Sevgi en azgýn yüreði uysallaþtýrýr, en uysal yüreði azdýrýr. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Bizi yaratan, akýl ve beden bahþeden, yeryüzünü biz kullarý için elveriþli kýlan Yüce Allah’a acaba gereði kadar yakýn mýyýz? O’nu yalnýzca ihtiyaç duyduðumuzda mý anýyoruz. O’na yalnýzca zorluk zamanlarýnda mý dua ediyoruz? Dua ettiðimizde O’nun bize çok yakýn olduðunu, söylediðimiz hatta içimizden geçirdiðimiz her sözü iþittiðinin bilincinde miyiz? O’nun, yarattýðý her þeyi sarýp kuþattýðýný, yaþamýmýzdaki en büyük dost ve yardýmcýnýn Allah olduðunu ne kadar düþünüyoruz? "Çaðýrmak, seslenmek, yardým istemek" anlamlarýna gelen dua, ihtiyaç içindeki, güçsüz ve sonlu bir varlýk olan insanýn, hiçbir þeye ihtiyacý olmayan, sýnýrsýz ve sonsuz güce sahip Rabb’ine çaðrýda bulunmasý, yardým dilemesi ve tüm benliðiyle O’na yönelmesidir. Dua insanýn Rabb’i ile baðlantý kurma yolu. Önemi Kur’an’da, "Sizin duanýz olmasaydý Rabbim size deðer verir miydi?.. (Furkan Suresi, 77) ifadesiyle haber verilir. Ýnsan kulluðunun þuurunda olduðu sürece Allah Katýnda deðerlidir. Bu nedenle Allah’a gönülden yönelmek, yapýlan hatalar için O’na itirafta bulunmak ve yalnýzca O’ndan yardým dilemek gerekir. Bundan farklý bir davranýþ Allah’a karþý büyüklenmektir ki, bunun karþýlýðý -Allah’ýn dilemesiyle- sonsuz azaptýr. Samimi insan, Allah’a dua etmeye ve O’na yakýnlaþmaya sýnýr koymaz; çünkü dua kiþinin Rabb’i Katýndaki deðerini artýrýr. Dua, bazý kiþiler için yalnýzca zor zamanlarda; korku duyduklarý ya da tehlikelerle karþý karþýya kaldýklarýnda hatýrladýklarý bir ibadettir. Oysa dua yaþamýn ayrýlmaz bir parçasý olmalýdýr. Ýnsan Rabb’i karþýsýndaki aczinin bilincinde olarak hem kolaylýkta, hem de zorlukta O’ndan yardým istemelidir. Yoðun koþuþturma, stres ve yaþanan sýkýntýlardan insaný feraha çýkaracak tek güç Allah’týr. Dua ederek Rabb’i ile baðlantý kuran insan, samimiyetle ettiði her duaya Allah’ýn icabet edeceðinin bilincinde olarak bu ibadeti yerine getirmelidir. Ýnsanlarýn pek çoðu duayý yalnýzca darlýk ve sýkýntý anýnda elinden gelen her þeyi denedikten sonra Allah’ý hatýrlamak þeklinde anlarlar. Bu insanlar sorunlarý çözülüp sýkýntýyý atlattýklarýnda, daha sonra yaþayacaklarý bir zorluk anýna kadar Allah’ý unutur ve O’ndan bir þey istemeyi akýllarýna dahi getirmezler. Kur’an’da bu konu ile ilgili olarak denizde kaza geçiren, ancak kurtulduktan sonra yine eski duyarsýzlýklarýna geri dönen kiþiler örnek verilir: “…Öyle ki siz gemide bulunduðunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgarla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çýlgýnca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onlarý kuþatýverir; onlar artýk bu (dalgalarla) gerçekten kuþatýldýklarýný sanmýþlarken, dinde O’na ’gönülden katýksýz baðlýlar (muhlisler)’ olarak Allah’a dua etmeye baþlarlar: "Andolsun eðer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak sana þükredenlerden olacaðýz." (Yunus Suresi, 22) Ayette anlatýldýðý gibi denizde fýrtýnaya yakalanarak çaresiz kalan bu insanlar, o an Allah’a sýðýnýrlar. Ancak karaya çýktýklarýnda, "fakat karaya (çýkarýp) sizi kurtarýnca (yine) sýrt çevirirsiniz. Ýnsan pek nankördür." (Ýsra Suresi, 67) þeklinde bildirildiði gibi, yaþadýklarý acizliði unutan bu kiþiler, tekrar Allah’tan uzak, gaflet dolu eski yaþamlarýna geri dönerler. Yaþadýklarý felaket anýnda Allah’tan baþka sýðýnacak güç olmadýðýný anladýklarý halde, ders almazlar. Oysa insanýn en zor anýnda sýðýnmak için aklýna Allah’ýn geliyor olmasý, sýðýnýlacak tek gücün O olduðunun göstergesidir. Ancak bu kiþiler musibetler, belalar, felaketler üzerlerinden kalktýðý an, öðüt almak bir yana, yaþadýklarýný tamamen unuturlar. Kendilerinden ne kadar emindirler; oysa “..sizi bir kere daha ona (denize) gönderip üzerinize kýrýp geçiren bir fýrtýna salarak nankörlük etmeniz nedeniyle sizi batýrmasýna karþý emin misiniz?..”( Ýsra Suresi, 69) ifadesiyle dikkat çekildiði üzere Yüce Allah’ýn azabýndan asla emin olunamaz. Ýnsanýn Allah’a olan duasý, yakýnlýk ve teslimiyeti, tehlike anýnda hissedilen kadar içten olmalýdýr. Bediüzzaman, duanýn kulluðun ruhu, samimi imanýn sonucu olduðunu, meyvesinin ise ahirette toplanacaðýný söyler. Ve þöyle devam eder: “Duanýn en güzel, en latif, en leziz meyvesi, neticesi þudur ki; Dua eden adam bilir ki, Birisi var; onun sesini dinler, derdine derman yetiþtirir, ona merhamet eder. O’nun kudret eli her þeye yetiþir. Bu büyük dünya hanýnda o yalnýz deðil; bir Kerim Zat var, ona bakar, ünsiyet verir. Hem onun hadsiz ihtiyaçlarýný yerine getirebilir ve onun hadsiz düþmanlarýný defedebilir... Ey insan! Madem hakikat böyledir; gururu ve enaniyeti býrak. Ulûhiyetin dergahýnda acizlik ve zayýflýðýný, medet isteyerek; fakirlik ve ihtiyacýný dua lisanýyla ilan et ve kul olduðunu göster. “Allah en büyük vekildir” de, yüksel.” “... O, herþey üzerinde vekildir. (Zümer Suresi, 62)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |