"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
İki gün önce Mardin Dargeçit'te şehit edilen teğmenin babası ''oğlum vatana feda olsun demiyorum'' dedi. Daha önce ki şehitlerinde anne ve babası buna benzer yaklaşımlarda bulunmuşlardı. Şehit teğmenin babası birde sordu, '' Neden hep biz garibanların çocukları ölüyor, neden şehit olanlardan birisi bile milletvekili yakını değil ?''. Evet, benim görüşümde aynı. Bu savaş nasıl biter veya nasıl çözüm bulunur diyorsanız, ilk yapılacak iş pozitif ayrımcılık uygulamak. Yani, milletvekillerinin, müsteşar gibi 1.dereceden devlet memurlarının ve de general seviyesinde ki komutanların 1. dereceden yakınları (yani; çocukları, yeğenleri ) askerliğini Güneydoğuda ve de cephede yaparlar. Bu şekilde, terörden beslenen bir sektör duracak ve meclis tam bir Atatürk meclisi gibi çözümler üretecek, kısaca çalışacaktır. Belki de ilk meclisin sağlam ve dirayetli duruşu gibi bir duruş sergileyip, dış politikada sürdürülen ezik, tavizkar, icazetçi anlayışlar da terk edilecektir. PKK, artık, Büyük Kürdistan'ın kurulmasında Barzani'nin aleti haline gelmiş görünüyor. Bu nedenle Türkiye'de yapılan terörist eylemlerin sorumluluğu sadece Kandil'de değil, Süleymaniye ve Erbil'de de var. Org. Sn. Başbuğ'un dediği gibi, PKK, Kerkük plebisitine kadar bizi oyalamak için kullanılıyor olabilir. 2007'de yapılacak halkoylamasını Kürtlerin kazanacağına kuşku yok. Zira son üç yıldır, Irak Kürtleri, Kerkük ve civarındaki Arapları sürekli etnik temizliğe tabi tutarak, nüfus yapısını lehlerine çevirdiler. Gerekçeleri doğruydu, ama uygulamaları savaş hukukuna aykırıydı. Saddam döneminde Kürtlerin yerlerine Arapların yerleştirilmesini tersine çevirmek istiyorlardı. Tapu kayıtlarını yakarak ve bu amaçla kurulmuş yargı mekanizmasını işletmeyerek bir oldu-bitti yarattılar. Türkmenleri de sindirdiler Türkiye çok önemli bir tehdit altında.. Ne yazık ki hükümetten tek bir ses bile çıkmıyor. Çünkü bu hükümet kendisine güvenden, basiretten ve cesaretten yoksun bir hükümet. Bir şaşkınlık içinde ne yapacaklarını bilemiyorlar. Hani bir kırmızı çizgiler vardı.? Bunu ağızlarına bile almıyorlar. Zira çizginin ihlal edilmesi durumunda aksiyon gerekiyor. Dikkat ediniz gündemi saptırmak ne kolay iş oluyor. Gittikçe B.O.P (Büyük Ortadoğu Projesi)' un büyük planlarının adım adım uygulandığı şu günlerde biz hala olayları sadece izliyoruz. Hiçbir stratejimiz yok ve de geliştirmiyoruz. En büyük sorunumuz olan PKK için burnumuzun dibinde ki Kandil dağına asker gönderemiyoruz, ama ABD istedi diye Lübnan'a asker gönderiyoruz. Yarın oradan gelecek şehitleri ailelerine nasıl ve hangi yüzle teslim edeceğiz. Orada bulunma amacımızı anlayan ve onaylayan sadece hükümet. Bir an önce, mecliste bir gizli genel görüşme açılmalı. Genelkurmayında katılımıyla ivedilikle bir strateji tespit edilmeli ve uygulamaya geçilmelidir. Bu strateji belirlenirken Türkiye'mizin gerçek gücüne yakışır, dirayetli politikalar düşünülmelidir. Mehmet SALİH
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet SALİH, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |