Sevgisizliðin günümüzde tüm dünyayý sardýðý, insanlarýn birbirlerine gittikçe daha da yabancýlaþtýðý çok açýk gerçektir. Büyük kentlerdeki insanlar göz göze gelmez hatta birbirlerinin yüzüne bakmaz. Derin ve samimi sevgiyi yitiren insanlarýn, adeta içleri boþalmýþ, kiþiler manevi anlamda tükenmiþlerdir.

Sevgi ve aþký yitirdiðinde, insanýn içinde korkunç bir boþluk meydana gelir ve artýk yitirilenlerin yerini sýkýntý, azap, korku, gerginlik, kuþku ve panik alýr. Bu acýdan kurtulmak için de birçok insan ya uyuþturucu ya da aklý örten, insan bedenine ve ruhuna zarar veren tehlikeli maddeler kullanmaya baþlar. Ve doðaldýr ki sonuç da çok kötü olur.

Ýman etmeyen kiþi para, yiyecek, içecek, zenginlik, kýsacasý her þeye sahip olsa da bir türlü mutlu olamaz. Elde ettiði her þeyi bir gün yitirebileceði korkusu içinde huzursuz bir yaþam sürer. Ýnsanlarýn mutsuzluðuna yol açan asýl neden tabi ki Allah’tan uzak yaþamaktýr. Ancak detaylandýrarak inceleyecek olursak insaný mutsuz eden birçok sebep vardýr. Bu sebeplerin en önemlilerinden biri Çözümü Kur’an’da aramamaktýr.

Yaþadýklarý durumun açmaz bir hal aldýðýný açýkça gören kiþiler, hayat tarzlarýnýn bekledikleri sonucu vermediðini, kendilerini tatmin etmediðini ve hatta sýkýntýya soktuðunu yoðun olarak hissederler. Ancak bulduklarý çözümler din dýþý cahiliyenin alternatifleridir ki bu denemeler onlara birþey kazandýrmaz. Çünkü cahiliye sistemleri temelde birbirinden farklý deðildir; insanlar, mekanlar ve koþullar deðiþse de yaþanan kaygýlar, amaçlar hep aynýdýr. Zengin ya da yoksul, kültürlü ya da varoþlarda yaþayan kiþinin de, orta halli olan insanýn da asýl hedefi dünya hayatýna yöneliktir.

Oysa dünya hayatý hýrsla ardýndan kovalanmaya deðmeyecek kadar kýsadýr. Dünyevi hiçbir þey kalýcý deðildir; ölümle birlikte tüm kazanýlanlar yok olucudur. Bu nedenle nefsani attýðý her adým kiþiyi sýkýntýya götürür.

Din dýþý cahiliye toplumlarýnda, insanlarý dini yaþamaktan alýkoyan pek çok telkin vardýr. Bu telkinlerin en tehlikelilerinden biri, dini yaþamanýn zor olduðu þeklindeki gerçek dýþý inanýþtýr. Bu kimseler, dini asýl kaynak olan Kur’an’dan ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetinden öðrenmedikleri için, kulaktan dolma asýlsýz birçok inancýn ‘din’ olduðunu zannederler. Dinin, hayatlarýný zorlaþtýracak kýsýtlamalar getireceðine inanýrlar. Oysa gerçekte ise Allah’ýn dinini yaþamak ve emirlerini yerine getirmek son derece kolaydýr.

Yüce Allah "... Allah, size kolaylýk diler, zorluk dilemez..." (Bakara Suresi, 185) ayetiyle bu gerçeði tüm insanlara haber verir. Kur’an’daki tüm emir ve hükümler insanlarýn fýtratlarýna en uygun þekilde yaratýlmýþtýr ve hiçbirinde bir zorluk yoktur. Ýnsan Kur’an’a tabi olup, Rabb’inin sýnýrlarý içinde yaþadýðýnda gerçek mutluluðu yaþayabilir. Kuluna can veren Allah, onun mutlu ve huzur içinde yaþayacaðý en güzel sistemi de yaratmýþtýr.

Bediüzzaman Said Nursi de Þualar’ýnda kolay ve güzel bir yaþama ancak samimi olarak din yaþandýðýnda kavuþulabileceðini söyler:

"Ýman ve tevhid yolu, gayet kýsa ve doðru ve müstakim ve kolaydýr. Ve küfür ve inkâr yollarý gayet uzun ve müþkilâtlý ve tehlikelidir. Demek bu istikametli ve hikmetli ve herþeyde en kýsa ve kolay yolda sevk edilen bu kâinatta, elbette þirk ve küfrün hakikatlarý olamaz ve Ýman ve tevhidin hakikatlarý, bu kâinata güneþ gibi lâzým ve vâcibdir.” (Þualar, Sf.490)

Ýnsan dünyaya deðil, Rabb’ine yöneldiðinde huzuru bulur, ancak O’na yakýn, O’na dost olduðunda bu sýkýntýlardan kurtulabilir. Kalbi, “…yalnýzca Allah’ýn zikriyle mutmain olur. (Rad Suresi, 28)

Allah’a yakýn olmayý, O’nu hoþnut etmeyi dileyen insan, O’nun Kendisini tanýttýðý hak kitabý okur, düþünür ve yol gösterici olarak ona tabi olur. Kiþinin karakterini ve yaþam tarzýný belirleyecek kýstas Kuran’dýr. Ve bu yol gösterici, ona uyaný karanlýklardan aydýnlýða çýkaracaktýr.

Kur’an’a tabi olarak kazanýlan karakterde sýkýntý, huzursuzluk ve kaygý olmaz. Kur’an ahlâkýyla ahlâklanan kiþi kesinlikle güzel bir yaþama, dengeli bir ruh haline ve güzel davranýþlara sahiptir. Yüce Allah’ýn bu karakteri yaþayan müminlere vereceði karþýlýk ise en güzelidir.

Çünkü Allah, yaptýklarýnýn en güzeliyle karþýlýk verecek ve onlara Kendi fazlýndan artýracaktýr. Allah, dilediðini hesapsýz rýzýklandýrýr. (Nur Suresi, 38)