coşkun.. hem de sevinç dolarak içi insanın, belki de özgürlüğün tadımı… Ve yağmur, yeni bir yaşamın filizlenmesi için gerekli hayat öpücüğü oluyor doğaya. Toprak, döllenen yavrularını beslemek için sabırsızlıkla beklediği suya kavuşuyor: karnını yaracak başların göğe yükselmesini bekleyerek. Ve yağmur, mezarları da ıslatacak… Ölüler ıslanırsa? De, yeşerir mi? Yeşerir mi kaybedilenler. Hani o en tanımsız acıyı bırakarak yürekte, gidenler.. o, panzehiri olmayan sevilenin terk-i diyar olmasıyla yürekte oluşan yarayı otar mı yağmur, ölüleri yeşerterek. Mezarların toprağını çatlatarak hayat verebilir mi onlara? Ağıtları coşkuya dönüştürebilir mi? Saçlarından tutup çekebilir miyiz yitenleri? Tekrar sarılabilir miyiz göğsümüze bastırarak? Ya da, sadece yüreğin öldürdüklerini yeşertebilir mi yağmur? Diriltebilir mi yürekteki ölenleri? Alı al, moru mor kılabilir mi insan yüreklerde? Yani yağmurun gücü yeter mi yüreğin yeniden yaşama sarılmasına? Yeni bir baharın müjdesiyle hayat bulan doğanın önüne katılır mı yürekler? Yoksa zemherisine sarılarak titremeleri, üşümeleri ibadet mi bilir o karanlık zamanların soluksuzluğunda? Sadece bilirim: düşünce cemre özüne toprağın, çatlamak için orta yerinden, ve doğurmak için çocuklarını, sabırsızlıkla bekler her damlasını yağmurun. Kendinden parçalar vermektir asıl yapmak istediği: bir meyvede verimliliğini, bir çiçekte güzelliğini, bir başakta bereketini... Ve yağmurun toprakla buluşması gibi yeşermek için beklediği 'suya' kavuşsaydı ölü yürekler, insan yanının tarifi yetersiz güzellikleriyle dolardı bu evren; sancılar sonrası yaşamın ne demek olduğunu bilerek...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © A.Latif İRVEN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |