Cep telefonunuza bir mesaj gelse. O an iþiniz de olsa merak eder, mesajý okursunuz...

Gelen mesaj anlamadýðýnýz bir dilde ise?.. Bir þekilde kendi dilinize tercüme eder, sonuçta mutlaka okursunuz...

Mesaj, bir arkadaþýnýz, bir yakýnýnýz ya da bir dostunuzdan geliyorsa, cevaplarsýnýz.

Allah, mesajý olan Kur’an’da, Kamer Suresi’nde ve diðer Kur’an ayetlerinde defalarca, "öðüt alýp-düþünen var mý?" diye soruyor. Kuþkusuz siz de bu sorunun muhatabýsýnýz...

"Allah’ýn benden ne istediðini biliyorum zaten, okumama gerek yok" gibi bir bahaneyle Kur’an’ý okumaktan kaçýnanlara sormak gerekir. "Okumaya gerek yoksa, Allah neden 6000 den fazla ayet içeren bir kitap yolladý kullarý için?” Peygamberimiz (sav), Ýslam ve imanýn gereði olarak bilinen namaz, oruç gibi belirli hükümleri kavmine iletirdi; Kur’an’a ise gerek kalmazdý.

O halde belirli buyruklarý farz kabul edip, Kur’an’ýn diðer buyruklarýný göz ardý etmenin büyük bir yanýlgý olduðu açýk. Kur’an’dan yararlanabilmek ve doðru yolu bulabilmek için, gereði gibi okunmasý gerekir. “Kendilerine verdiðimiz Kitabý gereði gibi okuyanlar, iþte ona iman edenler bunlardýr…” (Bakara Suresi, 121) buyurur Allah. Samimi inananlar, yaþam rehberi olan mesajý –gereði gibi- okur, ayetlerini iyiden iyiye düþünür (Sad Suresi, 29) ve yaþamlarýný ona uygun olarak düzenlerler.

Kur’an oldukça sade ve anlaþýlýr bir kitap. Allah birçok ayetle onu açýklanmýþ olarak indirdiðini haber verir. Kur’an’ýn bir adý da apaçýk, anlaþýlýr anlamýndaki Mübîn. Allah Kur’an’ýn Mübîn olduðunu buyururken "Kur’an anlaþýlamaz" diyen kimseler, Kur’an’ýn hayata sunduðu güzelliklerden yoksun kalýrlar. Bu durum, Kuran’da Peygamberimizin, "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kuran’ý terk edilmiþ (bir kitap) olarak býraktý" (Furkan Suresi, 30) sözleriyle ifade edilir.

Kur’an doðruyu yanlýþtan ayýrmamýz için indirilmiþtir ve yaþamýmýza dair her konu onda vardýr. Allah, "her örnekten çeþitli açýklamalarda" (Kehf Suresi, 54) bulunduðunu ve onda hiçbir eksik olmadýðýný buyurur. Allah bizleri Kur’an’dan sorgulayacaðýný, ondan sorumlu olduðumuzu buyururken, gönderdiði yaþam rehberini, sorgulanacaðýmýz kitabý anlaþýlmasý zor olarak gönderir mi?

Kur’an’da yapýlan etkili, çarpýcý, þuur açýcý benzetme ve tasvirlerin tümü, konuyu en anlaþýlýr þekilde örneklendirir. Bu zengin anlatým, insanlarýn derin düþünmesi, öðüt almasý için.

Kur’an ayetlerinin çoðunluðu muhkem; saðlam kesin ayetler. Kitabýn ’anasý’, temeli olan söz konusu ayetler açýk ve anlaþýlýr. Muhkem ayetler dýþýndaki ayetler müteþabih. Müteþabih ayetler, çeþitli benzetmeli anlatýmlar içerirler.

Kur’an’da, müteþabih ayetlerin yorumunu ancak Allah’ýn bildiði belirtilir; anlamlarý Allah Katýndadýr. Ancak derin ilim ve iman sahipleri, ilmini kavrayamadýklarý müteþabih ayetlerin tümüne inanýrlar. Ýçleri titreyerek Rabb’lerinden korkan insanlar, fitne çýkarma amacýndaki kiþiler gibi ayetlere olmadýk yorumlar getirmekten sakýnýrlar. Ayrýca Müslümanlar, ayetleri kendi kiþisel düþüncelerine göre yorumlayarak Kur’an’dan hüküm çýkarmaktan þiddetle kaçýnýrlar.

Yüce Allah Kur’an hakkýnda, "Alemlerin Rabbinden bir indirilmedir. Eðer o, Bize karþý bazý sözleri uydurup-söylemiþ olsaydý. Muhakkak onun sað-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alýverirdik. Sonra onun can damarýný elbette keserdik." (Hakka Suresi, 43, 44, 45, 46) buyurur. Ve Resulullah(sav) aracýlýðýyla bize iletilenlere ilave yapýlamayacaðýný haber vererek uyarýr.

Kur’an bütün insanlýk için bir çaðrý ancak yalnýzca samimiyetle okuyanlar onu anlayabilirler. Kur’an samimi, önyargýsýz ve vicdanlý insanlar için - Ýslam’la henüz tanýþmamýþ bile olsa- sýrlarýný açar ve yalnýzca onlarýn yaþam rehberi olur.

Allah’tan mesaj, kesin kanýt olan ve hidayete ulaþtýran Kur’an, insana önündeki iki yoldan hangisini seçeceðini iþaret eder. O yolda, Allah’ýn doðrularýyla yaþamak için, Kur’an’ýn ýþýðýndan yararlanýr insan. Þiddetli ýþýk gözleri kör eder ancak Kur’an’ýn güçlü ilahi ýþýðý, göremeyen gözleri açar. Kalpler imanla, ruhlar Kur’an ahlakýyla nurlanýr…

Allah, müteþabih (benzeþmeli), ikiþerli bir Kitap olarak sözün en güzelini indirdi. Rablerine karþý içleri titreyerek-korkanlarýn O’ndan derileri ürperir. Sonra onlarýn derileri ve kalpleri Allah’ýn zikrine (karþý) yumuþar-yatýþýr. Ýþte bu, Allah’ýn yol göstermesidir, onunla dilediðini hidayete erdirir. Allah, kimi saptýrýrsa, artýk onun için de bir yol gösterici yoktur. (Zümer Suresi, 23) buyrulur Kur’an’da. O, sözün en güzelidir ve inananlarýn derilerini ürpertir, kalplerini yatýþtýrýr.

Allah ayrýca, "Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anýldýðý zaman yürekleri ürperir. O’nun ayetleri okunduðunda imanlarýný arttýrýr ve yalnýzca Rablerine tevekkül ederler. (Enfal Suresi, 2) ayetiyle Kur’an’la imanlarý artan müminleri tarif eder.

Bizim ayetlerimize, ancak kendilerine hatýrlatýldýðý zaman, hemen secdeye kapananlar, Rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayan (müstekbir olmayan)lar iman eder. (Secde Suresi, 15) ifadesiyle de ayetler hatýrlatýldýðýnda iman sahiplerinin secdeye kapandýklarýndan söz eder.

O halde derilerinin ürpermesi, kalplerinin Allah’ýn zikri ile yatýþmasý, ayetler okunduðunda imanýnýn artmasý ya da secdeye kapanmasý için, insanýn dinlediðini anlamasý gerekmez mi?

Kur’an, güzel bir sesten Arapça olarak dinlenildiðinde insana haz verir. Ancak anlamýný bilmeden yalnýzca Arapçasý okunarak bir sevap kazanma aracý olarak görülmemeli Kur’an. Acaba sevap, Kur’an’ý anlamadan okuyarak mý alýnýr, yoksa okuduðumuzu/anladýðýmýzý yaþamýmýza geçirip, Allah’ýn beðendiði ahlaka sahip olmaya çalýþarak mý?

Allah, ahirette Kur’an’dan sorgulanacaðýmýzý haber verir. Kuþkusuz Arapçasýný nasýl okuduðumuzdan deðil, Kur’an’ý O’nun istediði gibi okuyup okumadýðýmýz, ayetlerini düþünüp düþünmediðimiz ve dünya hayatýnda Kur’an’ý ne kadar yaþadýðýmýzla sorgulanacaðýz.

Tek doðru Kur’an’dýr. Bizleri Allah’ýn dosdoðru yoluna yöneltmek için gönderilmiþtir. Okuyup anlamadýkça, düþünüp akletmedikçe ve uygulamadýkça sürekli tali yollara sapar, asla o doðru yolda yürüyemeyiz.


Yüce Allah bir Kur’an ayetinde, Tevrat’ý sürekli okuyup da içindeki derin anlamlarý düþünmeyenlerin düþtükleri durumu þöyle örnek verir:

Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu (içindeki derin anlamlarý, hikmet ve hükümleriyle gereði gibi) yüklenmemiþ olanlarýn durumu, koskoca kitap yükü taþýyan eþeðin durumu gibidir. Allah’ýn ayetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kötüdür. Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez. (Cuma Suresi, 5)

Kur’an’ý üzerimizde kitap yükü olarak taþýmayalým. Samimiyetle okuyalým. Kuran, aklý ve kalbi açar, þifadýr; içerdiði derin sýrlarý kavramaya çalýþalým. Ýbn-i Arabi’nin deyimiyle anlayýþýmýzýn her okumada yenilenmesi için dua edelim. Allah sözün en güzelini indirdiðini bildirir. Sözün en güzeli Allah’ýn kitabýdýr, o Allah’ýn yol göstermesidir.