..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > HASAN MAHİR




1 Kasım 2003
Bazen Çekilmeliyiz İçimizdeki Hira’ya  
HASAN MAHİR
Bazen çekilmeliyiz içimizde ki Hira’ya uzakta yağan yağmuru, yakında kavrulan çölü ve ötedeki sesi dinlemeliyiz.


:BBIB:
 





              İçimizde sınırları çizilmemiş ve keşfedilmemiş bir derin coğrafya var. Kaç kaşif geçmiş içimizdeki derinliklerden ama yinede keşfedilememiş içimizde ki “ben” . insan teknolojinin sınırlarını zorlayıp her gün farklı dünyalar keşfetse de, her gün yeni bir bilinmeyen aydınlatılsa da insan en yakınındaki “kendisine” en uzak olmaya devam ediyor.
              Öyle ki insan aya gidebiliyor, uzak gezegenlere uydular gönderiyor. Gen haritamızı çıkartıyor. Yıllar öncesine ait fosillerini çıkartıyor toprakların altından. İnsanlığın geçmişine aydınlık tutuyor. Ama gel gör ki iç dünyasında keşifler yapmıyor yada yapmaktan korkuyor.
Neden içimizdeki sonsuz  coğrafyada bir kazı yapmıyoruz? Neden bir sondaj atmıyoruz içimizin derinliklerine? Neden bir gemiye binip dünyanın haritasını çizen Piri Resi gibi içimizin  haritasını çıkartmıyoruz. Hani çıkartıp da asmıyoruz odamızın duvarına.  Galiba bunun en büyük sebebi kendimizi keşfetmekten kendimizi bulmaktan korkmamız. Hani gerçeği bulduğumuzda kendimiz için çizdiğimiz sınırların yıkılacağını biliyoruz. Kırılacağını biliyoruz kalıplaştırdığımız içimizde ki ön yargı fay hattının. Büyük bir deprem yaşayacağız bunun en kazı altında kalmaktan korkuyoruz.
             Hep içimize yol almak yerine kendimizden kaçarak başkaları olmak durumunda kalıyoruz. Başkalarının sevdalarına yol alıyoruz, başkaları için aşık oluyoruz, başkaları için öfkeleniyor, başkaları için gülümsüyoruz. Hayatımız dışardan bize monte edilmiş yaşamlarla örülü. Bize çizilen sınırların dışına çıkamıyoruz. Kalıplaşmış, klişeleşmiş düşünce içerisinde bir kısır döngü fasit daire çizip duruyoruz. Ve her nedense içinde kazı yapanlara, içinin sırlarını keşfetmeye çıkanları “cahillikle”, “geri” olmakla suçluyoruz.
             Ne zamana kadar sürer bilmiyorum antik çağlardan kalma düşüncelerle bu yolculuk. Nereye kadar gider bu gözü kapalılık. Ve ne kazandırır insana, ne kazandırmıştır ki madenin ortasına putlar dikenlere.
            Oysa biraz kendimizi zorlasak, kırsak bize dayatılanları, yürüsek içimizdeki yol boyu omuzlarımızda Ferhat misali kazma. Yürüsek her yanı çiçeklerle örtülmüş patikadan.  Hemen yanı başımızdan kazmaya başlasak ne hazineler çıkacak karşımıza, ne zümrütten tepeler, ne gümüş tenli dereler, ne Anka kuşları kanatlanacak hemen oracıktan. Karunun hazinelerinden daha fazla hazine bulacağız. Farkına varacağız “mutluluk”un içimizde olduğunun.
             Hani bir sabah gün doğumu ile açılsak içimizdeki coğrafyanın sularına. Çözülmeyi bekleyen binlerce buzulun olduğunu göreceğiz kutuplarımızda. Karanlıkları aydınlatacak dışımızda ki mağara adamlarına yol gösterecek binlerce ışığın varlığını hissedeceğiz. Binlerce güneşin doğduğunu ancak bir güneşin var olduğunu keşfedeceğiz. Yıldızları sayacağız yakamozlu gecelerde. Mehtaplı şarkılar düşecek dilimize. Sevmenin rengi değişecek eleğim sağmanın altından geçtiğimizde. Yedi renkten yedi binlerce renkler türeteceğiz yarının resmini çizmek için.
           Olmazların ritmini duyar gibiyim. Ama hiç denemedik biz içimizdeki coğrafi keşiflere çıkmayı. Birkaç felsefecinin, birkaç psikologun çizdiği iç dünya haritasından başka ne var ki elimizde. Oysa insanın içindeki coğrafyanın sınırları kainatın sınırlarından daha geniş bunu keşfetmeliyiz. Bize sunulanlar koça bir okyanusun içerisinde bir damla sudan daha küçük. Bize verilen birkaç söylemle içimizin sahilinde oyalanıp duruyoruz. Oysa her insanın kendi coğrafyası vardır. Bu sebepten her insan kendi içine zaman zaman seyahatlara çıkmalıdır. Çıktığı seyahatlardan notlar almalı. Ve onu zaman zaman okumalıdır içindeki adama.
 Söner mi sanıyorsunuz suyla içinizde ki yangın?
 Döner mi sanıyorsunuz kırılan dişlisi çarkın?
 İnsan en çok kendine uzak durmakta, yaban
 Oysa insan farkında olmasa da en çok kendine yakın

              Bazen çekilmeliyiz içimizde ki Hira’ya  uzakta yağan yağmuru, yakında kavrulan çölü ve ötedeki sesi dinlemeliyiz.



 
 
 
 
 
 

 




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
İçimizdeki Arka Sokakla
Aşk Her Zaman Merhamet İster

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dağsız Kentlerin Dramı
Her Sonbaharda Düşünce Katili Oluyoruz.

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ele Benzemezdin Sen [Şiir]
Garibanın Parkesi [Şiir]
Ben Aslında Buralı Değilim Hemşerim [Şiir]
İz [Şiir]
Minyatür Yüzlü Kız [Şiir]
Sırtı Yere Gelmeyen Pehlivan [Öykü]
Yalancı Bahar [Öykü]
Töre [Öykü]
Türk Erkekleri Kadınlaştırıyor [Eleştiri]
Medya Gençleri Önce İlah Yapıyor Sonra Pazarlıyor [Eleştiri]


HASAN MAHİR kimdir?

Hiç kimse

Etkilendiği Yazarlar:
Nfk


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © HASAN MAHİR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.