..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabýrlý ve yürektendir, sevgi kýskanç ve övüngen deðildir. -Ýncil
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Varoluþçuluk > Alp Çetiner




3 Haziran 2006
Yarýn Daha Güzel Olacak!  
Alp Çetiner
“Bulutlarla kaplý gökyüzünde görebildiðin küçük bir mavilik havanýn düzeleceðine dair küçük de olsa bir umuttur.”


:AHGD:

Adam sabahleyin yataktan kalkýp, her zaman olduðu gibi yine pencerenin önünde isteksizce oturup þehrin görebildiði kadarýný þöyle bir süzüyor, yukarýlara bakýyor, yolda yürüyen insanlarý izliyor.
-----------
Aslýnda uyanalý çok olmuþ, ama yataktan kalkmayý hiç mi hiç istemiyor; gözlerini zorla yumuyor, hayal kuruyor, bir saða dönüyor, bir sola; olmuyor, fýrlayýp kalkýyor yataktan bir hamlede.
Her sabah yaptýðý gibi yine ayakucundaki pencerenin önünde, elleri belinde düþünüyor.
Þehir gri; binalar, aðaçlar, yollar, köprüler hepsi gri. Gökyüzü kapkaranlýk. Ýnsanlar simsiyah (aydýnlýk yüzlü, mutlu insanlar görmeyeli o kadar çok oldu ki).
Kahvaltý etmeliyim, bugün yapacak çok iþim var, diye düþünüyor.
Yalnýz, kendisine mükellef bir sofra hazýrlýyor adam (çay koyuyor, ekmeðin arasýna biraz salça sürüp üstüne kurumuþ peyniri ufalýyor). Bu sýrada renkleri düþünüyor.
Renkler, gökyüzü mavidir; üzerinde, çok yükseklerde beyaz, tüy gibi bulutlar olur. Çimenler yeþildir, aðaçlar neftiye çalar. Bütün çiçekler kýrmýzýdýr (görmek isteyen onlarý sarýlý, pembeli, morlu görür). Güneþ hep sarý parlar, çünkü Gri’yi o aydýnlatýr.
Ýnsanlarsa hep güler yüzlüdür, aðlayanlar gülmekten býktýklarý için aðlarlar.
Çayýný yudumlarken, kirden leþ gibi olmuþ masa örtüsünün üzerinde bir noktaya dalmýþ gitmiþ olan gözleriyle bir anda kalem aramaya koyuluyor. Bir tane bulup önünde duran paket kâðýdýna birþeyler yazýyor.
Kahvaltýsýný unuttu. Ýþini de. Öyle ya, yaþamak için para kazanmasý gerek (ne iþ yaptýðý hiç mi hiç önemli deðil).
-----------
“Yepyeni bir dünyanýn eþiðinde, bir yeni dönemeçteyiz. Ýnsanlarýn robotlaþtýrýlmadýðý, düzene yabancýlaþmadýðý, her þeyin insan için varolduðu bir dünyanýn...
“Þüphesiz tozpembe bir dünya olmayacak bu. Yine sorunlar olacak: gelir daðýlýmý bozukluklarý, yoksulluk, ekolojik sorunlar, çevre kirliliði, toplumsal tabakalaþmada bozukluklar, siyasal istikrarsýzlýk... Ancak esas fark, yeni dünyanýn ayrýcalýðý þu ki, insanlar bu sorunlarýn farkýna varmýþ ve bunlara karþý birlikte mücadele verme bilincine ermiþ olacaklar. Bunlarýn sorun olmaktan çýkmasý için birlikte savaþacaklar. Mekanik insanin yerini düþünen ve hisseden insan olacak: Sezgisel ve duyusal yeteneklerini kullanabilen ve bunlarla toplum içindeki yerini bulabilen... Ýnsanýn aklý ve duygularýyla bir bütün olduðu gerçeði kabul edilecek sonunda. Ýnsana yatýrým yapýlacak (mala-mülke deðil). ‘Ýnsanlarýn’ yaþadýklarý yaþama yerleri çoðalacak (fabrikalarýn, dev beton binalarýn, arabalarýn, kirliliðin, gürültünün, robotlarýn deðil). Ýnsanlar teknolojiyi gerçekten hemcinsleri yararýna kullanmayý öðrenebilecek, insanlara zarar veren teknoloji prim yapmayacak.
“Bunlarýn hepsi insan sayesinde olacak, insanlarýn icat ettiði makineler sayesinde deðil.
“Ne mutlu bunlarý bugünden görebilene. Gün gelip de o günün insanlarý tarafýndan takdir edilenler iþte onlar olacak.
Bugün bizim zorlukla kavrayabildiklerimizi yarýnýn insanlarý tarihin sayfalarýný karýþtýrarak kolayca bulabilecekler. Belki çabamýzýn, mücadelemizin büyüklüðü öyle kolay anlaþýlmayacak, ama onca uykucunun arasýnda uyanýk birileri de varmýþ, deyip de bizleri rahmetle ananlar olacak. Bizden artýk herþeyin geçtiðini, bütün gücümüzü geleceklere (kendilerine) mutlu bir dünya býrakmak için çabaladýðýmýzý anlayan çoðunluksa bize þükran duyacak.”
-----------
Kendi kendisine böyle küçük bir oyun oynuyor adam. Kendisi için, insanlar için sorun olduðunu hissettiði konularý böylece kâðýtlara yazýp saklýyor. Bunlarý hiç kimse okumuyor. Bu yazýlardan hiçbir gelir elde etmiyor. Aslýnda Zaman’a karþý bir yarýþ bu. “Sözlerim doðrudur ve Yarýn haklý çýkaracaktýr beni” sözlerini gayri ihtiyari mýrýldanýyor, tekrar ediyor, tekrar...
Ne yazýk ki adam oyunu kazandýðýný hiçbir zaman göremeyecek, bunu kendisi de biliyor.
-----------
Bütün gün evde geçecek anlaþýlan. Ne soðumuþ çayýný bitirmeye niyeti var artýk, ne de pijamasýný çýkarýp adam gibi birþeyler giymeye.
-----------
“Ýnsan deðiþimin, deðiþenin kendisidir. Þartlar deðiþtikçe düþünceleri de deðiþir. Beton bir duvar gibi sarsýlmaz deðildir, asýrlarca hiç yýkýlmadan, rüzgârda savrulmadan ayakta duran... Yanlýþ, fikirlerini deðiþtirir, doðruyu arar-bulur, yaþam rüzgârýnda bir o yana savrulur, bir bu yana... Seven, sevilir, üzülür, sevinir, kýzar, öfkelenir... O duygularýyla vardýr. Ýnsan çeliþkinin, çeliþenin de ta kendisidir.
“Ýnsanýn kurduðu toplumlar da böyledir: Onlar da deðiþir, geliþir, çözülür, daðýlýr. Onlar da çeliþkilerle doludur. Deðiþime açýk olmayan toplumlar çözülür, parçalanýr; týpký insanlar gibi...”
Koltuðuna rahatça oturuyor. Orada yanýbaþýnda hep bulundurduðu büyükçe zarfýn içindekileri kucaðýna boþaltýyor. Renkli renkli kâðýtlar, peçeteler, gazete parçalarý... Düzgün, buruþuk, üzerine birþeyler dökülmüþ, yýrtýlmýþ... Hepsinin de üzeri yazýlý, karalanmýþ, resimlerin yanýna notlar düþülmüþ, oklar çýkarýlmýþ, çarpýk çurpuk birþeyler karalanmýþ; hiçbirinin gözden geçirilip düzeltilmesine, temize çekilmesine ihtiyaç duyulmamýþ.
Bu irili ufaklý bir tomar kâðýt parçasýný önünde görünce seviniyor, mutlu oluyor, gülümsüyor adam (sanki ilk kez görüyormuþ gibi).
Onlarý avuçlayýp yüzüne sürüyor, kokluyor, kokluyor.
Aralarýna yenilerini ilave edip tomara bir kez daha þöyle bir baktýktan sonra (þefkat dolu bir bakýþ bu -annenin yavrusuna bakmasý gibi.) onlarý zarfa özenle yerleþtiriyor ve yeni bir kâðýt bulup yeni þeyler yazmaya baþlýyor.
-----------
“Bir bedende ‘iki’ insan vardýr: Bir, dýþ dünyaya açýlan; iki, iç dünyasýnda kendisiyle baþ baþa olan...
“Bu iki insan birbirine ne kadar yabancý olursa beden de o kadar sýkýlýr. Ýnsanlara yabancýlaþýr. Yaþam ona dar gelir. Toplum da bundan fazlasýyla etkilenir. Kendi yaþadýðý topluma yabancýlaþmýþ kimlik arayýþý içindeki insanlarýn çokluðu, o toplumun masal deðerlerinin bozulduðuna, çöktüðüne iþarettir. Ayný bedendeki iki insaný birbirinden koparmamak gerekir. Ancak içinde yaþadýðýmýz düzen bunu fazlasýyla yapýyor. Ýnsan her geçen gün düzene yabancýlaþýyor. Her geçen gün “insanca” meziyetlerinden birisini daha yitiriyor.
“Her geçen gün yeni bir insan yalnýzlaþma, yabancýlaþma bunalýmý içine düþüyor. Dýþarýdan bakýlýnca insanýn iç dünyasý daha da anlaþýlmaz duruma geliyor.
“Ýnsanlar bir gün benim de bu yazýlarýmý okuyacaklar. Kendisine, toplumuna yabancýlaþan bir insanýn psikolojisini anlamak için kafa yoracaklar. Belki bu Garip için iþ iþten geçmiþ olacak. Ama inanýyorum ki yarýn, bu verilen kurbanlarýn karþýlýðý alýnacak, uyuyanlar da bir gün uyanacak. Herkes þuna inanmalý ki yarýn daha güzel olacak.”
-----------
Pencerenin önünde, ayakta duruyor. Þehir hâlâ gri. Bir ara bulutlarýn arasýndan güneþ ýþýðýnýn belli belirsiz sýzdýðýný farkediyor. “Gördün mü!” diye söyleniyor kendi kendisine, çok gibi sevinçli; “Düzelmeye baþladý bile!” Bir zaman bir yerlerde okuduðu þu söz aklýna geliyor sonra: “Bulutlarla kaplý gökyüzünde görebildiðin küçük bir mavilik havanýn düzeleceðine dair küçük de olsa bir umuttur.”
Tekrar ediyor, tekrar...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn varoluþçuluk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hayatýn Anlamý
Sevgili Günlük!..
Adsýz Kahraman

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tuhaf Gerçek
Hayat Ýnsana Neler Gösteriyor!
Müjdat Abi ve Bizim Mahalle
Büyük Bir Yazarýn Ölümü Üzerine
Hayat Ayrýntýlarda Gizlidir
Doðu - Batý
Yabancý Bir Gezegendeki Tuhaf Canlýlar
Aþk Þarkýsý
Meleðin Ziyareti - 3
Güvercin

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Duvar [Þiir]
Muhteþem Doðu [Þiir]
Ebedî An* [Þiir]
Þu Dil Sorunu Dediðimiz... [Deneme]
Binbir Gece Masallarý Kime Ait?.. [Deneme]
Tüketim Toplumu Üzerine [Deneme]
Kitap ve Kelimeler [Deneme]
Porselen Bebek [Deneme]
Sanatýn Ýfade Gücü [Deneme]
Sanat Eseri, Ýzleyici ve "Gerçek" [Deneme]


Alp Çetiner kimdir?

Bir kiþinin kalbinde yer edebilirsem, kendimi boþuna yaþamamýþ sayarým.

Etkilendiði Yazarlar:
Halil Cibran, Tagore, Borges, Hesse, Tanpýnar, Nabokov, Lermontov, Salinger


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Alp Çetiner, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.