Kurguyla gerçek arasındaki ayrım, kurgunun mantıklı olmak zorunda olması. -Tom Clancy |
|
||||||||||
|
Bir boyacı ile anlaşmıştım. 30 YTL’ye boyayacaktı evi. Söz verdiği saatte gelmedi. Nalbura varıp bir şampanya rengi satın aldım; yanında rûlo ve sapı esnaf işi oldu. Eve vardım ve tüm odayı boşalttıktan sonra, duvarları boyamaya başladım. Odanın kapısı açıktı, cam da öyle; Hasta oldum ama devam ettim, sen gelecektin ertesi güne… O ertesi, günlerden Pazar olacaktı… Olmadı! Piç gibi kaldım boyadığım odada. Gelmedin sen! Cami avlusuna terkedilmiştim, sepetin içinde çığlıklar bırakıp acımadan gitmiştin. Katran bir geceyi boyamak gibi bir şeydi bu, boyadım! Aktı boya, altından acı kahkahalar fırladı, bir şey bitmişti bir şey gitmişti odanın içinden… Senden sonra hiç sevemedim. Metropolden kopup gelen bir yüreğin, varoşta çakılı kalmasına engel olamadım. Beş yıl olmuş, taş binalara yuvalanmış, eski uygarlıklardan kopup da gelen bu kente geldiğim. Caddelerini, sokaklarını, insanlarını, içinde sırf sen varsın diye sevdiğim… Memleket özlemimi içime bastırıp da boğduğum. Gidemedim. Ey Lanet ruh! Sırf sen, bu şehirde benimle, aynı havayı soluyorsun diye gidemedim! Aynı caddelerde olabilme ihtimalini düşünerek gidemedim. Aşkın metaforik çelişkisinde yeni bir ben yarattım kendime… En vazgeçilmeyenden vazgeçmeyi, Lezzetli bir yemeği, tam ortasında bırakabilmeyi… Bir kadının tam içindeyken vazgeçebilmeyi… Hayatın kendisini, adıma yamanmış harfler kadar tanıyorum. Düzene, alışılmışlığa inadım da bu yüzden peydahlanıverdi bir anda… Sıkmıyorum; küfür etmek istediğimde tutmuyorum kendimi… Daha açık ve yalın yazıyorum. Annem oku derdi; adam olursun… Okudum anne! Hepinizi tatmin etmek için, kendimden dâhildi tüm acılarım; ben de istedim biraz, biraz da siz! Ortak ürettik bu çığlığı ve ülkemde her kokmuş çorap sahibi kadar koktu çoraplarım. Her adamın terlediği kadar terledi koltuk altım. Ve hiçbir kadına kur yapmadım. Yorgundum iş dönüşleri, bitkindim. Acele bir telaştı, daha önce var olmayanları var etmek için didindiğim her şey!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |