Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
Gecenin bir yarısı utanmadan ve uyutmadan düşleri bir başına sevişen, sonra çırılçıplak örtünüp başka adamlara giyinen bedeni yorgun, halsiz... Avuçlarında tırnak izleri ve tırnak aralarında etleri, başka sırtlarda gezinmis... Fahişe gibi arsız, hayasız, uzanmış yastığın gögsüne, göğsünü bastırmış... İçi oyulmuş bir delik, sınırsız bir boşluk gibi kaybolmuş kadın ve sarılmış ipliğine yalnızlığın… Verdiği kadar aldığı, aldığı kadar arttığı her şeyi toplamış bir valize, yarı kapalı yarı açık, sığmamış... Bir çoğu açıkta derin bir uykuda eski aşkların, yola çıkmış kadın; gölgesi saçlarında, yeni başlangıçların… Oysa bu kaçıncı başlangıç; bir sonrakine bırakılmış... ... (Bu yastık senin, bu yatak ve belki ucuz bir nevresim. Bedenler taşıdığın, arıttığın ve kirlendiğin hep, dokunarak sahip çıktığın tüm bu hayatlar şimdi nerde? Kiminle sevişti ve dahi sevişecek dersin! Sen utanmaz asaletinin mahkumu, korkak kadın ; şimdi cığlığını paylaşacak kimsen yok! Oysa onlar yalnız değil; kalabalık ve koloniler halinde paylaşıyorlar mevcut herşeyi.. Yalnızlık oyunu oynayarak hastalıklı ruhları keşfediyorlar ve bir sekilde kacıyorlar onlardan, saklanıyorlar. Sen kendi zekanla birikimci, çocuk ve hep kendinden tüketen ekonomini harcarken, onlar harcamıyorlar aslında. Onlar hiç ve belki asla seninle olmuyorlar. Tek eşlilik kavramının kurtarıcısı olmanın mantığı ne! Onlar gibi ol sen de! Ol hadi ol ve öl onlar gibi, yaşam melodisini dinlerken bir ağacın dibinde! Çünkü bir şehir bıraktın, bir şehir ve sonra bir şehir daha... Her şehirde binlerce sen; öfkeli, yaralı, karmaşık, uzak, kimine asil, çoğuna vasat! Şimdi korkuyor musun seni sefil, korku mu gözlerinde gizlediğin ?! Utanıyor musun kendinden! Bunca zamanı hiç ettiğin ömrün için dökülecek gözyaşın kaldı mı hala, yoksa herbirini başkalarının acılarını kucaklamaya mı gönderdin? Uyan kadın, aynada silik bir gölge gibi duruyorsun üzerinde resmin ve bil; öyle geç kaldın ki kendine, bu resim artık senin değil…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Beste Sultan K., 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |