Gönülden iman eden insanlar, dünyada da ahirette de diðer insanlardan ruh güzellikleri ile ayrýlýrlar. Her insan içten isteyerek, samimi çaba göstererek, Kendi rýzasý için yapýlan iyi iþlere daha güzeliyle karþýlýk veren Allah’ýn beðendiði güzel ahlak özelliklerine sahip olabilir. Allah’tan korkan, O’na itaat içinde olan, O’nun sýnýrlarý içinde yaþayan, nefsinin bencil tutkularýndan korunan ve ruh güzelliðine kavuþan insanlara Kur’an’da en büyük güzellikler müjdelenir.

“…Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imaný yazmýþ ve onlarý Kendinden bir ruh ile desteklemiþtir. Onlarý, altlarýndan ýrmaklar akan cennetlere sokacaktýr; orada süresiz olarak kalacaklardýr. Allah, onlardan razý olmuþ, onlar da O’ndan razý olmuþlardýr. Ýþte onlar, Allah’ýn fýrkasýdýr. Dikkat edin; þüphesiz Allah’ýn fýrkasý olanlar, felah (umutlarýný gerçekleþtirip kurtuluþ) bulanlarýn ta kendileridir.” (Mücadele Suresi, 22)

Nefsini deðil ruhunu besler mümin. Ruhu derinleþtikçe güzelliklerden ve nimetlerden daha fazla haz alýr, Allah’ýn gücünü ve sanatýný gereði gibi takdir eder. Yüzeysel insan, Allah’ýn lütfettiði nimetleri ve güzellikleri göremez. Cennetteki kusursuz güzelliklerden zevk alabilmek için öncelikle dünya hayatýnda güzel ahlâka sahip olmak, ruhu beslemek, derinleþtirmek ve ruh zenginliði kazanmak gereklidir.

Nefsimizin kapýlarýný kilitleyip, vicdanýmýzý tam kapasite kullandýðýmýz sürece, Allah’ýn güzel sýfatlarýnýn tecellilerini üzerimizde taþýyabiliriz. Allah’a Onun sýfatlarýnýn üzerimizde tecelli etmesi için dua edelim, O verir. Yeter ki içten yalvararak isteyelim. Sonsuz güzellikleri sanatýnýn içinde yaratan Allah’a ne kadar yakýnlaþýr, ne kadar teslim olursak, O’nun üstün ahlâkýyla ahlâklanmayý ve mükemmel ruh güzelliðine ulaþarak, "yaratýlmýþlarýn en hayýrlýsý" (Beyyine Suresi, 7) olmayý umabiliriz.