Kelime anlamý barýþ olan Ýslam, tüm insanlarý barýþa ve esenliðe davet eder. Ýman edenler de Allah’ýn buyruðu olan iyiliði emretme, kötülükten sakýndýrma sorumluluðunu gereði gibi yerine getirdiklerinde, gerçek Ýslam’ý bilmeyen ve tanýmayan pek çok insan Kur’an ahlakýna yönelecek ve Allah’ýn hoþnut olduðu bir yaþam baþlayacaktýr.


Tüm insanlarý yoktan var eden Yüce Allah, onlarýn en rahat edecekleri, refah, huzur, güven duygusu ve mutluluk içinde yaþayacaklarý sistemi de yaratmýþtýr.


Suçsuz bir insaný öldürmenin tüm insanlýðý öldürmek gibi olduðunu bildiren, en yakýnlarýnýn hatta kendisinin zararýna olacak da olsa adaleti emreden, kendi ihtiyacý da olsa ihtiyacý olana vermeyi tavsiye eden bir din, çok açýktýr ki insan iliþkilerinde kýstas alýndýðýnda huzur dolu bir toplum ve dünya oluþacaktýr.


Ýþte bu gerçekleþtiðinde, Yaratýcýyý ve benzersiz yaratmasýný inkar amacýyla savunulan Materyalist ve Darwinist, tüm din dýþý felsefi sistemlerden kaynaklanan dejenerasyon, yerini tüm inanan insanlarýn asýrlardýr özlemini duyduklarý huzur dolu bir dünyaya- Allah’ýn dilemesiyle- býrakacaktýr… Yüce Allah yeryüzündeki nurunu muhakkak tamamlayacaðýný ayetlerde tüm insanlýða þöyle müjdeler:

"Aðýzlarýyla Allah’ýn nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan baþkasýný istemiyor. Müþrikler istemese de O, dini (Ýslam’ý) bütün dinlere üstün kýlmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur." (Tevbe Suresi, 32-33)

"Ben ne yapabilirim ki, elimden ne gelir" dememeliyiz. Kur’an ahlakýnýn tüm dünyayý sarmasý için samimi dua edebiliriz...