Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
Acımasızlığın gölgesinde, yokluğuna küfret-tiren bir sancının kasıklarına saplanan umutsuzluk. Sorular sualini yitirdiği anlarda, bir cam kenarında yok olan sevginin bittiği noktadır aşk. Bekledikçe daralan kalp aralıklarında bir kadın çığlığı. Adamsızlığın anatomisini bir kalemde, bir kelamda yıkıp giden duyguların, asaletsiz tutumuyla kırılan noktalar. “Yarı sarhoş bedenimde gafil bir seyirdir gece seccademde nem kokusu fikirlerim sakıncalı yüz tutmuyor sevdamın saçları dağınık bir kaç gün önceden kalma can damlıyor pencereme sağnak yağmurlar başlamış can kırıklarım düştükçe ıslanıyor acıya dönük gözlerim” AYSUN GÜL Yüzündeki çizgilerin her karışında gezinen parmakların, edepsiz dokunuşlarını lanetlercesine olmak ve olamamak arasında kalan aralıksız düş kırıkları sarıyor, kalp çıkmazlarını. Besmelesiz tutunuşların sığınağında, sebepsiz bir yaşam. Seccadelere damlayan günahın gözyaşlarındaki, bin tövbe ziyan içinde. Affına malum sözcüklerin yığıntısı durmuyor yakarışlar. Hasta bedenlerin irkilişlerini sana salıyorum, yüzünde kararan gece karası buhranların arka sokaklarında. "Sevda can çekiyor, gözlerinde vicdansız bir amalık haya bilmeyen ellerine, kelepçeler takıldı. Esaret özgürlüğün dostluğunda, kalbinin sokak aralarında. İniltilerini yollar bağladı, bezgin bir ifade seni bıraktığım toprak yolda. Ayaklarında pişmanlık nasırlaştı yürüdükçe arkasına bakmayan ben değildim inadımdı içimde ter tutan. taşların hezimetidir deyip, sıcağa bağladık rüzgarın alıp götürdüklerini.." AYSUN GÜL Bir hikayedir, hayat ve hayata vurulan bir adanıştır rollerimiz. Bazen figüran, bazen başrol, bazen de öylesine rol arayan bir benlik. Yanık bir türkünün sözlerine yazılan ve söylenmeyi bekleyen, anonim bir ezgidir, duygular. Benliğin karanlığı aralayan aralıksız vurgunları-dır, yetti be demeyi isteyen, utanç duvarlarının bir yıkılacağını ümit edip gerçekleşen hayallerinin karşısında ezilen ve kendin kaybeden. Bir devlet düşlüyorum duygusal yasaları kırıp geçiren, saçma sapan hayallere zincirler vuran, esareti özgürlüğe kırdıran savaşı barışın içinde savaştıran. Sözlerin gözlere ferman yazdırdığı bir çizgide yemin bozduran. İflas ettiği yerden tekrarlayan hayatındaki anlamsızlıkları. Git demeye gücü yetmeden, gelgitleri bir tetikte katleden. “Sitemlediğim yol bakışlarına ahu zardayım senin yüzünden. Arkada bıraktığım bir öykünün sayfalarında bıraktığım sensizliğin daralışlarında nefes alamıyorum. Git artık içimden hayatımdan çık demek memleketi olmayan yürek devletimde ki yerini terk ediyorum artık. Yeniden asılıyorum hayata .”Kelimelerden ibaret işte hayat kimin söylediği kimin hissettiği belli olmayan duyguların cümleye aktarılışı. Yeminlerin yerin dibine girdiği bir cehennem, yalancı ve uykusuz ve şikayetçi.. “ALANI YOKTUR KALBIN, ZAMANIN VE MEKANIN AKIL GİRDABINDA DOLAMBACLI SURECE CARPAR VE KAYBEDER KENDINI, RIYA KUYUSUNDAN KURTULMAK ICIN BEKLER VE DEBELENIR KARA GÖZLU MELEK GELENE KADAR..” A.GÜL SELAM VE DUA İLE
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aysun GÜL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |