..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Ayhan Sarıkaya




14 Ekim 2009
Kaynana Gelin Kavgaları  
Ayhan Sarıkaya
Günümüzde toplumsal yara olarak gördüğüm ve sezinlediğim eşlerin geçinemeyip yapmış oldukları ayrılıklarda ; kaynana gelin kavgalarının baş aktör olduğuna inandığım için bu yazıyı yazma gereğini duydum...


:BHHG:
Kaynana gelin sürtüşmelerine oldum olası rastlanır.Bu bizim toplumun kanayan yarasıdır
adeta.. "YARASIDIR" diye kabullenmekte fayda var.İnkar etmenin hiç de haklı tarafı
yok.Her evde iki güç arasındaki kavgalardan çıkan çatlak sesler,binbir umutla kurulan
nice yeni yuvaların yıkılmalarına neden olmuştur.Bu olumsuzlukları evli olanlar,bizzat
yaşayarak içlerine sindirmişlerdir.Bekarlar ise,çoğu anlatılanlara ya kulak misafiri
olarak yakınlaşmışlar ya da kendi aile içerisinde yaşananlara bizzat tanıklık etmek zo-
runda kalmışlardır.

Bu sürtüşmeler,basit geçimsizlikler irdelenip içeriğine bakıldığında; "inanınki ceviz kabu-
ğunu bile dolduramıyacak basit nedenlere rastlamak her zaman mümkündür."

Farklı aile yapılarından kopup gelen iki genç insanın kaynaşmaları ve uyum sağlamaları
zaman alacaktır.Cicim ayları çabuk geçer.Hayaller çabuk geçip gitmiştir.Gerçeklerin
acımasızlığı,artık kaçınılmazdır.Böylece her iki gencin birlikteliklerindeki yaşam kavgası
yeni başlamıştır.Gençler,kendi problemlerini,sıkıntılarını;acı-tatlı,barış-küs çözmekle
uğraşa dursunlar , gel gör ki dışardan müdahaleler yavaş yavaş başlamıştır bile...


Damadın annesi,gül gibi koklayıp,uçan kuştan esirgeyerek büyüttüğü arslan gibi oğlunu
el kızına kaptırmanın acısını daha ilk günden belleğine yerleştirmiştir.Önceleri sükutu
tercih etmekle geçer günler.Günler geçtikçe dayanma gücü azalır.Sinirler gerilir.Kavga
etmenin yolları hazırlanmıştır.Çünkü her zaman kadın kadının düşmanı olmuştur.Bu kural
değişmez.Ve de bozulmaz.Kadın,başka bir kadını yanında kesinlikle görmeye tahammül ede
mez.

Bu çöküntü, aile fertleri birlikte duruyorsa daha çabuk olacaktır.Gençler, ekonomik
istikrarlarını kazanmış olup da ayrı evde yaşıyorlarsa doğabilecek kavgalara birlikte
göğüs gerip çabucak kendilerini huzura kavuşturabilirler..Aksi takdirde işler kötüye
sürüklenip gider...

Mutfak,kavgaya yol açmanın ,kozları paylaşmanın tam da zeminidir...Adeta karşılıklı
güçler silahlarını burada çekerler,tetiklere burada parmaklar gider,horozlar burada
düşmeye başlar...Nedenler basittir:

"Yağı çok kullandın.Tuzu çok kullandın.Tavayı yaktın.Şekeri yere döktün.Bardağı boş
yere kırdın.Ne sakar gelinmiş.Oğlumun bahtı kara çıktı.Nasıl ömür geçirecek bu ka-
dınla,zavallı oğlum.."

Genç kadın,bu olup bitenleri,günlerce içine atar.Artık o da bir yerde patlar.Akşam
işten gelen kocasına bütün öfkesini boşaltır:

"-Bu evde ya annen ya da ben" diye tercihi ileri sürmüştür.Bir tarafta anası bir taraf-
ta karısı.O da içine atar.TArafsız kalmaya çalışır.Her iki tarafta da gel-gitler içerisinde
debelenip durur...

İşin başka bir cephesinde farklı rüzgarlar çoktan esmeye başlamıştır bile.Gelinin kendi
annesi,kızının üzerindeki kara bulutları dağıtmak için kolları sıvamıştır:

"-Ulan ben bu kızı köle diyemi verdim sizlere" sözleriyle savaşın ortasına fırlayarak
kendi tarafına yontmaya başlar.

Artık her iki taraftaki güçler,birbirlerine üstünlük sağlamak ve kendilerini kanıtlamak
için karşı saldırı ve savunmalara başlamışlardır.Günlerce devam eder bu karmaşa...
Sonunda kaynana ve gelin kavgaları,yeni kurulmuş olan bir yuvanın zamansız çökmesine ve
umutların yok olup gitmesine sebep olur...

Herkes kendi dünyasına çekilmiş olsa böyle olumsuz şeyler yazmak mümkün olur muydu?!...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Melankolik Kadın!..
Son Mektup
Beyaz Geceler

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sokak Fahişesi [Öykü]
Mevsimlik Köleler (7) [Roman]
Mevsimlik Köleler (6) [Roman]
Mevsimlik Köleler (5) [Roman]
Mevsimlik Köleler [Roman]
Mevsimlik Köleler [Roman]
Mevsimlik Köleler (4) [Roman]
Mevsimlik Köleler [Roman]


Ayhan Sarıkaya kimdir?

Küçük yaşlardan itibaren içimde doğup büyüttüğüm okuma tutkusu,yazma isteğimi kendiliğinden filizlendirdi. . . Kısa öykülerle denemeye başladım. Yazmaya devam ediyorum. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Cengiz Aymetov,Jack London,Jhon Stenbeck,Reşat Nuri Güntekin,Orhan Kemal...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ayhan Sarıkaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.