Bilim şaşkınlıkla başlar. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Darbeler hangi amaçla yapılmış ya da yaptırılmıştır. Gerçekten vatan ve millet aşkı ile tutuşan kişiler mi darbe yapmıştır yoksa olayları ve gelişmeleri yönlendirmek isteyen birileri mi darbe yaptırmıştır. Bilgi kirliliği ve propaganda sayesinde, 60 darbesinin rövanşı olarak 12 Mart 1971 sürecinin yaşandığı gibi bir hava oluşturulmaya çalışılır. Adnan Menderes ve bakanlarını sözde yargılayıp astıranlar, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını sözde yargılatıp astırmıştır. Mahir Çayan da yargılanmadan infaz edilmiştir. Sağcı-solcu kandırması ile, kardeşleri dövüştüren zihniyet, Amerika ve Avrupa’nın karşısında çıkarılacak en küçük sesi bile susturmuştur. Sağ-sol şamatasını, alevi-sünni çatışması oyununu , bilgisayar oyunu gibi pazarlamışlardır. Bir dönem etkili de olmuştur. Bugün, bu yazıyı yazdığım 2009 tarihi itibarı ile, sağ-sol, sizin gazete-bizim yazar kandırmacasının derin izleri devam etmektedir. Oyle görünüyor ki, daha uzun yıllar sürecek... Sen mi ülkeni daha çok seviyorsun ben mi... Aşk olsun yani... 1924 Anayasa’sının sessizce değişen maddesi, aslında ulusal birliği göstermiyor mu.... , (1924 Anayasası) Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Lâik ve Devrimcidir. Beyinler öyle yıkanmıştır ki, milliyetçilik ile devrimciliğin , halkçılığın, devletçiliğin birlikte düşünülemeyeceği gibi ithal bir düşünce beyinlere kazınmıştır. 12 Eylül döneminde, devrimcilik sözcüğü adeta yasaklanmıştır. Samsun Devrim Lisesi de bundan payını almıştır. Devrim tarihi adı, inkılap tarihi olarak değiştirilmiştir. Fakültede dahi aynı melodi dinlendi.... Bilimden nasibimizi aldık böylece... Önceki dönemde ailelerin tercihine bırakılan din dersi, 1982 anayasası ile zorunlu hale getirilmiştir. İlk etapta, din kültürü ve ahlak adı ile, birilerini uyutarak getirilen, yumuşak görünümlü hükümler, zorunlu din dersi adı altında gerçek kimliğine kavuşmuştur. Rabıtanın gündemde olduğu dönemde, üniversitede, Türk Dili adı altında, siyaset kokan, bilimsellikten nasibini almamış kitaplar pazarlandı. Bir arkadaşımız bu dersten sınıfta kaldı ki, o arkadaşın okutman olarak ortalıkta gezen kişiden daha iyi Türkçe bildiğinde bir kuşkum yok. En basit ölçek üniversite giriş sınavıdır. O okutman niye hukuğa giremedi... Dil aşkından mı... Ergenekon senaryosu, Mutasyon Geçirmiş Evrimleşmiş Bir darbe mi,... Hedefte olanlara bakınız... Sağ sol, alevi sünni benzeri garip bir bölünmeye neden oluyor yurttaşlar arasında. Hukuk bilgimizi tepetaklak etmeye çalışan garip bir tutuklama, sorgulama, yargılama süreci var. Hukuk mantığı ile düşünmeyen, düz mantık... suçu yoksa beraat eder... mantığı ile, terör estiriliyor. Yargıtay telefonları, yargıç telefonları, savcı telefonları dinleniyor... vatandaş dinleniyor. Haberleşme hürriyeti güme gitti... mahkeme kararı ile imiş... iyi de mahkemenin başka işi yok mu... Siyasiler savcıların (güncel adıyla Ergenekon savcılarının) tutumunu, bağımsız yargı diye tanımlamaya çalışıyor. Savcılık ile mahkemeler karıştırılıyormuş gibi yapılıyor. Savcılık bir idari birimdir ve idarenin talimatı ile ceza davası açar. Bu noktanın bağımsız yargı ile ilgisi düşünülemez. Açılan ceza davasına bakan yargıç açısından bağımsızlık ileri sürülebilir. Yargıçlarımız da idarenin baskısı altındadır. Özgürlükler Ülkesi Görünmeye Çalışanlar Tarih 2009... Fansa’da, Ermeni Soykırımı Yok demek suç... İsviçre’de, Ermeni Soykırımı yok demek suç... Başkası var mı.... (bilmiyorum.) Sürüsüne bereket… olmaz mı.. Türkiyenin yerini bilmeyip, adını söyleyemeyen bir ısım ülkeler var… ABD her yıl, soykırımı kabul ederim haa... diye başlayarak dilek ve temennilerini sunar. Pek çok meclis, bu yönde karar alır. Domuz gribi konusunda, grip ve sair salgın hastalık konusunda, kanser ve yer çekimi kanunu konularında da karar alsanıza... Hastalığı yasak edin de görelim. Bu kahramanca çalışmalar, özgürlükler ülkelerinde yapılır. Terör amaçlı kullanılan mayınlar, roketatarlar, silahlar... malum ülkelerin imalatı. İşkence aletleri de öyle... Hangi özgürlük demiştiniz...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Odabaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |