Ve işte yepyeni bir mevsim bahar artık kollarımızın arasında,havanın değişimi biz insanlar üzerindeki etkileri bir yana bırakılacak olursa her saniyesi her zaman yaşanacak bir mutluluk süreci. Bahar mevsimi ile çevremizde oluşan her yeniliğe aslında pekde yabancı sayılmayız.

Olumsuz etkileri gerek yaşadığımız toplumu ilgilendiren kavramlar ve sıkıntılar olsada yinede insanın hayatına yeniden doğuşunu simgeler durumda olan doğanın armağanıdır baharlar. Hele nisan ayı ile gelen yağmurlar ile insan daha bir canlanır ve umutlanır doğaya. Zamanın hiç durmadan tüketildiği ama doğru ama yanlış birçok fikri bizlere de sunması ve kış'ın o soğuk günlerini bir çırpıda üzerimizden atabilmenin naif coşkusu her an yüreklerimizde bizlere güç vermelidir.

Şairler en güzel şiirlerini bu mevsimde yazarmış. Ne derece doğru olduğu su götürmez bir gerçektir bu. Baharla beraber en güzeller yaşanmalı en güzeller paylaşılmalı diye içimden geçiriyorum ben. İşte bu düşüncelerle yaklaşık onbeş sene önce başladığım Bilgisayar ve Teknolojik gelişmeleri takip edici çalışmalarıma hayat sürdüğü sürece devam etme girişimlerime yine aynı tatlı ve yorucu zamanlarımda daha yürekten bir şekilde devam edeceğim.

1990 yılında başlayan şiir hayallerime ise 21.yüzyıl'a adım attığımız şu günlerde de yine o eskinin tadından birazda olgunlaşarak devam edişim,şöyle geriye bir dönüpte baktığım zamanlarda beni hüzünlendirecek derecede mutlu ediyor. Belki edebiyat çıkışlı olmamamın bana getirdiği o artıları yaşayamıyorum ama en az onlar kadar eğitim aldığımı bende kendi kendime düşünüyorum.

Bir insana en iyi eğitimi hayatının kazandırdığı yolundaki izlenimlerim her geçen gün dahada artıyor. Ve insan bir noktadan geriye baktığı zaman bunu anlıyormuş diyorum. Şimdi yapılanların bir zaman önce kağıtlara döküldüğü ve yılların getirdiği teknoloji ile daktilolardan şu anda önlerinizdeki bilgisayarlara taşınması ve daha sonra kimbilir hangi yenilenen bir teknolojiye doğru akıp gideceği artık hayal edilmesi güç şeyler değil.

Bir haber dergisinde dikkatimi çekmişti. Kitapların artık e-kitap adı verilen elektronik ortamda okunmasını sağlayan mini el bilgisayarlarının çıktığını ve kitap okuma işlevinin artık her yerde yapılabileceğini ve yanımızda taşımaya alıştığımız cep telefonları gibi taşınabileceğini duyurmuştu bir şirket. Bu olması yada hayallere sığdırılması zor bir düşünce yada tasarım değildi elbette. Ama toplum olarak işportaya düşen bir kitabı,korsan olarak nitelenen yarı fiyatına bile almadığımız bir zamanda böyle tasarımların bizlere hayal geldiği gün gibi aşikar bir gerçek.

Hayat aslında insanlara kendini tanıma ve tanıtma fırsatını verir. Hepimizin o küçücük dünyalarında sakladığı zamanlarından kabuklarını kırıp günyüzüne bir şekilde çıkabilme fırsatlarını hayat bizlere tanır. Kimimiz gerilerde kalırız bu maratonda kimilerimizde alabildiğince önde. Ama tek aslolan düşünce herkes tarafından sevilen ve mutluluğu yakalayabilen bir fert olarak geçip gitmek bu yollardan. İşte hayatın getirdikleri başlığı ile anlatmaya çalıştığım yada şöyle söyleyeyim anladığım ama sizlere belki anlatamadığım tek şey hayatı ve onun bize önerdiği şartlara tebessüm edebilmeyi öğrenebilmekti aslında.

Oscar Lewis İşte hayat romanında -A pseudo tapar el credo con la maso- Güneş balçıkla sıvanmaz diyerek toplumun her kesiminin yaşamaya hakkı olduğunu ve hayat koridorlarında paylaşabilmeyi ve hoşgörüyü gereğince yaşayabilmeyi o kadar güzel işliyordu ki, hayatımızda belki birçok şeyden ödün veriyoruz ama hayat kadar gerçekçi olamıyoruz diye düşünesi geliyordu insanın içinden.

Bu yazının ilk olması sebebi ile her türlü yanlış anlaşılmadan dolayı yada yazılarımın edebi yönden değilde konuşma yazısı türünden ifade edip etmediklerine kadar varan tüm konularda affınızı rica ediyorum.

Hayatı anlatmak bana,aslında çok ağır gelen bir tanımlama yapmaktan daha zor.Yine de her birey hayatı kendi çizgisinde götürüyor. Alışkanlıklarımızın ve alışageldiklerimizin yüzyılını yaşıyoruz.
Yenilenmeye ne gerek var.