..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Orhan TURAN




14 Temmuz 2006
Ayıp Yalnızlıklar...  
Eylüle teslim

Orhan TURAN


Yol uzun olur; yürünür her mevsim ve her mevsim ellerimde birikir acılarım. Yalnızlığım hiç parçalanmadı. Granitten bir heykeldir o ve hiç eğmedi başını. Hiç bir balyoz da ayıramadı yönünü ikiye... Varsay ki, çok terliydik ve soğuk su niyetine içtik hayatı. Her yanımdan yıldızlar kayarken yakalıyorum kendimi. Hepsini yüzüne yüzüne fırlatmak vardı ve sana bağlamak her yıldızı… Gidiyorum ben aşkım.


:CJHE:
Ben gidiyorum aşkım. Yol kapalıyken yayalara ve tüm trafik lambaları şuursuzken. Kaldırımların ortasından atacağım adımlarımı, her adımımda sana geleceğimi düşünerek savuracağım. Evde kimse yok, 'yalnız boşluklar'... Soyunacağım yatağa; bir kaç lokma, belki bir iki sigara... Yatacağım en ağır uykuya...
Sabah güneş cama yaslanacak. Dirileceğim. Yalandan gülüp, sahte kahkahalarımı, bir 'müşteri temsilcisi ' edasıyla vereceğim insanlara. Hayat bir genelev; odalarında soyacağım ruhumu... Ve beni yakmaya cehennem bile yetmeyecek.
İsyan burnumdan, yüreğimden, kalemimden akacak. Akşam olacak, seni özleyeceğim. Hak ettiğimi, hak etmediğimi bilmeden, farkında olmak istemeden!
Sana yazacak ve acımı kusarak döneceğim mahzenime
Sense her gününden bir gününü çıkaracaksın sokaklarında…
Yol uzun olur; yürünür her mevsim ve her mevsim ellerimde birikir acılarım.

Yol uzun olur; yürünür her mevsim ve her mevsim ellerimde birikir, sonraki günlerin tedarikliği…
Şimdi aylardan yaz ve sıcak, elimde ayrılığın terli hasreti birikiyor. Düşündükçe üzülüyor,
Üzüldükçe daha kötü giriyor her mevsim.
Yol uzun olur...
Gidilecek yer oldukça
Ve her durak hazana götürüyor
Ey sürgünüm! Sürülmenin gramerini sardım kendime... Giderken büyüttüğüm, büyürken üzüldüğüm... Sahte aşklarımla cebimde, büyük büyük anıtlar diktiğim.
Ey sürgünüm; çeker yollar adımlarımı; hep sana doğru ben sürünürüm

Yol akar, su akar, gözyaşı dostlar...
O da akar
Sel akar, nehir akar, zaman akar
Bakarım ben yalnız
Her zamanki yerimde
Giderken baktığım
Pencere dibinde

Yüzünü hiç görmemişken, duyduklarım da uçup gitti
Yalnızlığım hiç parçalanmadı. Granitten bir heykeldir o ve hiç eğmedi başını. Hiç bir balyoz da ayıramadı yönünü ikiye...
Tek vücut, yek ses... İçimden çıkmak bilmedi


Gece yanıyor diyorsun. Ateşi elimizde, yağı elimizde, yangına kıvılcım olacak çakmak bizde... Ve her nedense gece yanıyor diyorsun. Bırak yansın ki, cebimizdeki çakmaktan çıkacaksa, kavrulalım ikimizde
Terle yoğrulmuş bir günün ertesi... Gir koynuma; sualsiz. Gündelik hesaplaşmaları atarak kirlilere... Ve sımsıkı sarıl bana... Beyaz çarşaflar üzerinde çığlıklarımız; gece tende değil, ben sendeyim oysa

Gözlerimi bulan gözlerini nasıl bırakırım? Açmasan da gözlerini ellerimi bulan ellerini nasıl bırakırım?
Gökyüzü hep ufuktu. Ufku görmek için kaldırıp başımızı hiç bakmadık ki! Ve ben hiç ayrı düşmedim senden, o ufuk yerinde durdukça ve hiç gitmemiştin benden, hep yüreğimdeydin. Gökyüzü hep ufuktu ve biz hiç bakamadık ki!

Bakalım dersem; inanmazsın
Gel dersem; gelmezsin
Lirik öykümüzün garip tecellisi
Yaşıyoruz…
Görmeden ve bilmeden.
Şahidim; içimin melekleri…

Bu ninni hep iki çocuğu çağırdı; duymadan kulaklarımız günleri ardımıza alarak geçirdik...
Duruldu mevsim, sustu gök ve her isyanın altında sen ve ben. Kavga biter gülüm. Siyahlar beyaza dolanır. Varsay ki, çok terliydik ve soğuk su niyetine içtik hayatı. Bitti... Bitiyor! Gitti, gidiyor! Zamana inat hep seni seveceğim. Ne saçlarımın kavgası umuruma gelecek, ne de soğuk su niyetine içtiğim zaman.

Bu gece ekstra bir romantizm kokuyor elbiselerim
Her yanımdan yıldızlar kayarken yakalıyorum kendimi
Hepsini yüzüne yüzüne fırlatmak vardı
Sana bağlamak her yıldızı
Gece felç, insan dumur
Sokak o kadar boş ki,
Anlamış olmalı yürüyeceğimi sırtında

Ben gidiyorum aşkım. Yol kapalıyken yayalara ve tüm trafik lambaları şuursuzken. Kaldırımların ortasından atacağım adımlarımı, her adımımda sana geleceğimi düşünerek savuracağım. Evde kimse yok, 'yalnız boşluklar'... Soyunacağım yatağa; bir kaç lokma, belki bir iki sigara... Yatacağım en ağır uykuya...
Sabah güneş cama yaslanacak. Dirileceğim. Yalandan gülüp, sahte kahkahalarımı, bir 'müşteri temsilcisi ' edasıyla vereceğim insanlara. Hayat bir genelev; odalarında soyacağım ruhumu... Ve beni yakmaya cehennem bile yetmeyecek.
İsyan burnumdan, yüreğimden, kalemimden akacak. Akşam olacak, seni özleyeceğim. Hak ettiğimi, hak etmediğimi bilmeden, farkında olmak istemeden!
Sana yazacak ve acımı kusarak döneceğim mahzenime
Sense her gününden bir gününü çıkaracaksın sokaklarında…
Yol uzun olur; yürünür her mevsim ve her mevsim ellerimde birikir acılarım.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kahpe Kadın Mona Lisa…
Tarla Kuşuydu... Juliet!
Alışamadım Bu Kente
Sen İçimde Kal Ey Sevdiğim!
İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım
Eğil Kadın; Alnından Öpeyim!
Ne Zaman Çok İstesem Gelme!
Yaşadığımız "Hayalse", "Gerçeklerine" Lanet!
Tahta Kaşık
Duman

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşk mı Alışkanlık mı?
Lâl...
Allah"ın Arama Motoru!
Eylüle Teslim Bir Adam; Alpay…
Geçmişi Yad Edip, Şimdiye Sitem Etmektense, Şimdi İman Dileyip, Geleceği Güzelleştirmek Zamanıdır
Bacağımı Kaybettiğim An!
Sevgi Sonunda Yanmayı Getirir!..
Kime Aitsin?
Bir Garip Seyyahlık; Kendine Göçen...
Kırık

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Özledim [Şiir]
Yanacağım [Şiir]
Öncesi Yok [Şiir]
Seni Kendime Sakladım, Hepsini Bana Sapladım. [Şiir]
Bana Her Şey Seni Hatırlatıyor! [Şiir]
Benim Adım Mabure; [Şiir]
Su ve Ateş [Şiir]
Dua… [Şiir]
Tüm Ayrılıklara Dair [Şiir]
Utandım Filistin [Şiir]


Orhan TURAN kimdir?

Yazarken çarptığım kayalar, ruhumun akışını kemirince görüntü farklılaştı. Her otuzuna geldiğinde mi, muahasebe yapma gereği duyar insan. . . Cevaplanması gereken çok soru var şimdi. . . Allah'a af dileyerek, hayata ikinci defa başlamak. . . İkinci şans da bu olsa gerek!

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.