Sabah kalktýðýnýz ve banyoya gidip aynaya baktýðýnýzda, ölüm hali gibi bir uykudan sonra yeniden canlanan ve tüm yaþamsal faaliyetlerini sürdürmeye devam eden bedeninizi görürsünüz. Bedeniniz yaklaþýk 100 trilyon hücreden oluþan, içerisinde yüzlerce karmaþýk iþlem meydana gelen simetrik ve estetik yapýsýyla dünkünden farklý olmayan haliyle karþýnýzdadýr.

Bu yeni gün, Allah’a yönelmeniz ya da O’na olan yakýnlýðýnýzý artýrmanýz için verilmiþ yeni bir fýrsattýr. Belki de son bir fýrsattýr. Belki bugün dünyadaki son gününüzdür. Bu günü sýradan bir 24 saat olarak görmek yerine, Allah’ý hoþnut edebileceðiniz bir süre olarak deðerlendirmek ve zamaný lehinize olarak kullanmak daha akýllýca olmaz mý?..

O halde düþünelim... Etrafýmýzda gördüðümüz her þey ya da görmediðimiz halde varlýðýndan haberdar olduðumuz varlýklar ve sistemler; güneþ, dünyamýz, ay, galaksiler, yýldýzlar, gezegenler, daðlar, denizler, bulutlar, nehirler, insanlar, hayvanlar, bitkiler, mikrodünya… Tümü Allah’ýn eþsiz sanatýný ve gücünün sýnýrsýzlýðýný bizlere tanýtan delillerdir.

Allah’ýn hayranlýk uyandýrýcý varlýk delillerini baktýðýmýz her yerde görebiliriz. Mucizevî hassas ýsý algýlayýcýlarýna sahip bir sivrisinek dahi, insanýn, Rabb’imizin yüceliðini, gücünü ve kudretini kavrayarak, iman etmesine vesile olabilir. Tüm varlýklarý yaratan ve her an denetiminde tutan Allah’ýn, eþsiz ve benzersiz sanatýyla yarattýðý mucizevi tasarýmlarýný sergilemediði tek bir santimetrekare yoktur.

Kur’an’da Allah’ýn varlýðýnýn delili olan her þey “ayet” olarak tanýmlanýr. Allah, “Yeryüzünde kesin bir bilgiyle inanacak olanlar için ayetler (deliller) vardýr. Ve kendi nefislerinizde de. Yine de görmüyor musunuz?” (Zariyat Suresi, 20-21) buyruðuyla, kullarýnýn evrendeki ve kendi nefislerindeki ayetleri, mucize ve delilleri görmelerini ister.

Yüce Allah, “Kör olanla (basiretle) gören bir deðildir.” (Fatýr Suresi, 19) buyurarak iman eden insanlarýn görebilen, inkar edenlerin ise göremeyen kiþiler olduðunu bildirir. Bu nedenle pek çok ayetle insanlara görmelerini engelleyen gaflet perdelerini kaldýrmalarý ve düþünmeleri yönünde çaðrý yapýlýr. Ýnsan bu þekilde hepsinin ardýndaki Yaratýcýyý görebilir.

Evrendeki tüm olaylar, Rabb’imizin izniyle, O’nun bilgisinde ve kontrolünde gerçekleþir. Görebilen insanlar için Allah’ýn delilleri her yerdedir. Allah hiçbir þeyi boþuna yaratmaz:

“Þüphesiz göklerin ve yerin yaratýlýþýnda, gece ile gündüzün art arda geliþinde temiz akýl sahipleri için gerçekten ayetler (deliller) vardýr. Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ý zikrederler ve göklerin ve yerin yaratýlýþý konusunda düþünürler. (Ve derler ki:) “Rabbimiz sen bunu boþuna yaratmadýn. Sen pek yücesin, bizi ateþin azabýndan koru.” ( Al-i Ýmran Suresi, 190-191)

Korku, çaresizlik ve piþmanlýk yaþamamak için kýyamet günüyle karþýlaþmadan önce, her insan kendisini samimiyetle gözden geçirmeli. Kalbi, gözleri ve þuuru kapatan, insaný hayvandan da aþaðý bir canlý haline getiren gafletten korunmak için gönülden Allah’a yönelmeli, O’nu sýkça anmalý ve Kur’an’a tam tabi olmalý.

Kendini gafletten müstaðni (bu durumdan uzak) görmek büyük hata olur. Çünkü kendini uzak görmek, insanýn her an gaflete sürüklenebileceðini gösterir. Gaflet içinde kör olarak yaþamanýn ve yaþanan karanlýðýn gün geçtikçe artmasýnýn en önemli nedeni insanýn kendisini kusursuz zannetmesi ve durumundan hoþnut olmasýdýr. Ancak müstaðniyetten kaçýnýrsak, Kur’an’ýn ýþýðýnda durumumuzu görebilir, eksiklerimizi ve hatalarýmýzý düzeltebiliriz.

Rabb’inin kendisine bir nur verdiði kimsenin durumu, karanlýklarda kalýp oradan bir çýkýþ bulamayanýn durumu gibi midir? Görenle görmeyen hiç eþit olabilir mi? Ve karanlýklarla aydýnlýk?..

Kim bunda (dünyada) kör ise, O, ahirette de kördür ve yol bakýmýndan daha ’þaþkýn bir sapýktýr.’ (Ýsra Suresi, 72)