..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Politika > Orhan TURAN




4 Haziran 2008
Benim Derin Devletim  
Orhan TURAN
Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaailoğlu, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'dan telefonla 'Kemal, bize kredi ayarla' dedi. Bakan Unakıtan, Karaalioğlu'nun bu isteğini derhal kabul etti. Bu skandal Türkiye'de çok şeyi değiştirebilir diye düşünüyorum. Ama...


:BDDG:

ORHAN TURAN

Dün bir telefon konuşmasına tanık oldum Telefonun bir ucunda Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, diğer ucunda Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu vardı. Karaalioğlu’nun, Unakıtan’a söylediklerini aynen kayda aldım.

Karaalioğlu:
Şimdi Kemal bizim patron bir fabrika kuracak. Bunun için bana kredi bulman lazım…
Unakıtan:
Olur Mustafa’cım onu şey yaparız da…

Skandal değil mi?

Bu haberi Hürriyet, Milliyet ya da refikleri nasıl yayınlardı sizce? Kim bilir yarın Türkiye’de neler yaşanırdı?

Elbette böyle bir şey yok. Sadece olduğunu düşünün…
CHP ne derdi?
Baykal ne konuşurdu?
Hürriyet ne başlık atardı ?
Milliyet ne yazardı ?

Elbette çok şeyler yazılırdı !

Benim bugün soracağım soru ise şu…

Neden Mustafa Karaalioğlu ile Kemal Unakıtan arasındaki telefon konuşması (dinleme) bir skandal olarak görülüyor da, geçmişte gerçekten yapılan Ertuğrul Özkök ve Güneş Taner diyaloğu skandal olamıyor bu ülkede?

Bu ülkede devlet bakanları bile dinlendiğinde ‘malum medya’ süt dökmüş kedi gibi ‘dinleyen’le uğraşmak yerine, ‘dinlenen’le uğraşmayı tercih etti.

ANAP’lı Bakan Eyüp Aşık’ın Sedat Peker’le yaptığı konuşmalar da dinlenmişti…
Ama biz, konuşmaları kimin dinlediğini değil, ne konuştuklarını yazmıştık
Akşam Gazetesi Köşe Yazarı Güler Kömürcü’nün, Sedat Peker’le yaptığı ‘aşk’ konuşmaları da dinlenmiş ve gazetelerce yayınlanmıştı.
Biz yine kimin dinlediğini akıllara getirememiş, ne konuşulduğunu yazmıştık.

Halen Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Ertuğrul Özkök ile zamanın Ekonomi Bakanı Güneş Taner arasındaki konuşmalara ne demeli peki?
Sayın Özkök, patronunun Sakarya’da açacağı karton fabrikası için Taner’den 60 Milyon Dolar kredi istiyordu. Hem de ‘Şimdi Güneş, şöyle bir durum var’ diyerek…

Nedendir bilinmez basına yansıyan bu diyaloglarda da ‘kimin dinlediği’ hiç sorulmamış, aksine hep ne konuşulduğu aktarılmıştı…

Telefon dinlemelerinin Türkiye’deki varlığı her ahizede hissedildi belki…
Ama hiç bir zaman CHP’deki ‘olmayan bir skandal’ kadar tuhaf gelmemişti.

Geçmiştekilerin aksine ilk defa CHP’nin başına gelen olayda ‘Kim dinledi’ sorusu soruluyordu. Devletin valisi ile CHP Genel Sekreteri arasındaki diyaloglar hiç ediliyor, ‘kim nasıl dinledi’ konusu dillendiriliyordu.

Bu garipti çünkü ‘Bunu kim yaptı?’ sorusu Nokta’yı kapatan ‘Darbe Günlükleri’ni hatırlatıyordu bana. Yine aynı soru sorulmuştu. Darbe yapmak isteyen bir askere ‘Bunları nasıl yazarsın’ sorusunu sormak yerine, bunları ortaya çıkaran bir gazeteciye ‘Kim sızdırdı. Neden yayınladın?’ sorusu sorulmuştu.
Öte yandan toplumda bazı kişilerin fişlendiğini belgeleyen Andıç tutanakları da benzer kaderi paylaşacaktı.
‘Neden halkı fişledin?’ sorusunu göremeyen bizler, burada da ‘Kim sızdırdı’ sorusuyla karşılaştık.

Her defasında ‘derin devlet’ imasıyla AK Parti’ye yüklenen CHP, acaba sıra ‘kendi derin devletine’ gelince onu kucağında mı besliyor.

Bazıları ‘Bizim derin devletimiz, sizin derin devletinizi döver’ mi diyor?



.Eleştiriler & Yorumlar

:: YOLSUZLUK DEĞİL YOK-SUN-LUK
Gönderen: Orhan TURAN / , Türkiye
26 Haziran 2008
Burada anlatmak istediğim 'paraların nasıl kaçırıldığı' değildir. Bu ülkede CHP ya da 'ulusalcılar' gibi, egemen stotüko ve destekçileri, tüm suçlardan muaf tutulurken, sessiz çoğunluğun her hareketi suç sayıldı. Yani solcular yaparsa yargı harekete geçmezken, sağcılar ya da 'ötekiler' yaparsa anında yargılanırsın. Bu anlamda Türkiye'de 'yolsuzluk' değil 'yoksunluk' sıkıntısı vardır.

:: onemli olan ayrım yapmadan dogruları soylemek..
Gönderen: mustafa deliorman / , Türkiye
26 Haziran 2008
sayın yazar diyor ki farz ediniz ki bu boyle konusuldu acaba digeleri nasıl olurdu yani olaya nasıl bakarlardı diye elestiriyor.. onemli olan bu islerin hic yapılmaması...kim yapıyor isede tarafsız ve objektif bicimde elestirnin yapılmasıdır.. yazarlar ve gazetecilerin yegane gorevi kamuoyuna tarafsız bir gozle olayı sunmaktır.. senin ki iyide benim ki patlıcanmı misali ile degil.. biz sn maliye bakanı nın citibank ın borclarını sildigini unutmadık.. bunu yazdınızmı peki bunu gozlemledinizmi yorumladınızmı.. hepimizin gorevi halkın paraları nın nasıl carcur edildigini dogru sekilde kamuouyna anlatmaktır.. oyle sen yazarken iyide ben yazarken kotuydu diye elestiri yorum yapılmamalı...

:: Bu Ülkede Çok Paralar Kaçırıldı
Gönderen: Mehmet Ali Özler / ,
26 Haziran 2008
Hâlâ da kaçırılıyor ve kaçırılacaktır da. Ama en kötüsü de basitten olan adi hırsızlıklardır. Bu açıklamama belki birçoğu katılmayacak ve bana kızacaklardır ama adi hırsızlığın elebaşları vatandaşın kendisidir. Nasıl olur demeden önce şu hesabımı lütfen bir okuyun: Daha birkaç sene öncesine kadar ülkemizde doğru dürüst fiş kesme veya fatura kesme gibi bir alışkanlığımız yoktu. Olsa da bunu kimseler uygulamak istemiyordu (hâlâ da tam uygulanıyor denemez). Bir politikacının para kaçırması veya tanıdıklarına simsar olması muhakkak adice bir olaydır. Lakin ülkemizde on beş milyonu aşan potensiyal alıcıların (tüketicilerin) fiş almama ile, fatura kestirmeme ile adam başı sadec 1 YTL vergi kaçırmaya sebep verdiklerini düşünürsek, bu rakam günde 15 milyon YTL eder. Bu da yılda yaklaşık 6 milyar YTL gibi bir sonuç çıkarır önümüze. Evet, bu rakam, her yıl vatandaşın devletin cebinden çaldığı bir paradır. Ki, burada rakamları en dipten hesap etmiş oluyorum. İnanın, halkın zihniyeti değişmediği müddetçe ne politikacılar, ne de düzen değişecektir. Halk neyse, yönetimi de odur. Diğer bir değiş ile; her halk, hak ettiği yönetime sahip midir demeliyiz? Not: bunu yazmak/düşünmek bile içime bir burukluk düşürüyor. Hangi birimiz bir özel doktora gidip muayene sonucu 100 YTL ödediğimizde fişimizi alıyoruz. Hangi birimiz bir doktorun, bir avukatın, bir mühendisin yıllık vergi levhasında niçin ve nasıl 5 bin YTL veya 10 bin YTL vergi matrahı yazdığını sorguluyoruz? Halbuki bu meslekler bu paraları her ay kazanıyorlar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politika kümesinde bulunan diğer yazıları...
Korkut Özal'la Özel Söyleşi... Korkut Özal; 'Özal'ı Öldürdüler'
Bir 'Çakma Skandal' Öyküsü
Telekulak Skandal mı - Çıkış mı
22 Temmuz Sereci ve Statüko
Türkiye'nin Kırılma Süreci; "Egemen Zihniyet" ile "Geliştirici Zihniyet Mücadelesi

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yıl: 2554… Aşkın Metal Tarihi
1920"den 2007"ye; Türkiye Cumhuriyeti Afyonkarahisar Belediye Başkanları
Biyolojik Silah mı, Doğal Felaket Mi: Kene
Her Yönü ile Afyonkarahisar
Iı. Meşrutiyet'ten Günümüze Afyonkarahisar'da Yerel Basın
Afyonkarahisar"ın İlk Bankası Terakki Servet Bankası
Cumhuriyet Tarihi Afyonkarahisar Valileri
Dünya Gazetesi ile İlgili İstatistiksel Bir Çalışma
Türkiye"nin İlk Azınlık Milletvekili Berç Keresteciyan;
Bir Din Bilgini ve Profesör Kamil Miras

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Özledim [Şiir]
Yanacağım [Şiir]
Öncesi Yok [Şiir]
Seni Kendime Sakladım, Hepsini Bana Sapladım. [Şiir]
Bana Her Şey Seni Hatırlatıyor! [Şiir]
Benim Adım Mabure; [Şiir]
Su ve Ateş [Şiir]
Tüm Ayrılıklara Dair [Şiir]
Dua… [Şiir]
Utandım Filistin [Şiir]


Orhan TURAN kimdir?

Yazarken çarptığım kayalar, ruhumun akışını kemirince görüntü farklılaştı. Her otuzuna geldiğinde mi, muahasebe yapma gereği duyar insan. . . Cevaplanması gereken çok soru var şimdi. . . Allah'a af dileyerek, hayata ikinci defa başlamak. . . İkinci şans da bu olsa gerek!

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.