..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Olgunluða eriþmemiþ þairler ödünç alýr, olgunluða eriþenler çalar. -George Eliot
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Bahattin Ceyhan




7 Eylül 2010
Lise Yýllarý 3 Müzik Felaketi  
Bahattin Ceyhan
-Sinan; yakýn arkadaþýmdý, uzun boylu biri. Sayýsal bölüm seçecekti. Ayný sýnýfta olmayý hayal ediyorduk. O bana, ben ona kopya verme niyetindeydik. Ama henüz onun bana kopya verdiði bir ders olmamýþtý. Pardon müzik dersinde kopya veriyordu, ama yakalanmýþtým. Onu ele vermemiþtim, ama…--


:AIIA:
LÝSE YILLARI 3 MÜZÝK FELAKETÝ

HAYAL DEÐÝL GERÇEK
Aslýnda benim müzik ile bir sorunum olduðu hikayesini müzik hocasý uydurmuþtur. Sonra bu uyduruk hikayeyi yazmýþ yönetmiþ. Beraber vur patlasýn çal oynasýn hesabý oynadýk. Kanallarla görüþme ayarlayamamýþ. Anlayacaðýnýz battý bu iþ. Boþa oynadýk bu kumarý…

"Baraaan!"
...
"Lan Baran!"
Bu Sinan'ýn sesi mi? Galiba öyle, bu ne heyecan. Arkamý döndüm nerdeyse çarpýþýyorduk. Her zaman ki gibi olan Memoli usulü aþýrý jöleli saçlarý yüzüme bulaþacaktý nerdeyse. Ama Allah 'tan onun uzun, benim güdük boyum vardý.
"E buyir!"
"Sana bir süprizim var."
"Ne oldu gene hangi sýnavdan topluca beþ aldýk?"
"Daha güzel bir haber."
"Yoksa bütün sýnýf mý beþ aldý?
"Daha güzel."
"Bütün sýnýf yüz alýr mý oðlum?"
"Daha da güzel!"
"E kim yüz aldý?"
"Lan safsýn oðlum sen."
"He safýz söyle ne oldu?"
"Müzikçi yazýlý yapacak..."
...

KOPYA ARENASI
--Sinan; yakýn arkadaþýmdý, uzun boylu biri. Sayýsal bölüm seçecekti. Ayný sýnýfta olmayý hayal ediyorduk. O bana, ben ona kopya verme niyetindeydik. Ama henüz onun bana kopya verdiði bir ders olmamýþtý. Pardon müzik dersinde kopya veriyordu, ama yakalanmýþtým. Onu ele vermemiþtim, ama…--

Yakýþýklý çocuktu, onu bu yüzden kýskandýðýmý hayal etmeyin. Benim öyle bir sorunum yok. Her þeyden önce manita derdim yok, çünkü dersler olmuþ kafamda fok, karným böyle hikayelere henüz tok. Ve bilirsiniz iþte, kopya verdiðim insan çok. Lanet olsun henüz ilk kez, artýk her neyse kopya giriþiminde bulunalým dedik. Kopya giriþimlerinde hep vardým aslýnda. Ama giriþimci olmamýþtým henüz. Ben hep çýkýþ ünitesi idim.
Müzik hocasý Samet, yemin ediyorum var bu adamda biraz Aydýn havasý. Aslýnda ben adamýn havasý suyuyla ilgilenmiyorum. Vereceði notlar yegane bakýþ noktamýz oldu hep. Siz hiç bu güne kadar Müzik dersinde yazýlý olduðunu gördünüz mü? Görmeyi bir kenara býraksak ben daha duymamýþtým bile. Neyse oldu bir kere. Samet geçen ders bu hafta yazýlý yapacaðýný söylemiþti. Duyduðum vakit baþýmdan aþaðý karasular indi. Ak su döküp temizleyenimde olmadý. Beni kim kurtaracak bu pislikten! Diye haykýrýrken ben, Sinan imdadýma yetiþti. Borcumu ödeyeyim dedi. E ben de kabul ettim. Mecburuz abi, iflas ettik! Çýkýþ yolu kopyadan geçerken Sinan’dan çýkýþýn bir açýk adresini istedim.
“Oðlum þimdi ben nasýl becereceðim bu iþi?”
“Nasýl olacak lan, çarký tersine iþleteceðiz.”
“Kopya vermek kolay, ben hiç kopya çekmedim oðlum.”
“Daha dur sen, daha neler çekeceksin?”
“Ne çekeceðim?”
“Of Marslý!”
“Ya oðlum üstüme gelme!”
“Sen dert etme açýk adres bende.”
“Bak güvendik, kar yaðdýrma.”
“Tamam lan!”
“…”

FIRTINA ÖNCESÝ KURU GÜRÜLTÜ
Müzik dersi üçüncü dersti. Ýlk iki ders kimya idi. Ama uyuyamadým. Ya tulumda bir sorun vardý; ki yok çanta saðlam, sýra saðlam. Ya da havalarda bir dert var; ki bu seçenek daha doðru geliyor bana. Sonuçta üçüncü ders havasýz kalacaðým. Belki bir nevi; havalar soðuyacak, güvendiðim daða kar yaðacak. Belki… Ki matematiksel olarak çok düþük bir yüzdesi var. Ben çarký tersine iþleteceðim. Ýki ders iki gün gibi gelmiþti bana. Ýki gün uykusuz kalmak nedir, bilir misiniz? Üçüncü günümüz ölüm günü bile olabilir. Kimya hocam Serpil hoca, kendisi çok temiz yüzlü ve çok temiz kalpli bir insan, uykusuzluðumun sebebini sordu:
“Oðlum neyin var senin?”
“Bir þeyim yok hocam.”
“Yok, sen normal deðilsin.”
“Nerden bildiniz hocam?”
“E sen ayýksýn, uyumuyorsun sen!” Güldü.
Mal mal bakýyordum hocanýn yüzüne. Bir yetmiþ boylarýnda kendisi. Çok güzel bir yüzü var. Kumral teni bronzlaþmaya yüz tutmuþtu. Haklýydý kendisi, bu gün uyuma belirtisi dahi göstermemiþtim henüz.
“Bu gün müzik dersi var hocam.”
“E o zaman her Çarþamba günü seni derslerimde ayýk görmüþ olmam lazým.”
“Bu güne dek bir gazoz ýsmarlayanýmýz olmadý hocam.”
“Söyle bakim þu gazozun markasýný arada ben de ýsmarlarým.”
“Öyle bir þansýnýz yok hocam.”
“Nedenmiþ?”
“Siz müzik dersinden sýnav yapamazsýnýz da ondan!”
Baðýra baðýra söylemiþtim. Bütün sýnýf kahkahalara boðulmuþtu. E durum malum, Müzikten sýnav var. Kimsenin bununla bir sorunu yok. Benim ise tek sorunum bu. Serpil hoca bile alay etti benle. Ýþte þimdi ayvayý yedik. Daha Kimyadan sýnav olmadýk. Gelecek hafta var Kimya sýnavý ve bu kadýn her ne kadar beni sevse de, müzik haricinde bütün derslerimin güzel olduðunu öðrenemedi henüz. Öyle bile olsa Müzik dersinde zayýf alma korkusu güzel bir alay konusuydu. O da acýmadý iþte bana. Bu alaylar yüzünden gururum kýrýlýyordu. Bu kýrýk gurur kopya iþinde çakarsa ayvayý yedik. Ki öyle olacaða benziyordu. Matematiksel yüzdelerin söylediði þey oydu.

SÝZ HÝÇ MÜZÝK DÝNLERKEN KOPYA ÇEKTÝNÝZ MÝ?

Büyük gün geldi iþte. Müzik odasýna doðru Matrix adýmlarý ile ilerlemeye baþladým. Tek baþýma üçüncü kata çýkan merdivenlerden çýkýyordum. Belki bütün sýnýf çoktan ulaþtý Müzik odasýna. Bense yavaþ adýmlarla çýkýyordum merdivenlerden. Ýnen bir kalabalýk var, omuzlarýma vuruyorlar çürütürcesine. Ve ben yüreðimin sesini dinliyorum, gözlerim kapalý. Önce bir yosma vuruyor sað omzuma. Islýk çalarak ilerleyen kargalar var koridorda. Kuþlarýn sesi, kargalarýn sesi. Ben dinliyorum gözlerim kapalý. Kahretsin! Kargalar uðursuzluktur. Gözlerimi açtým. Pencerenin önünden üç-beþ karga geçti. Sýnýfa doðru ilerledim. Matrix modundan kurtulmuþtum. Koþar adým sýnýfa, marþ! Sýnýfýn kapýsýnda içeri girdiðimde tekrar Matrix modundaydým iþte. Yavaþça sýnýfý süzdüm. Aslýnda müzik odasýnýn diðer sýnýflardan çok farký yoktu. Duvarlarda notalar ve kaðýtlar. Öðretmen masasýnda bir org, öðretmen sandalyesinin yanýnda dik duran keman kabý. Tahtada nota çizgileri. Gerisi sýnýf, sýnýf iþte! Samet kâðýtlarý daðýtýyor. Ona bir türlü hoca diyemiyordum. Çünkü ondan hoca olmazdý. Olsa olsa koca olurdu, o bile muðlâk. Karý kýlýklý þey… Ters ters baktý bana, ki bence çok ters yüz bir durum yok. Arkadaþlarýmýn dâhiyane tabirlerinin göstergesi böyle bir þey olsa gerek.
“Geç yerine!”
“Henüz tapulu bir yerim yok efendim.”
“Geç!” Baðýrdý. Bende Sinan’ýn yanýna oturdum. Baþka çarem de yoktu. Okulun en kalabalýk sýnýfý bizdik. Sadece Sinan’ýn yaný boþtu. Geçtim yanýna. Kopya kardeþliði adýna, konuþmalarýmýzý son kez yaptýk.
“Lan sana kopya kâðýdý yaptým.”
“Onu biz de yapardýk be!”
“Gene bir þey olursa buradayýz.”
“Ýyi ver bakalým.”
“Ýþte, açýk adres burada.” Dörde katlanmýþ bir kâðýt uzattý.
“Henüz açmadýn deðil mi?”
“Ne?”
“ Diyorum ki açýk adres o kadar açýk ki, dört katlý apartmanýn bodrum katýnda olduðunu ilk bakýþta anladým.”
“Of be Baran sakla kâðýdý.”

Bütün kâðýtlar daðýtýlmýþtý. Sorulara bir baktým, ama çaktýðým bir þey bulamadým. Of þu müzik sadece dinleme ile olsa olmaz mýydý? Neyse çalýþtýrayým dedim saksýyý. Ama saksý yerinde yok! Aman Allah'ým ne yapacaðým ben þimdi. Tek kurtuluþ limaný Sinan.

"Oðlum bu sorular ne?"
"Hangisi?"
"Andante ne mesela?"
"Kaðýda bak."
"Hangisine?"
"Marslý kopya kaðýdýna bak!"
Samet oradan sesini açtý boðazýnýn. Þu sýnav bir bitsin söz depresyondan kurtulacaðým. Ama bu iþi Samet üslenmiþti iþte.Tekrar baðýrdý, ben onu duymazlýktan gelince.
"Baran!"
"Efendim!"
"Efendi hazretleri ne yapýyorsunuz orada!"
"Efendim sýnav kaðýdýmýn derecesini nasýl sýfýrýn altýna düþürürüm diye düþünmekteydim."
"Ve sen bunu baþardýn!"
"Yapma be!"
"Nerden kopya çektin?"
"Yapma þimdi. Sen hiç müzik dinlerken kopya çektin mi?"
"Ver kaðýdýný."
"Buyur kaðýdýmý, bak bakalým kaç aldým."
Kaðýdý uzattým eline. Kývýrta kývýrta geldi yanýma. Sinirli hali bile komiðime gidiyordu. Ben gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Kaðýdý aldý, mal mal baktý boþ kaðýda. Bütün sýnýf sýnav olurken biz ilgiyi üzerimize çekmiþtik þimdi. Kavga yapýyorduk bütün sýnýfýn önünde. Ben kavgayý gayet iyi götürüyordum. Þimdi depresyon sýrasý ondaydý. Býyýk altý gülenler de vardý sýnýfta, galesizce kaðýdýný dolduranlarda. Ben isyandaydým. Notumu öðrenemeyince, tekrar sordum.
"Evet hocam notum kaç?"
"Kaç olacak sýfýr!"
"Tüh sýfýrýn altýna düþemedik ha!"
"Boþ bir kaðýttan ne bekleyeceksin."
"Ya demi keþke bir kaç küfür yazýp öyle verseydim kaðýdý."
"Ýþte þimdi küfür ettin, çýk dýþarý."
"Ya bir þey soracaðým;sen geri misin, yoksa zekalý mý?"
"Çýk dýþarý dedim sana, geri zekalý!"
"Ha öyle miydi? Özür dilerim yanlýþ sordum."
"Çabuk sýnýfý terk et!"
"Bakýn bu güne kadarki tek ayný düþüncemiz bu oldu. Bu günü unutmayalým."
"Çýýýýýýýýk!"
"Herkese bol sýfýrlar, yüzsüzlük etmeyin benim güzel sýnýfým!"
...

KANTÝN KÝMYASI
Kapýyý çarparak çýktým dýþarý. Þimdi depresyondan çýkmýþtým. Artýk Göksel' in o güzel þarkýsýný söylemesem iyi olacaktý. Daha güzel bir sorunum vardý, bu Kývrýk beni disipline verecekti. Kývrýk iþte Samet'in lakabý bu olmalýydý! Yalnýz baþýma düþtüm kantin yollarýna ve koridorlar bomboþ. Kantine girerken yalnýz baþýna oturan Serpil hocayý gördüm. Yanýna gittim.
"Hocam çay içer miyiz?"
"Senin sýnavýn yok muydu?" Dedi, heyecanla.
Ben kantinci Ahmet abiye seslendim. Böyle ders aralarýnda kantin fazla kalabalýk deðilse kantinciler boþta kalýyordu. Masaya servis yapmayý dert etmeyecek Ahmet abiden istedim çaylarý.
"Ahmet abi buraya iki çay verebilir misin?"
Sonra Serpil hocaya yöneldim. O biraz kýzgýn birazda merakla bekliyordu, vereceðim cevabý. Benimse acelem yoktu. Ama fazla bekletmeye deðer mi? Deðmez çünkü; o çok iyi bir hoca.
"O sýnav bitti hocam."
"Ne çabuk!"
"Ya hocam ömrümde bir kopya çekeyim dedim. Onda da Kývrýk' a sinirlendim, vazgeçtim."
"Kývrýk kim?"
"Kim olacak Samet kadýnsýsý..."
"Öðretmenin hakkýnda öyle konuþma."
"Ya hocam öyle ama!"
"Eeee nasýl oldu kopya iþi?"
Anlattým ona her þeyi. Bir tek Sinan'ýn adýný vermedim. Sonuçta disiplin yolundaydýk. Kimse ele vermemiþti beni bu güne kadar. Benim Sinan'ý ele vermeye de hiç niyetim yoktu. Serpil hoca ketumlaþtý ben anlatýrken. Ben hikayeyi bitirdiðimde. Serpil hoca:
"Demek kopya çekemedin."
Þimdi cevabýný alamadýðým iki soruyu Serpil hocaya sorma vaktiydi. Garip olan sorudan baþladým. Ama Serpil hocanýn da doðru bir cevabý yok gibi görünüyordu buradan. Olsun yine de soracaðým.
"Ya hocam siz hiç müzik dinlerken kopya çektiniz mi?"
Gülümsedi bana. Çok sevecen bir yüzü vardý ve bu yüz gülümseyince çiçek açýyordu. Neden bütün öðretmenler böyle güzel insanlar olmuyor! O cevap vermeyince ben ikinci soruma geçtim.
"Peki bunu geçelim, siz hiç Müzik dersinde yazýlý olduðunu gördünüz mü?"
"Hocan bilir bunu, siz sorgulayamazsýnýz."
"Ya hocam gördünüz mü?"
"Hayýr."
"Hah iþte sorun burada hocam, bu güne kadar ben de görmemiþtim. Görmez olaydým!"
"Kopya çekmek iyi bir þey deðil."
"Ama kopya vermek büyük sevap."
"Hayýr!"
"Ya hocam ne yani ben þimdi sevap kazanmýyor muyum?"
"Ne?"
"Dur sinir yapma hocam, ben öyle kopya verdim mi kimse yakalayamaz."
"Benim dersimde olmasýn bu."
"Neden hocam, öðrenci demek kopya demek?"
"Baran!"
"Peki hocam size söz, sizin dersinizde yapmayacaðým."
Aha þimdi ayvayý yedik. Serpil hocaya da söz verdik. Bu sözü unutmamalýydým. Yoksa gelecek hafta ayvayý yerdim. Söz verdik þimdi her kopya sözünden daha fazla sorumluluk aldým. Kopya vermeyeceðim diye söz verdim. Ama Serpil hoca bu sözle de doyacak gibi deðildi.
"Bunu diðer derslerde de yapma."
"Ya hocam."
"En azýndan benimle bir daha bu konuda konuþma. Sinirli halime denk gelme."
"Peki hocam gerçekleri sizden saklayacaðým."
"Bak tokat isteme."
"Peki hocam konu kapanmýþtýr."
Kýsa bir sessizlik oldu. Sohbetimiz gayet güzel gidiyordu. Saat ilerledikçe bizim sýnýf kantine damlamaya baþlamýþtý. Kimse yanýmýza gelmemiþti. Gelmeseler iyi olurdu. Bu sohbet cývýmasa çok güzel olacak. Serpil hoca asýl meraklandýðý konuya geldi.
"Senin derslerin iyi mi þimdi?"
"Müzik hariç!"
"Ne kadar iyi?"
"Hepsi 70 ve üzeri."
"Nasýl oluyor, duyduðuma göre sadece benim dersimde uyumuyorsun?"
"Ve sadece sizin dersinizde iyi deðilim."
"Benim dersimde iyi olduðunu kim söyledi, uyumak iyi olduðunu mu gösteriyor?"
"Alim hoca öyle diyor."
"Ne diyor?"
"Uyurken þarj olduðumu söylüyor."
"Þarjýn Kimya yazýlýsýnda bitmesin."
"Yok hocam Kimya sýnavýna tam þarj geleceðim."
"Hadi bakalým."
"Ve ikinci yüz Kimya'dan olacak."
"Yüzsüzleþme."
"Þu an zaten tek yüzüm var, sayenizde iki yüzlü olacaðým."
"Yüz vereceðimi kim söyledi?"
"Ben sadece eminim."
Sinan geldi. Yanýmýza oturmaya yeltendi. Serpil hoca kovaladý. O da bozmadan, oturmaya kalkýþtýðý sandalyeyi alýp gitti. Serpil hoca sinirlenmeye mi baþladý? Sohbeti býrakmanýn vaktiydi. Kimse böyle iyi bir hoca ile yüz göz olmak istemezdi.
"Sýnavdan sonra seni bir sözlü bekliyor olacak."
"Peki hocam o günü iple çekeceðim. Ýyi günler hocam ben gideyim."
"Tamam git bakalým."
"Bana dua edin hocam, bir iki güne disipline edecekler beni ve ben uykumun elinden alýnmasýný istemiyorum."
Gülümsedi... Kantin kimyasý böyle idi iþte. Eðer konuþtuðun hoca Serpil hoca gibi iyi bir hoca ise, kantinde daha bir iyimser oluyordu. Bunu kötüye kullanmakta bize düþüyordu.
...

OYUN SAHASI
Aslýnda bu odaya geleceðimi hiç mi hiç hayal etmiyordum. Oldu madem bir kere, paçayý kurtarmanýn yollarýný bulmalýydým. Ýþin güzel tarafý ardýmda koca bir 9-L sýnýfý vardý. Ýþte bu güzel bir þeydi. Gerçekten süper güç veriyordu arkadaþlarým. Odada tek baþýma oturuyordum. Odada tek baþýna, evet iþte bu! Ben tam bir dahiyim. Benim filmimi yapsýnlar, adýný da "Odada tek baþýna" koysunlar...
Ýlk Fahir hoca geldi, tarih hocasý. Yaþlý kurnaz, sen neden hala öðretmensin ya! Kapýyý kapattý bir saniye geçmeden Þeyma hoca geldi. Coðrafya hocasý, üst sýnýflara bakýyor. Fahir'in karýsý. Nasýl biri olduðu hakkýnda en ufak bir fikrim yoktu. Sonrasýnda iki müdür yardýmcýsý geldi. Musa hoca, Gani hoca... Musa hoca genç bir müdür yardýmcýsý. Otuzlu yaþlarýnda olmasý gerek. Beden öðretmenliðinden geçme imiþ. Gani gözlüklü biri. Lise birlere bakýyor, yani bize. Onur hoca geldi. Lise sonlarýn þahane Matematikçisi... Sonrasýnda Damla hoca geldi. Bir kere dersimize girmiþti, okulun ilk açýldýðý zamanlarda. Ama ben onun derse girdiði gün haricinde Biyoloji' den gram zevk almamýþtým. Gerçekten etkileþimli bir ders anlatýmý vardý. En son müdür girdi odaya. Nam-ý Deðersiz Deðerli!

Herkes oturuyordu ben ayakta idim, kaç saat nasihat dinleyeceðimi merak etmeye baþlamýþtým. Bizim deðerli baþladý okul markalý gömleklerin 1. kalitedeki sýnýfýný pazarlamaya. Evet bu pazarlamacýlarýn hepsi böyle satýcý olur ve hepsi kilo ile yalan söyler. Oradan konuþuyordu Deðerli ve saf benim onu dinlediðimi sanýyordu! Ben onu mu dinliyordum, yoksa açýk pencereden içeri süzülen müziði mi? Dýþarýda kim bilir hangi arabanýn hoparlöründen çýkýyordu Manga'nýn konseri...
"Bir kadýn çizeceksin,
Onun gibi býrakýp gitmeyecek.
Saklayýp gömeceksin,
Kimseler sevemeyecek..."

Birden aklýma ne geldi. Þimdi bu disiplin kurulu fedaileri benim yolumu çizmeye mi çalýþýyorlardý? Hayýr bence yanlýþ düþünüyorlardý. Çünkü ben onlarýn çýktýðýmý sandýklarý yolun bir üstünde idim, paralel evren, paralel yol. Ben Marslý Baran burada deðilim aslýnda. Ve bu saflar benim yolumu asla çizemezler. Ama saklayýp gömmelerine izin verebilirim. Sonra benim baþarýlarýmla övünmelerine de... Deðerli' nin nutku bittiðinde kimse aðzýný açmadan direk konuþtum.

"Ya hocam açýk olalým, þimdi bana saatlerce nasihat vermenize gerek yok." dedim. Musa hoca atýldý, çok sert deðildi belki ama uyarýyordu iþte.
"Bahattin!"
"Hocam lütfen izin verin, þimdi sizin kafanýzdaki düþünceleri açýklamakla devam etmeliyim. Sizler çalýþkan bir öðrenciyi kaybetmemek adýna þimdi biraz nasihat edeceksiniz sadece..." Orada kimin konuþtuðunu bilmiyorum ama biri dedi.
"Bizler senin iyiliðini düþünüyoruz."
"Ya deðil mi hocam geçin bu ayaklarý. Þimdi lütfen sözümü bitirmeme izin verin." Deðerli hala yenilmemiþ rolünde idi.
"Tamam, þimdi seni dinleyeceðiz sözlerinin sonuna kadar." Sanki senden bir þey istedik de, saf tabanca zaten bende! Evet, þimdi el bendeydi, koz da... Doðru kartlarý atarsam oyun benim olacaktý. Siz oyun oynarsanýz, bende oynarým. Ayrýca bu kumar benim olacak!
"Ve benim o nasihatleri dinlemeye hiç mi hiç halim yok. Ayrýca ihtiyacým da yok. Tamam, bu gün buraya geldim. Özür borcum varsa ödensin. Özür dilerim, bir daha olmayacak. Ama sizlere þunu söyleyeyim. Ben bundan sonra hiç bir öðretmenime böyle þeyler yapmayacaðým diyemem. Yýlana dokunmazsanýz saldýrmaz. Burada av, avcý oyunu oynamaya ne gerek var. Bu gün bu odada neden yok Samet! Neden beni kötülemeye gelmedi? Çünkü o da biliyor tek sorun ben deðilim! Asýl sorunu baþlatan oydu..."
Biraz soluklanmak için durdum. Odada kýsa bir sessizlik oldu. Sonra devam ettim. Dudaklarýmda pis gülümseme ile...
"Ya hocam bir þey soracaðým; siz hiç müzik dinlerken kopya çektiniz mi?" Deðerli hariç herkes ufak gülümsemelerle cevap verdi. Deðerli bön bön bakýyordu. Kumarý kazandým!
"Þimdi beni býrakýn, bende bir daha bu odaya selam vermeyeyim."
"Söz mü?"
"Söz aðýzdan çýkar, oysa para cepten. Bende zengin bir baba yada anne yok ama iyi dersler var."
"Bir dakika sen ne demek istedin?"
"Ben gidiyorum hocam, eðer bir cezam varsa iletirsiniz. Ayrýca ben Samet'e ters bir þey söylemedim. 9-L sýnýfý þahittir."
"Hey....."
Saf Deðerli! Sen daha beni tanýmadýn. Neyse þu ilk yazýlýlar bir bitsin sen odana beni farklý sebeplerle çaðýracaksýn. Görebiliyorum! Yoksa ben kahin miyim...
BN CN
20/08/2010



LÝSE YILLARI 4 ON ÝKÝ DAKÝKA
Deli Baran Kimya sýnavýnda ve rekor peþinde. En kýsa sürede yüz almanýn peþinde. On iki dakikada kaðýdýný dolduruyor. Sýnýftan çýkýyor. Dersin kalanýný kantinde geçiriyor. Teneffüsten sonra sýnýfa dönerken, iki kýz geçiyor yanýndan. Kýzlardan birinin aðzýndan;
“Bak iþte bu çocuk Kimya’dan yüz almýþ” Konuþan kýz kendini iþaret etmiþti, Baran etrafýna bakmayacak kadar parmaðýn ucunda kalmýþtý…
MARSLI

NOT
Seri komedi serisi idi. Bu bölümde komediden uzak kaldým. Sebebi ise o müzik hocasýna gerçekten nefret duymam. Bu bölümü olabildiðine serinin komikliðine uydurmak istedim. Olduysa ne güzel, olmadýysa af buyrun. Dördüncü bölüm olabildiðine komedi olacak. Hepinize saygýlarýmý sunarým. Son olarak sizlere de sorayým: "Siz hiç müzik dinlerken kopya çektiniz mi?"
BN CN

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: LÝSE
Gönderen: sevgierol / , Türkiye
27 Aralýk 2010
LÝSE MACERALARI UNUTULMAZ ÝLK GENÇLIK YILLARINA DENK GELÝR.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gülmece (mizah) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Lise Yýllarý 2 Kopya Makinesi
Lise Yýllarý 1 Uyku Tulumu

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Undergraund Ýstanbul
Antalya'da Atlantis 1 Uyanýþ
Atlantis 2 Baþlangýç
Ýki Ruh'un Güncesi - Ýlk Sayfa
Yaþam Þehrinin Bir Sokaðý
Xasi P. N. O 1 N. U. B

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Düþme [Þiir]
Deli Saçmasý [Þiir]
Yok_sun [Þiir]
Aþk mý Bu Þimdi? [Þiir]
Cani - Sin [Þiir]
Ecel Aný [Þiir]
Ýsyan Çýðlýðý [Þiir]
Aþkýn Kitabý [Þiir]
Elzem Ýlaç Sen [Þiir]
Aþk Köþe Bucak Sýkýþmýþ [Þiir]


Bahattin Ceyhan kimdir?

Doðduðu günden beri çevresinde fark edilen bir tipti Marslý. Lise yýllarýnda takýldý lakabý ona. Edebiyata ortaokul yýllarýnda kompozisyonlar yazarak baþladý. Sonra þiir geldi. Ve bir gün Metal Fýrtýna diye bir kitap çýktý ortaya. Çýktýðý hafta okumuþtu. Orkun Uçar'ý tanýmýþ oldu bu kitapla. Sonra Xasiork'u tanýdý. Xasiork sayesinde öyküler yazmaya baþladý. Roman yazýyor, kimbilir belki bir iki yýla ünlü bir yazar olup çýkar!

Etkilendiði Yazarlar:
Orkun Uçar


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahattin Ceyhan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.