Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
22.42 ANARŞİA ZAMANI Oturum Niçin Kapanır? Pejmürde Peri ...Mavi Kapıdan bildirmeye devam ediyor..Salt İnsan..Yalın Göz..Ruhçul Beden..Dembedem.Bu mezmuru okuyor..Hacıbayram hala halvette..Müridler ashab-ı pür temkin sayıklıyor..Himalayalarda Yalnız Bir Adam.İkbal arıyor. . Belki Harlemdeydi İkbal..Belki England Maden Ocaklarında..Belki de..Daha yakında.. Belki Cape Town'da..Elmas yataklarında kanter içinde can çekişen bir negronun kendi avuçlarına saplanmış tırnakları arasındaydı belki deİkbal.Şair olursun..Filozof olursun..Allame olursun..Aydın olursun Arifolursun..Fakih olursun.Agayi olursun.Mir olursun. Sir olursun.. Ebüzziyaolursun.Velud muharrir olursun..Üst-ad-azam reisül küttap olursun.. Olursun da olursun ammaa.. Senden asla ne kazmacı olur ne kürekçi...Ne tırpancı olur ne orakçı.. Tornacı da olmaz senden overlokçu da.. Grev söz-cüsü yahut barikat gözcüsü de olamazsın sen.. Şu mahpushanelerde. Şu nezarethanelerde bir tutuklu yahut mahkum bile olmak yakışmaz şanına. Halkına; halklarına çok lazımsındır ya'. Sen olmasan bu ümmet asla adam olamazdır ya.? Bu köle milletler; sömürge halklar senin fikirlerin sayesinde kurtulacaktır ya..O halde harıl harıl yazmalı konuşmalı ve..bolbol konferanslar paneller düzenlemeli ve yeni bir nesil yarat- manın hırsıyla yanıp tutuşmalısın.Eski nesil zaten çoktan tarih olmuş ve şimdiki nesil de zaten çoktan böyle bir ölüme razı ve fit..Neme lazım?..Sen geleceğe bakmalı ve geleceği inşa etme- lisindir .Bol bol düş kur ve şimdiki zamanı atla..Şimdiki zaman da senin üstüne atlarsa eğer bu- na da katlan.. Şimdi kazanamazssan bile yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer seni bekliyordur nasılsa.. Biz... Ay Dost.!.Ey Ruhum!..Aşkım!..Kalbim!..Canyoldaşım!..Yolarkadaşım..Benimle bir ve beraber ev arkada-şım..! Melami meşreb meczubların,Bektaşi meşreb muziblerin,Alevimeşrep taliblerin,Selefimeşreb şakirdlerin,Nakşibendisufilerin,Kadiri müridlerin,Iğdıri caferilerin,Mevlevi semazenlerin,Hanefi türklerin,Şafii kürtlerin,Radikal mezhebsizlerin evi değildik sadece…. .Marksistmeşreb horlanmışlardan tutun da; Anarşistmeşreb anlaşılmamışlardan Ateistmeşreb dışlanmış- lara dek ne kadar dışkılanmış insan var sa..Ne kadar itilip kakılmış adam yerine konulmamış insan var sa onların dahi evi idik hem vallaha billaha.. Yeryüzünün Lanetlilerinden ibaret değildi sadece canevimizde - mihmanevimizde can bulanlar canan bulanlar. Parası gayet bol olup ta ağız tadıyla bir lokma bile yiyemiyen; bir gıdım suyu bile rahat rahat içemeyen;değil işçisine memuruna ;kendikarısına ve kızına ve oğluna bile söz geçiremeyen ev düşgünü evlat kaçkını nice mağrur ve zengin adamlar dahi bir yer bulabilirlerdi adam ayırmaz taraf kayırmaz hatırnaz mı hatırnaz İnsan evimizde. .Bakar ve görürdünüz ki o mağrur ve mülküyle müstağni adamda bile bir in-san yüreği bir masumiyet ereği var ve .. Deştikçe kanayan ; “ah vah edilen” bir de geçmişi var onun da aha taa şuracığında.. Göklerin ve Yerlerin ve bilinemez alemlerin kutsanmış melekleri de salınır dururdu aramızda..İn-cin dahi inadınacirit atıp;salıncak sallanır hatta santranç bile oynayabilirlerdi yaradana yeminler olsun.Güvercinlere ip atlatan Mardin'li minikkızlar;farelerle köşe kapmaca oynayan ak kedi-kara kediler;bin dereden kırk kalburla su getirip onbin fıçıyı lebaleb su ile dol- duran ve fakat bir bardak su doldurup kendisi bile içemeyen Deli Memedali'ler..İbret ve hayrete mümasil bir zevk ve neşeyle izleniverirdi de hepten unutulup gidiverirdi cümle gam ve kederlerimiz.. Bitmedi..Bilesi var ay canlar !..Ey dostlar!..Bilesi var Yerevimizinkimbilesi?..Göresi var Yersinemizin kim göresi? Tabancasını helada unutmuş YERALTI ÇOCUKLARI.. Cami avlularına;çöp bidonlarına;duvar diblerine;kaldırım kıyılarına terk edilmiş..Devasa gökdelenler arasında yer edinememiş.. Köprü altlarına itiliptıkıştırılmışKÖPRÜALTIÇOCUKLARI.. Bir zamanlar -fi tarihlerinde- kendileri gibi köle dedeleri tarafından efendileri sırf daha iyi korunsun diye İnşa edilmiş mimari şaheseri suri kale içlerine sığınmış.. SURDİBİ ÇOCUKLARI..Tarihleri boyunca hiç devlet kurmamış;kurmaya dahi tenezzületmemiş;kurdukları bir kuru çadırdan ibaret..Ve ona bile yirmidört saatten fazla tahammül edilmemiş ayrı bir türsayılmış insan sayılmamış ÇİNGENE ÇOCUKLARI.Dilenci analarının kucağına dilenci doğmuş..Üç kuruşluk merhamet uğruna büyüdükçe küçülmüş Küçüldükçe kendisi olmaktan çıkmış zavallıDİLENCİ ÇOCUKLARI..Kayıtdışı kalmalarına kayıtsız kalınmış kaimsiz ve kailsiz KALDIRIM ÇOCUKLARI..Orospu Çocukları.ONUN BUNUN ÇOCUKLARI.Ermeni tohumları;Urum dölleri..SEYYAR SATICILAR...Gobitçiler..Kokoreççiler..Börekçiler..Simitçiler..Boyacılar..Kasetçiler... Yani sokağa dökülmüş ne kadar kendine sahibsiz kimseye efendisiz ne kadar esfeli safilin var ise..Ve hatta gülsek mi ağlasak mı bilinmez. Sokağın şerrinden ve pisliklerinden efendilerini esirgemek için efendibekçi kesilen..İstihbaratçılar ve belediye zabıtaları bile...... Kendilerini atıverirler di TABDUK EMRE kapımızdan...Mavi Kapı'mızdan içeri.. --Oh bee!..Dünya varmış diyerekten. Dünyalar tatlısı çocuklarının ellerinden tutup gelen Sucu Muhammed Baba'lardan tutun da..Dünya güzeli kız arkadaşlarının ellerinden tutup gelen dünya yakışıklısı üniversiteli delikanlılara kadar..Her yaştan her mizaçtan insana kucakaçmaktan delice bir coşku;dışa vurmaya utandığı çılgınca bir sevinç duyardı Anadolu Yüreğimizin Ana Kucağı -Baba Ocağı kocaman mı kocaman mini minnacık şirin mi şirin Yer Evimiz bizim!.. Öteki Dünyalar'dan..Kendini bizden berilemiş Amerikan Rüyalarından bile ziyaretçileri olurdu Yerevimiz'in....Her dili bilen ama kendi dilinden başka konuşmayan bir lisanı vardı cümlemizin..Bu Amerikan Rüyasından fırlayıp geliverenConi Kardeş karşısında bülbül kesiliveriyor idiysek Amerikanca bildiğimizden falan değildi.Ama konuşuyorduk işte..Şakır şakıronun anlayacağı dilden konuşuyorduk işte..Coni Kardeş şaşırmasındı da kim şaşırsındı yani?.Bizim de bir ağzımız -dilimiz ;iki elimiz bir başımız vardı ve hiç te öyle bir homo sapiens gibi garib sesler filan da çıkarmıyorduk yani..Düpedüz felsefe konuşuyor;sosyoloji döktürüyor;polıtical critics yapıyorduk. Much of a muchness ...Not so much as..Dirty Lasvegas £ Bush. Almanyalı Hans bile ilk geldiğinde aynen böyle şaşırıvermişti..Ama onun şaşırmışlığı bir bir süre sonra başka bir şaşırmışlığa evrilivermiş ve daha sonra da arkasını dönüp çekip gidivemişti.Nedeni de şuydu..Müslüman olduğunu söylemiş ve her müslüman gibi sevindirik olup; sorup soruşturmadan - hiç konuşturmadan salakça bir övünçle ellerini öpvereceğimizi filan sanıvermişti galiba..Öyle olmadı..İlkin buna şaşırdı.."neyimize imrenip te müslüman oldun ki?" dedik.Anlamaya çalıştı anlayamadı..Anlatmaya çalıştı anlatamadı.Almanca bilen veli-simit'imiz Ali Baba'yı çağırdık..O; uzun günler ve geceler onunla konuştu ve kararını verdi..Adamcağız hala Hitler hayranı ve hala Türk-Cermen İmparatorluğu düşleri kuran bir şövenist imiş meğersem.."a sersem!..bunun için din değiştirmeye ne gerek var?" "Çıktığın din zaten buna pek uygun..İyi si mi sen hiç bir dine filan girme.Milletin ahlakını bari bozma!" dediydik; adamcağız nerdeyse soluğu Hitlerin mübarek kabri başında alıverecek gibi oluverdiydi.Yalçın Küçük Olayım yalanım var sa. Yahu kardeşler!..Adamın ne frankfurt okulundan haberi vardı ne markstan ne de o'nun karl'ından..Tıpkı bizim milletin Hüseyin Atay'dan ve Cemal Kutay'dan haberi olmaması gibi birşeydi bu..Aaa!..Ne kadar ayıp !..Yakışıyor muydu hiç necip alaman milletine a benim mirim efendim aziz üstadım falan feşmekan!.. Müslüman oluşunun onu şövenizmden arındırmadığını..Bir zamanlar hristiyan bir şövenist iken şimdi müslüman bir şövenist olduğunu..Bu tür müslimanlarla memleketin zatenl ebaleb ağzına kadar dolduğunu…. . Kendisine yer kalmaduğunu.Keşke hiç müslüman olmasa imişliğini izah ediverince nasıl abondone oluverdiğini görebilseydiniz keşke..İnşallah bu öfkeyle direk punkçulara katılıvermiştir de bizim punkçular- la birbirlerini yiyivermişlerdir oh canıma değsin amentü billah!. Eh!.Ne kadar eksik olurlar sa o kadar iyidir yani.. Biz böyleydik işte..Kimliğine etiketine değil;ETHİC ET' ine bakardık işte..Ne'liğine,ne idiğüne;ne içünlüğüne ve nasıllığına bakardık işte.Gözlerimiz iç erim nedir bilen bir bilgenin öğrencileri idi işte..Kül yutmaz ve yutturmazdık ta işte..Ama yine de hor görmez kırıp dökmezdik te işte.Beklerdik ve bu beklemenin kös kös oturup metafizik üfürmek imekliğine değil;"Yine Gel !.." feryadına kulak veren bir erdem eylemi olmaklığına inanmış Yer Evi'nin Kadim Ermişleri'nin derviş delileri idik biz işte..Ne çılgındık ne de yılgın..Dargın ve kırgın da değildik..Bütünüyle kılgın ve kıldırgın.Tamamen insan ve allah dostu delilerdik biz.Yerevine;yeryüreğine sığınmış belkide sığındırılmış sevgililerdik biz..Ah!..Yerevimiz!..Ne kadar da özlüyoruz seni!. Somali'den,Fas'tan,Nijerya'dan,Filistin'den.Irak'tan ve hatta İran'dan gelen mültecilere de ev sahipliği yapardı o küçücük Yer Evi'miz..Tıpkı birzamanlar İspanya'dan kaçıp gelen Musevilere de ev sahipliği yaptığımız gibi."mazluma dini;mili-yeti ;tabiyeti ve mensubiyeti sorulmaz!"diyen ve habire bunu ezberleyen bir tab'ı -tabiatı vardı Yervimizin;Yeryüreğimizin.. Bu gariban sürgünlerin her işleri ile ilgilenen işportacı Mıstıkları;kitapçı Alileri;deli Seyyit faysal hocaları;zırdeli kutbül arifin Zekileri vardı..Harabi Şıh Şenolları..Bab-esrar Bahadır abileri;.Don Kişot Aslan Selim; tabelacı panikatak işdelisi manyak dostları vardı..Ve isterdiler ki bu bu deli dostlar;Dünya'nın her yerinden her yöresinden mülteciler şu küçücük eve doluşsunlar da onlar da onların hizmetçi kardeşleri oluversinler... Böyleydi işte küçücük yer evimiz!..Baş eğmeden girilmez o küçücük mavi kapımız böyleydi işte ay dostlar! Ay Canlar!..Bizim Mavi Kapılı Yer Evimiz! Onca küçücüklüğüne rağmen kocaman bir gönlü kocaman bir kucağı vardı ve sanırsınız bütün bir dünya bütün bir evren oracığa sığıvermiş-sığınıvermişti de....Nebiliyim abi Nebi Gülşen de çocuklar gibi sevinivermişti de...Halis Hoca'da bööyle bedavadan düşüne düşüne hiç konuşmadan başımıza allame kesilivermişti de..Goca Haydar'ın aklına yine bööyle deligan-nılık gara sevdası gelivermişti de..Maraşlı aşık kör Ömer de tam bu esnada sazıynan içeri girivermişti de...Derken efendim Ortalı Deli Bayram dahi bozlak makamında el fatiha okuyuvermişti de...Bunu duyan Deli Beko dahi hem- an şakiro makamından mevlid-i şerif kıraat eylemeye duruvermişti de."Akli başe küllü tunne!" oluvermişti de..Kasap Bekir bir elinde birtorba ilaç;öbür elinde bir Hayali Divanı "hocam şu güzel okuyuşunla iki beyit okuyuver!” yalvarıvermişti de.."Oğlum serequel yok sa okuma da yok !" duyuncak telaşlanıvermişti de.."yarın söz hocam!.."hislenivermişti de...Torbayı karıştırıp karıştırıp" Şurub var hocam!.öksürüğü olan garibanlara verirsin işte!".."Yarın söz !.Aynur Ablaya'da sana da serequel!..ama çok pahalı hocam..!."deyincek; Veysel Hoca da bir hoş oluvermişti de.Gözleri hemen doluvermişti de.Kendisi Hayali oluvermişti de..Konyalı Deli Gencosman bile hemen bir "Hu !." Höykürüvermişti de..Veysel Hoca'nın aklına bu ara bir "şimdi"güzellemesi..Bir "efendim"esenlemesi dü-şüvermişti de..Duvar dibine doğru dönüp...Kimseye göstermeden bir eleğimsağma hasretlemesi derin bir "ah!"çekivermişti de.. .........sürecek........
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Veysel Menekşe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |