Ýnsaný dünyada mutlu ve huzurlu bir yaþama, ahirette de gerçek kurtuluþa kavuþturacak olan tüm bilgiler ve her sorunun yanýtý Kuran’dadýr. Her insan, Rabb’inin Kur’an’la haber verdiði gerçekleri düþünmeli, dünyaya ve ahirete bakýþ açýsýndaki yanlýþlarý düzeltmeli ve sonsuz ahirete yönelik ciddi/samimi çaba içinde olmalýdýr. Yaþadýðý kayýtsýzlýða karþýlýk kiþi, vicdanýndaki duyarlýlýðý kaybedebilir, kalbi katýlaþabilir. Allah bu konuya inananlarýn dikkatini çeker ve "Ýman edenlerin, Allah’ýn ve haktan inmiþ olanýn zikri için kalplerinin ’saygý ve korku ile yumuþamasý’ zamaný gelmedi mi? Onlar, bundan önce kendilerine kitap verilmiþ, sonra üzerlerinden uzun bir süre geçmiþ, böylece kalpleri de katýlaþmýþ bulunanlar gibi olmasýnlar. Onlardan çoðu fasýk olanlardý." (Hadid Suresi, 16) ayetiyle önemini hatýrlatýr.

Ne amaçla dünyada bulunduðu insan için en önemli sorudur. Yüce Allah bu sorunun yanýtýný Kur’an’da açýklar. Yaratýlmýþ her þey gibi, insanýn da yaratýlýþ amacý vardýr; yalnýzca Allah’a kul olmak. Yapmasý gereken de, O’nun uyarýcý olarak görevlendirdiði elçilerin ve kitaplarýnýn bildirdiði gerçekler üzerinde derin düþünmektir:

(Onlarý) Apaçýk deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur’an’ý) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açýklayasýn ve onlar da iyice düþünsünler, diye. (Nahl Suresi, 44)

Hüküm verenlerin hakimi Allah Kuran’ýn indiriliþ nedenini, "(Bu Kur’an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düþünsünler ve temiz akýl sahipleri öðüt alsýnlar diye sana indirdiðimiz mübarek bir kitaptýr." (Sad Suresi, 29) ayetiyle bildirir. Ýnananlar Allah’ýn insanlýða yaþam rehberi olan mesajýný okur, ayetleri üzerinde derin düþünür, “okunduðunda imanlarýný artýrýr” (Enfal Suresi, 2) ve yaþamlarýný Kur’an’daki gerçeklere uygun olarak düzenlerler.

Allah, Kendisini tanýttýðý, sýnýrlarýný bildirdiði Kur’an’ý gereði gibi okumamýzý ister. Ancak insanlarýn çoðu Allah’ýn bu buyruðunu göz ardý eder.. Dünyanýn ‘en çok satan kitabý’dýr Kur’an, ancak en çok okunan kitabý deðildir. Çok sayýda insan Kur’an’dan habersiz yaþamaktadýr.

“Kendilerine verdiðimiz Kitabý gereði gibi okuyanlar, iþte ona iman edenler bunlardýr. Kim de onu inkar ederse, artýk onlar hüsrana uðrayanlarýn ta kendileridir.” (Bakara Suresi, 121) ayetindeki ‘Kuran’ýn gereði gibi okunmasý’ buyruðu, ayetlere sýmsýký sarýlarak, samimiyetle okumak anlamýndadýr. Kuran’ý gereði gibi okuyanlar da, Allah’ýn sýnýrlarýný koruma konusunda titizlik gösterenlerdir.

Dinden uzak toplumlardaki bireylerin din anlayýþý ise oldukça çarpýktýr. Kur’an dýþýndaki kaynaklardan edindikleri ya da bazý kimselerden duyduklarý bilgilerin din olduðunu zanneder, gerçek dinin güzelliklerinden yoksun yaþarlar. Herkesin doðrularý farklýdýr, bu yüzden toplumda birden fazla din yaþanýr. Oysa dinin gerçek kaynaðý, “Gerçek, Rabbinden (gelen)dir. Öyleyse kuþkuya kapýlanlardan olma.” (Al-i Ýmran Suresi, 60) ayetiyle ifade edildiði üzere Kur’an’dýr.

Bu yanlýþ yolda yürüyenler, Allah’ýn insanlara kurtuluþ rehberi olarak indirdiði Kur’an’da neler yazýlý olduðunu merak bile etmezler. Sorularýnýn yanýtlarýný ise, “Kendilerine okunmakta olan Kitabý sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Þüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öðüt (zikir) vardýr. (Ankebut Suresi, 51) ayetiyle de bildirildiði gibi Allah’ýn hiçbir þeyi eksik býrakmadýðý Kur’an’da deðil, farklý kaynaklarda ararlar. Bu durum, Kuran’da, "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kuran’ý terk edilmiþ (bir kitap) olarak býraktý" (Furkan Suresi, 30) þeklinde ifade edilir.

Çoðu insan Allah’a inandýðýný söyler. Kur’an’ý hiç bilmeyen kiþilerin yanýtý da genelde aynýdýr. Oysa Allah’ýn Kendisini tanýttýðý Kur’an’dan yüz çeviren kiþi, Allah’ý nasýl tanýyýp, gücünü kavrayabilecektir? Bir yaprak bile yaratamayan insan için Rabb’ini tanýmak, gücünü takdir edip, O’na teslim olmak en doðru olandýr.

Kuran, düþünen insanlar içindir. Okuduðu her kitapla kibirlenen kiþilerin aksine, Kur’an okuyan insan, Allah’ýn eþsiz kudreti karþýsýnda kendi aczini anlar, boyun büker ve O’na kul olur, teslim olur!

Ýman eden insan Kur’an ahlaký ile cahiliye yaþamý arasýnda orta bir yol aramaya çalýþmaz. Bir insan ya Allah’ýn dosdoðru yolundadýr, ya da sarp, engebeli ve tehlikelerle dolu þeytanýn yolundadýr. Kur’an’a, yani en doðruya uyan kiþiler, Allah’ýn hem dünyada hem ahirette mutluluk müjdesi verdiði iman sahipleridir.