..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalýnamayaný anlatýyor. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Kent > Duygu Sakin




13 Ekim 2007
Harmanlý  
Bu yazým tüm harmanlýlar için..

Duygu Sakin


4 kuþak sonrasýnýn bile sahiplendiði bir dað köyü. Turkcell reklamýndaki, yamaçtan görünen minare, karla kaplý yamaç. Orda bir köy var uzakta þarkýsý. Ýþte benim köyüm...


:BDDB:

Dedem 1980’li yýllarda, yaptýðý öðretmenlik mesleðinden istifa edip Almanya yolunu tutan Türk iþçilerden bir tanesi. Yaþadýðý geçim sýkýntýsý, o dönemlerde yaþanan politik olaylar ve sosyalist geçmiþi kaçýrmýþ onu topraðýndan, o çok sevdiði mesleðinden, öðrencilerinden, ailesinden...

Türkiye’ye döndüðünde ise hiç býrakmadýðý geçmiþine tutunmak istemiþ. Adýný kesin dönüþ koyduðu bu dönüþü hiçbir zaman kesin olmamýþ. Ahtapot gibi bir baþ ve bir sürü ayaklý olarak dönmüþ vatanýna. Ýki ayaðýný Almanya’da kalan iki erkek evladýna býrakmýþ. Altý ayda bir onlarý ve torunlarýný ziyarete Almanya’ya gider. Orada geçirdiði 20 yýlla birlikte bir sürü eþ, dost da cabasý..

Diðer iki bacaðýyla iki adým atmýþ Mersin’de yaþayan kýzlarýna.. Anneannemin kýz evlat hasreti dayanýlmaz hal alýnca, bir de ev almýþ kýzlarýna yakýn bir mahalleden.

Doðduðu köye, babasýna, kardeþlerine, yeðenlerine yakýn olmak için ise bir ev kondurmuþ köyüne bakan yamaca. Þimdi bir ayaðýný köyündeki evinde býrakmýþ, diðer ayaðýný ise çok sevdiði köyün meydanýndan çýkaramaz olmuþ. Eh! Ne de olsa geçen yýllarla anlatýlacak hikayeler çoðalmýþ, çocukluk arkadaþlarý da kendisi gibi topraklarýna dönüp bir bir ev kondurmuþ köye bakan yamaca..

Bu yaz onlarý ziyaret için, ailecek tuttuk köyün yolunu. Adýyaman'ýn Gölbaþý ilçesine baðlý Harmanlý köyü. Köy diye hayal ettiðim yer bir de baktým þehirmiþ.. Çok lüks villalar, tripleksler var köyün bir yamacýnda. Burada oturanlara yazlýkçýlar deniyor. Kýþlarý Mersin’de ailesinin, çocuklarýnýn yanýnda yaþayýp, yazýn sýcaklarýnda ise sýcaðý bahane edip, kasabanýn yolunu tutan yaþ ortalamasý kýrkýn üstündeki Harmanlýlýlar..

Diðer yamaçta ise eski köy evleri dizili. Yokuþ yukarý daracýk sokaklardaki her ev birbirine yapýþýk denecek kadar yakýn. Genelde her evin sokaða açýlan avlusu ve avluda oturan yaþlý bir ninesi var. Avlulara gölgelik yapmasý için asmalar dikilmiþ, çoðu da büyümüþ sarmýþ her yeri. Evlerin duvarlarýný süslemek için her evde çeþit çeþit sarmaþýk, iplerle pencerelere dolandýrýlmýþ. Evi gölgelendirmek, pencereleri gizlemek için sarýnan sarmaþýklara inat, her evin kapýsý ardýna kadar açýk. Kara sineklerin içeri girmesini engellemek için giriþ kapýlara gerilen perdeler, rüzgarla son sürat havalanmakta.. Kýz çocuklarý þalvar giymiþ, ellerinde satmak için ördükleri lifler.. Her gölge altýnda bir çaydanlýk, birkaç yaþlý, birkaç þalvarlý genç kýz ve koþuþturan çocuklar.. Köy demek evde oturamamak demek herhalde.. Kapýlar açýk, pencereler sarmaþýklarla örtülü. Genç kýzlar Þalvar giyinmiþ ama bazýsýnýn baþý açýk. Kýsa kollu streç bluzlarla modayla ayný seyirde ilerliyorlar.. Ne güzelmiþ benim köylüm böyle, altý þiþhane, üstü memiþhane.. Olsun sýmsýký sarýnýp, Çankaya’ya bile göz dikenlerden deðiliz ya varsýn taksýn yemenisini, çeksin þalvarýný, giyinsin göðüslerini belli eden daracýk bluzunu.

Evlerin önünden, kýsacýk þortum, güneþ gözlüklerim ve koluma taktýðým yakýþýklý kuzenimle yaptýðým bu kýsa gözlem turu, gölgede oturanlarýn dikkatini çekmiþ olmalý ki, bir soru sormak için meraklý bakýyorlar bize..

-     Kýzým kimlerdensin sen?
Her yaz köye gelen, meraklý sorulara alýþkýn kuzenim atlýyor hemen.
-     Meydanlýoðullarýndan Mahmut’un torunlarýyýz diye.
Köy yerinde herkesin bir yerden birbirine akraba olacaðýný unutan ben, sorular karþýsýnda sýkýlganlýðýmý belli ediyorum ama geliþen diyalog þaþýrtýyor beni.
-     Biz de size akraba oluruz uzaktan. Küpelilerin Türkan(anneannem olur kendileri), benim teyze kýzým olur. Benim kýz da sizinkilere gelin.

-     Allahým bu lakap mý yoksa gerçek isim mi. Gülmemek için zor tutarken kendimi babamlarýn lakabýnýn da bir o kadar komik oluþuyla yýkýldým. Aðlasam mý gülsem mi bilemedim. Demek Týkýlýlar’dan Mehmet’in (dedem olur) torunu olurmuþum diðer taraftan da.

- Kimin kýzýsýn sen?
- Semra’nýn. Babam da sakinlerden.
-Abaa.. Týkýlýlarýn torunu. Kemelek garý, yani senin büyük büyük babaannen komþum idi benim. Acý oturun da bir çayýmýzý için. Biyo da annen geldiydi de tanýyamadýydýk. Þuncaðýzdý, cibelirdi buralarda.

Israr da etmediler ama iliþtik hemen yere serilen savanýn üzerine. Çaylarýmýzý içerken maney garý Ankara’da okuyan torunlarýndan, Mersin’de oturan kýzýndan bahsetti. Eski hikayelerden bahsetti. Ýçinde anlayamadýðýmýz kelimeler geçen bu hikayelere, kasýklarýmýz aðrýyana dek güldük. Ne lakaplar, ne laflar vardý bu köyde. Türk Dil Kurumu bu köyde kullanýlan özünü kaybetmemiþ Türkçe kelimelerle ek bir sözlük çýkarabilirdi. Ya o takýlan lakaplara ve bu lakaplarla yaþayan sülalelere ne demeliydi. Anne tarafýndan Meydanlýoðlu lakabý, baba tarafýndan Týkýlýlar lakabým olmasaydý, nasýl tanýrdý beni bu Maney Garý..

Garý demiþken. Bu da yaþlýlarýn isminin ya da lakabýnýn sonuna takýlan bir ekmiþ. O gün maney garýnýn saydýðý benimse anlayýp da yazabildiðim 31 tane garý lakabýyla ölen ninemiz varmýþ köyde. Lakaplarýn komikliðini sizinle de paylaþmak isterim. Ýþte garý lakabýyla ölen ninelerim, Þemþi Garý, Cümülük Garý, Culuk Garý, Cano Garý, Carto Garý, Çiçeney Garý, Çavdaro Garý, Güllük Garý, Goras Garý, Gurg Garý, Kel Garý, Mýnýk garý, Meriþ Garý, Meviþ Garý, Fidan Garý, Talaz Garý, Misaf Garý, Üzümo Garý, Hayo Garý, Fatan Garý, Göde Garý, Kavras Garý, Zaylama Garý, Küço Garý, Micekel Garý, Pirey Garý, Eþo Garý, Killi Haným Garý, Esme Garý, Saðýr Garý, Cemile Garý.

1870 nüfuslu bu dað köyünde yaþayanlarýn beþ katýndan fazlasý Mersin’de ikamet ediyor. 100 yýl önce Çukurova'ya pamuk toplamak için yürüyerek 350 km giden ve gelen Harmanlý halký sonralarý Mersin’i tanýyýp, orada hamallýk, narenciye ve meyve sebze iþine giriþir. 50 yýl sonra, çok sayýda aile, baðýný bahçesini satýp þehir hayatýna adým atar. Bu tarih ise, þehre göçe talebin arttýðý, köylülerin yanlýþ tarým politikalarý yüzünden sefil olduklarý döneme denk düþer. Köyden þehre baþlayan bu göç, yeni iþ dallarýna da vesile olur. Mesela çok severek yediðiz kebaplar ve yaygýnlaþan kebapçý dükkanlarý ise bu göç yolunda kendisine bir rýzk arayan birçok köylünün eseridir.

Bizim köyün, son sürat þehre kaçtýðý yýllarda. Türkiye’ye de bir göç tufaný esiyordu. Hatýrlarsanýz Komunist idarelerin yaptýklarý zulme dayanamayýp birçok Müslüman Türk’te 1950’li yýllarda Rusya’dan, Romanya’dan, Yugoslavya’dan, Bulgaristan’dan kaçýp Türkiye’yi sýðýnacak liman görmüþ. Onlar da oralarda, baðý bahçeyi bozmuþ, ahtapotlar gibi bir sürü uzuvla yýllar sonra baba ocaðýna geri dönmüþlerdi.

Nerde kalmýþtým. Maney garýnýn garýlarýnda dimi.. Onun lafýna doyum olmazdý ama artýk kalkýp, taa köyün diðer yamacýna yürüme vaktiydi. Yokuþ yukarý çýktýðýmýz sokaklardan, hýzlý adýmlarla, koþarcasýna indik sokaklarý.. Ýki yamacýn ortasýndaki köy meydanýndan geçip, karþý yokuþu týrmanmamýz gerekecekti. Köy meydaný deyince, aklýnýza kalabalýk mitinglere sahne olana Ýzmir Cumhuriyet Meydaný gibi bir þey gelmesin sakýn. Sadece kiremit rengi kaldýrým taþlarýyla örülmüþ geniþ bir sokak bu. Ne kadar küçük bir meydan olsa da, dört tane kahveye yýllardýr mekan olmuþ. O yüzden deðil midir, babamýn da, dedemin de, kuzenimin de kahvaltýdan sonra meydanýn yolunu tutmasý. Her yaþa, her zevke hitap eden dört kahve. Cevizli kahve, oymalý kahve, Mehmet’in yeri ve gazino. Atatürk ‘laboratuarlar da sabahlayýn, kahvehaneler de deðil’ derken sadece kuru bir söz mü sarf etmiþmiþ yani..

Hiç de öyle deðil aslýnda. Amaçlarýndan sapan, aþýrý Milliyetçi çizgiye bürünen Türk Ocaklarýnýn kaldýrýlmasýný isteyip, Yerine Halk Evlerinin kurulmasý için teþvik etmemiþ miydi hükümeti? CHP’nin önderliðinde kurulan ve öldüðünde sayýlarý 209 olan Halk evlerine ne olmuþtu peki? Dört kahveye mi devretmiþti yerini.. Halk evlerinin kurulma ve yaþama amaçlarý tamamlanmýþ mýydý yani? Neydi o Dördüncü amacý: Köylü ile kentli, köylü ile aydýn zümreler arasýndaki iliþkileri düzenleyip arttýracak köycülük çalýþmalarýnýn yapýlmasý. Belki de bu yeni açýlan kahveler bu amaç doðrultusunda, köylü ile aydýný birleþtirip, batak oyununa bir dördüncü bulunmasýný saðlýyordu. Kim bilir?

Dört kahvenin dýþýnda, meydan da iki bakkal, bir fýrýn, bir internet cafe ve bir cami vardý.Caminin karþýsýnda ki banka oturmuþ ihtiyarlar, yerlerinden kalkýp bastonlarýyla aðýr aðýr caminin merdivenini týrmanýyorlardý. Ezan okunmaya yakýndý demek. Caminin karþýsýnda ki, kahvehanede ise kuzenimi de oyuna davet eden gençler okeye dördüncü arýyorlardý. Diðer yokuþu tek baþýma yürümek zorunda olmamýn nedeni de onu tahta iskemlesine kurulmuþ kahvehane de býrakmýþ olmamdý.

Yamacý týrmanmaya koyuldum. Yürüdüðüm sokak, arabalarýn inip çýkmasýna yardýmcý olsun diye geniþletiliyor. Kasabanýn baðlý olduðu ilçeden getirilen buldozer, kazýp yýkýyor. Her taraf toz toprak olmuþ. Evlerin taþ duvarlarýndan sarkan kýpkýrmýzý böðürtlenler dikkatimi çekiyor. Göz hakký diyip giriþiyorum, bu mis kokulu böðürtlenlere. Bu arada, bahçe koltuklarýna kurulmuþ yazlýkçýlarýn seslerini iþitiyorum. Yeni diktikleri aðaçlarýn gölgesi yok ama kamelyalarýnýn altýnda rahat koltuklara kurulmuþ çay içiyorlar. Akþamüstü serinliði, görmedikleri eþ dostla bir arada olmak, müdavimi olduklarý tv dizilerini bile unutturmuþ. Her evin bahçesinden çay kaþýklarýnýn çýkarttýðý o tatlý melodiyi duyuyorum yürürken eve doðru..

Ýki ayrý dünya mý demeli bu birbirine özlemle bakan yamaçlara, yoksa farklý iki kuþak mý? Bir yamac diðerinin torunu olsa gerek. Büyük büyük babam meydanlýoðlu Cuma köyün diðer yamacýnda, evin altýnda ahýrý olan o eski evde oturuyor. Dedemse, bahçesine damlama sistemi bile kurduðu, teknolojik eþyalarla son moda dizayn edilmiþ, çatýsýnda uydu anteniyle mutlu mesut diðer yamaçta yaþýyor. Ortada ki meydan, köylüyle þehirliyi birbirine baðlýyor. Peki, iki yamaçta da olan uydu antenleri, köyün meydanýnda göze çarpan internet cafe.. Onlar ne? Ya da okeye ve bataða dördüncü olan erkeklerimiz ne? Þimdi biz topraðýmýzdan vazgeçemeyen köylü müyüz yoksa, þehirde çifte kavrulmuþ köylü müyüz?



Köylü milletin efendisidir.. Þimdi Biz neyiz?



















.Eleþtiriler & Yorumlar

:: merhaba
Gönderen: turgut temel / Adýyaman/Almanya
6 Aralýk 2007
merhaba duygu hanim; yaziniz cok hosuma gitti kisa da olsa cok iyi sekilde özetlemissiniz!! BIR HARMANLILI olarak....




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Turþu
Deniz ile Fasýl
Umut'suzluk

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sen ve Ben [Deneme]


Duygu Sakin kimdir?

Bir doða kanunu sonucu annemle babamýn ilk çocuklarý olarak doðmuþum. Hatta o kadar þanslýymýþým ki her iki ailenin de ilk torunu olmuþum. Hastaneden getirilip babaannemin üzeri elde örme minderli bir sandalyesine yatýrýlmýþým. Etrafýma bütün aile meclisi toplanmýþ. Babam hamilelik boyunca turþu yiyen anneme kýzarak çaydanlýk kadar oluþuma içerlemiþ biraz. Çok zayýf ve çirkin bir bebekmiþim. Tahminlere göre(hala da dalga konusudur bu ) babaannemin küçük çelik çaydanlýðý kadarmýþým. Ýsmimi annem koymuþ. Demokratik bir isim seçimini kabul etmelerine raðmen, seçilen kaðýttan çýkan nalan ismini annem hiç sevmemiþ hala da sevmez. Ýsim koymak doðuranýn hakkýdýr gibi bir tez ileri sürüp babaannemin istediði nalan ismi rafa kaldýrýlmýþ. Ýnsanlar isimleriyle özdeþleþirmiþ. Mesela ismi Nazlý olanlar ne kadar nazlý,ismi Savaþ olanlar da ne kadar kavgacýdýr farkýnda mýsýnýz? Benim adýmda nalan olsaydý hayatým boyunca inleyip aðlar mýydým acaba?


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Duygu Sakin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.