..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bilmezlik ile ne hoştum; hayalimde ne güzellik, ne de aşk vardı." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Din > Fuat Türker




23 Ağustos 2010
Gerçek Sabır  
Fuat Türker
Toplumda sabır, insanın yaşamı boyunca karşılaştığı zorluklara direnmesi, katlanması ve tahammül etmesi olarak bilinir. Bu düşünceye göre sabır ‘bir yere kadardır’ ve insanın ‘burasına kadar geldiğinde’ ise ‘taşması’ doğal karşılanır. Hatta insanlar arasındaki en sabırlı kişiye “sabır taşı” denir ve o bile zaman zaman sabrı ‘tükenip, çatlayabilir.’


:ADJB:
Yüce Allah’ın hoşnutluğu ve sevgisi, Kur’an’da bildirilen doğruları eksiksizce uygulayarak kazanılabilir. Rabbimiz kullarından, Kur’an ahlakını ömürlerinin sonuna kadar asla gevşeklik göstermeden yaşamalarını ister. Allah’ın bu buyruğunu her durumda ve her koşulda taviz vermeden yerine getirebilmek, ancak kesin bilgiyle iman eden kullarının sahip olduğu sabır ile mümkündür.

Sabrın bu sırrını öğrenen samimi mümin, Rabb’inin yapmasını istediği her davranış ve ibadette kararlı olacak ve süreklilik gösterecektir.

Kalpleri çeviren Yüce Allah, samimi müminlerin kalplerinde sabrı ve kararlılığı yerleştirir ve ‘Sabur’ (çok sabırlı) ismini tecelli ettirir. İşte müminlerin yaşamlarının tamamını kapsayan sabrın gerçek kaynağı, Rabb’lerine olan imanlarıdır. İman kalbine yerleşmiş olan mümin, Allah’ın üstün ve sonsuz ilminin yarattığı bütün varlıkları kuşattığını, her an herşeyi kontrolü altında tuttuğunu, O’nun izni olmaksızın hiçbir olayın gerçekleşmediğini ve Allah’ın her olayı kendisi için hayır ve hikmetle yarattığını kavramıştır. Allah’ın, müminlerin tek dostu, velisi ve yardımcısı olduğunu bilir ve Allah’ın kendisi için belirlemiş olduğu kadere kayıtsız şartsız teslim olur. Çünkü Rabbimiz inanan kulu için zahiren kötü gibi görünüyor da olsa, herşeyi hayırla yaratır ve ona taşıyamayacağı yükü yüklemez.

“Sabret; senin sabrın ancak Allah(ın yardımı) iledir. Onlar için hüzne kapılma ve kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı sıkıntıya düşme.” (Nahl Suresi, 127) ayetiyle de bildirildiği gibi, Rabbimiz sabır konusunda da kullarının yardımcısıdır. Allah’ın her an yanında ve yardımcısı olduğunu bilmesi ve kader gerçeğini kavramış olması nedeniyle mümin, sabrı zorlanarak yaşamaz; aksine hoşnutlukla yaşadığı ve zevk aldığı bir ibadettir sabır. Bu noktada Kur’an’daki gerçek sabırla toplumdaki sabır anlayışının farkı da ortaya çıkar.

Toplumda sabrın gerçek anlamı, sabırlı bir insanın nasıl davranması gerektiği ve bu ahlak özelliğinin Rabbimiz’in Katındaki önemi genellikle bilinmez. Sabır, insanın yaşamı boyunca karşılaştığı zorluklara direnmesi, katlanması ve tahammül etmesi olarak bilinir. Bu düşünceye göre sabır ‘bir yere kadardır’ ve insanın ‘burasına kadar geldiğinde’ ise ‘taşması’ doğal karşılanır. Hatta insanlar arasındaki en sabırlı kişiye “sabır taşı” denir ve o bile zaman zaman sabrı ‘tükenip, çatlayabilir.’ Ayrıca bu çarpık anlayışa göre, sonunda elle tutulur bir çıkar elde edilemeyecekse, bir konuda sabır göstermeye de gerek yoktur. Yarar sağlamayacak bir konuda sabır göstermenin, boşu boşuna sıkıntıya katlanmak olduğu düşünülür.

Oysa Yüce Allah’ın Kur’an’da tarif ettiği gerçek sabrın, toplumdaki bu tahammül anlayışıyla hiçbir benzerliği yoktur. Müminler sabrı Rabb’imizin bir buyruğu olarak görür ve ömür boyu yaşarlar. Bu nedenle de hiçbir zaman sabırlarında ‘tükenme, taşma, çatlama’ gibi bir durum olmaz. Tüm ibadetleri gibi sabır ibadetini de yaşamları boyunca şevkle yerine getirirler. Bunun yanı sıra onlar yalnızca Allah için sabrettiklerinden, karşılığında somut ve dünyevi bir çıkar beklentileri yoktur. Tek beklentileri Allah’ın buyruğunu yerine getirmenin ve güzel ahlak özellikleri göstermenin karşılığında Rabb’lerininin hoşnutluğunu kazanmaktır.

Kur’an’da anlatılan sabır yalnızca zorluk zamanlarında yaşanan bir ahlak özelliği de değildir. Gerçek sabır her durum ve koşulda Yüce Allah’ın sınırlarını aşmaktan dikkatle sakınma ve Kur’an ahlakını ömür boyunca hiçbir yılgınlığa ve gevşekliğe kapılmadan yaşama konusunda gösterilen kararlılıktır.

Allah Katında kabul görecek olan, Kur’an’da "... sürekli olan ’salih davranışlar’ ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır." (Kehf Suresi, 46) ayetiyle bildirilen ‘sürekli olarak sürdürülen salih davranışlar’dır. Namaz nasıl titizlik gösterilen önemli bir ibadet ise sabır, tevekkül, şükretmek de önemlidir. Zamanı geldiğinde yerine getirilmesi gerekir.

Müminin sabrı; samimiyeti ve Allah’a olan yakınlığı oranında artar. Çünkü insan ancak samimi ve Allah’a yakın olma çabası içinde olduğu oranda sabır gösterebilir. Samimi müminler, "…Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler…" (Rad Suresi, 22) ve sabır göstermede yarışırlar.

Mümin, ömrü boyunca Allah’ın hoşnutluğunu amaçlayarak güzel bir sabırla sabreder. Kuran’ın " Rabbin için sabret" (Müddessir Suresi, 7) buyruğunu yaşamının her anında uygulamaya çabası içindedir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ahir Zaman'dan Asr-ı Saadet'e
Çağımızın Hastalığının Tedavisi, Taklîdî İmandan Tahkiki İmana Ulaşmaktır
Kur'an'daki Babalar
Şeytanın 'Din'i Olur Mu?
İttihad-ı İslam Nedir?
İşte Büyük Kurtuluş ve Mutluluk Budur! - II
Zan, Gıybet ve Tecessüs Nedir?
İşte Büyük Kurtuluş ve Mutluluk Budur! - I
İslam İle Şereflenen Bir "Hicret Ehli"nin Hikayesi - I
Allah Korkusu [hakkında Detaylı Bir Yazı]

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İlk Öğretmenimiz
Tüm Evren Beynimizin İçinde...
İnsanları Allah'a Yönelten Büyük Gerçek
Merhamet Medeniyeti Örneği; Osmanlı
Sana Ruhtan Sorarlar - I
Kendini İsraf Etmek
Bir Büyük Uygarlığın Yeniden İnşası
Çocuklarımız İçin...
Onların Fazlası Var...
Çocuklara Allah ve Dini Nasıl Anlatabiliriz? - I

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler [Deneme]
Son Perde [Deneme]
Dinin Çıkarlarını Gözetmek [Deneme]
İnsan Neden Kıskanır? [Deneme]
Konuşma Kişiliği Yansıtır [Deneme]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.