Yanlýþ sayýsýz þekillere girebilir, doðru ise yalnýz bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Herkes seyrettiði filmin herhangi bir sahnesini kaçýracaðý korkusuyla, gözünü kýrpmaksýzýn önünde durduðu pencereye yapýþmýþ durumda. Oysa pek çoðumuzun penceresinden görünen, kendi algýlarýmýzýn yön verdiði ve pencerenin kýsýtladýðý bakýþ açýlarýyla sýnýrlý, daracýk bir sahne. Kimi halklarýn uyanýþýný seyrediyor penceresinden, kimi miyadý dolmuþ kapitalizmin doðal çöküþünü, kimi cihadýn baþlangýcýný, kimi yerel aktörlerin iktidar çalýmlarýný, kimi emperyalizmin alýþýlageldik dünyayý çekip çevirme manevralarýný… Hayýr, bu çok daha büyük bir senaryonun neredeyse kiþiye özel versiyonlarýnýn online/eþanlý oynandýðý, çaðrýþýmlarý önceden verili, seyirci katýlýmlý bir doðaçlamasý. Fazla kafa karýþtýrýcý, komplo teorisyenliðini bile aþar nitelikte bir sunum verdiðimin farkýndayým. Ancak parçalarý birleþtirdiðimde bundan daha azýný görmüyor hatta henüz senaryonun bana göründüðü kýsmýyla, gerçeði tam olarak dillendirmemde çokça eksikli kaldýðýný düþünüyorum. Baþlayalý uzun zaman oldu. Geleneði iþaret edemeyeceðim bir tarihten gelen, algýlarýmýzýn sýnýrlarýyla kavrayabileceðimiz kadarýyla, ‘’gerçeklik’’ zeminimize uygun teorisi, dünya savaþlarýnýn hemen sonrasýnda þekillenen, hemen her beynin içine senaryoya uygun platolarýn kurulduðu, devasa gibi görünmesine karþýlýk, birey ölçekli olmasýndan dolayý kolay ilerleyen, neredeyse neslimizin büyümesiyle atbaþý ilerleyen bir kurgu bu. Öylesine aktifiz ki bu senaryoda, hem sahnenin kendisi, hem en önemli oyuncusu, hem seyircisiyiz ayný oyunun. Bu senaryonun þu an bize komplo teorisi gibi görünmesinin sebebi, birileri tarafýndan gerçekleþtirilmesi imkansýz derecede komplike bir senaryo olmasýdýr. Ne kadar güçlü ve örgütlü olursa olsun, hiçbir insan grubunun tüm dünyayý önceden planlandýðý þekilde biçimlendirmesi mümkün deðil, bundan hiç kimsenin kuþkusu olamaz. Ama yine de bu, senaryoyu an be an oynayarak gerçekleþtiriyor olduðumuz gerçeðini deðiþtirmiyor. Çünkü bu senaryonun sahibi bir insan ya da insanlar kümesi deðil, adý çaðlara göre deðiþen ‘’sistem’’in kendisi. Sistem, ihtiyacý olan efendileri ve köleleri kendi üreterek, çaðdan çaða aktardýðý kurallarýyla yaþýyor. O, kök kurallarý deðiþmeyen bir tür ‘’hayat’’ biçimi. Kök kurallar her yeni çaðýn efendilerini ayný kurallar doðrultusunda -çaða uygun araçlarla- sistemi sürdürmesi için gerekli kaynakla donatýp adeta kodluyor. Sistemin efendileri sadece yaþadýklarý çaðýn efendiliðini deðil, sonraki çaðýn þeklini belirleyenleri olarak iþlev görüyor. Her çað bir sonraki çaða gebe olarak doðuyor. Algýlarýmýz, yaþadýðýmýz çaðýn, çevreninin, kültürün, dilin ve bedenlerimizin donanýmlarýyla kuþatýlmýþken yapabileceklerimiz sýnýrlýdýr. Sýnýr, algýlarýmýzýn ötesinde hiçbir þeyin varolmamasý ‘’bilgisi’’dir. Bu bilgi ýþýðýnda ulaþtýðýmýz her yeni bilgi, algýlarýmýzýn sýnýrlarýný geniþletici deðil, tersine, bu sýnýrlarý daha da keskinleþtirici, sabitleyicidir. Bu konu ilerleyen anlatýmlarda ayrýntýlandýrýlmak üzere býrakýlarak, acil soruya bir ön cevap niteliðinde þunlarý söyleyebilirim. Senaryonun baþkahramanlarý olarak rollerimizi oynarken, kendimize yüklediðimiz yeni bir rolün gereklerini de yerine getirmek durumundayýz. Öncelikle kendimizin olmak üzere, kitlelerin, sistemin iþleyiþ kurallarýnýn ayýrtýna varmasýný saðlamak; henüz doðum sancýlarý sürer ve bir sonraki çaðýn gebelik süreci oluþurken, çaðýn deneyimleriyle elde ettiðimiz farkýndalýðýn bundan sonraki çaðýn kitlelerine eksiksiz aktarýlmasý için DNA’larýmýzý koruma kalkanlarýyla çevrelemek zorundayýz. Zira kök kurallarýn farkýndalýðýnýn, yapýcý kurallarla desteklenerek bir çaðdan diðerine aktarýlmasýný saðlamanýn ilk þartý, kök kurallarýn farkýndalýðýný korumaktýr. Sistemin, yaþanmakta olan çaðýn kök kurallarca önceden oluþturulmuþ zemininde, devrimlerle deðiþimini beklemek bir çeþit hayal kurmaktýr. Çaðýn içinde yaþanan her devrim, ancak o çaðýn kurallarýnca belirlenmiþ bir hareket alanýnda ayný kurallara tabi bir hayal kurmaktýr ayný zamanda; hayallerin bile sistemin parçasý olmaktan kurtulamamasýdýr. Bu, ayný araçlarla baþka bir amaca ulaþýlamazlýðýn doðal sonucudur; çünkü her araç bir amaca aittir. Çaða ait senaryonun, kahramanlarýný en yanýltýcý yaný, sanki bir savaþtaymýþýz da kazanma ihtimalimiz varmýþ gibi görünmesidir. Bu saik, korumayý deðil, korunmayý, can havliyle nefs-i müdafaayý, saldýrmayý koþullandýrýr ‘ben’lerimize. En aðýr kayýplarýn verilmesine yani eldeki bütün verilerin kaybedilmesine sebep olan da budur. Gerçek savaþtýr önerilen. Ne ayakta ne hayatta kalmak, ne kurulan yeni çaðda söz sahibi olmaktýr, kazanmak; sistemin kök kurallarýný görüp-bilmekle kazanýlmýþ farkýndalýðýn DNA’larla taþýnabilmesi, yeniden anlamaya ihtiyaç duyulmamasýdýr. Bu yeniden yeniden doðma gerekliliðini ortadan kaldýrabilecek tek yoldur. (Devam edecek) Nilüfer Aydur
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nilüfer Aydur, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |